Madalyanın yolu okul sporlarından başlıyor

Türkiye Okul Sporları Federasyonu Başkanı Ömür Fatih Karakullukçu, olimpiyat şampiyonu Mete Gazoz ve dünya şampiyonu Ayşe Begüm Onbaşı gibi önemli sporcuların sporla okulda tanıştıklarını, okul sporlarının sportif başarının temeli olduğunu belirtti.

Karakullukçu, öğrencilerin okul sporlarıyla erken yaşta spora başlamalarının önemini ve okul sporlarında yapılması gerekenleri AA spor sohbetlerinde değerlendirdi.

Ülkenin çok büyük bir genç nüfusa sahip olması dolayısıyla okul sporlarının ayrıca önem taşıdığını vurgulayan Karakullukçu, "18-25 yaş skalasının nüfustaki karşılığının 40 milyon olduğunu düşünüyoruz. İlkokul, ortaokul ve lise, yani ortaöğretim okullarında da yaklaşık 11 milyon öğrencimizin eğitim aldığını biliyoruz" dedi.

Karakullukçu, federasyon olarak okulda öğrenilecek bütün sportif alışkanlıklara ve spor kültürüne dair farkındalık oluşturucu bütün etmenlere baktıklarını belirtti.

Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın öncülüğünde Türkiye genelinde 60 branşta okul sporları düzenlendiğini aktaran Karakullukçu, 60 branştaki Türkiye şampiyonunun federasyonları aracılığıyla yurt dışındaki müsabakalara katılmaya yönlendirildiğini söyledi.

Türkiye'de okul sporlarında birincinin arandığını ancak uluslararası alanda okul sporlarında katılımın ve öğrencinin sporla tanışmasının önemsendiğini ifade eden Karakullukçu, "Sportif anlamda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Uluslararası Okul Sporları'nın (ISF) önemsediği 3-4 branştaki yurt içi organizasyonun federasyonumuz aracılığıyla yapılmasını istiyoruz" dedi.

"OKUL SPORLARI SPORTİF BAŞARININ DA TEMELİDİR"

Okul sporlarında il bazlı organizasyonların artırılması gerektiğini belirten Karakullukçu, "Bütün öğrencilerin en az 3 tane branşta aktivasyona girmesi temel hedefimiz. Her öğrencinin en az 3 branşta oynamasını istiyoruz. Çünkü okul sporları sportif başarının da temelidir" diye konuştu.

Spora alışkanlığın kesinlikle küçük yaşlarda başlaması gerektiğine işaret eden Karakullukçu, "Biz spor yapan, mühendisler, diş hekimleri, avukatlar, bütün meslek grupların spor yaptığı bir topluma da ulaşabiliriz. Yani sanayide çalışırsınız ama günlük sporunuzu aksatmadan yapabilirsiniz. Aslında sportif bir karakterin oluşumu diş fırçalamak gibi bir alışkanlığın oluşturulması" dedi.

Türkiye'nin Avrupa'nın en iyi sportif tesislerine sahip olunduğunu kaydeden Karakullukçu, "Turnuvalarda biz birinciyi ararsak illaki okul bize en iyi sporcularını göndermek zorunda ama katılımı önemsersek, 'herkes en az bir müsabakaya katılacak dersek' bütün öğrencilerin bir müsabakaya katılımını sağlamış olacağız. Her çocuğun eline topu dokundurabilmemiz lazım, o salona ayaklarını bastırabilmemiz lazım" şeklinde görüş belirtti.

"ÖNEMLİ SPORCULARIMIZ SPORLA OKULD TANIŞMIŞLAR VE GELİŞTİRMİŞLER"

Yetenek taramasını Kovid-19 salgınının son yıllarda akamete uğrattığını dile getiren Karakullukçu, yeni dönemde yetenek taramasının tekrar başlayacağını aktardı.

Karakullukçu, sporun akademik boyutuyla ilgili de "Ülkemizde 80 tane spor bilimleri fakültesi var, bu fakültelerimizin yaklaşık 50'ye yakınında laboratuvarlarımız var. Spor dediğimiz de bir taraftan da akademik bakış hiç eksik edilmemesi gereken bir alan" diye konuştu.

Tarama yapılırken diğer çocukların olumsuz etkileşime girmemesi için "yatkın" veya "geliştirilmeli" şeklinde kullanımların daha doğru olacağına dikkati çeken Karakullukçu, "Toplumda 'spor yapana kadar iki tane daha soru çöz daha iyi bir yeri kazanırsın', algısı var. Son yıllarda Gençlik ve Spor Bakanlığımızın çalışmalarıyla şöyle bir mesafe aldık, bakanlığımıza teşekkür etmek istiyorum. Sportif başarı artık yüksek öğretimde bonus puan olarak size yansıyor ve sportif başarısı olan öğrenci arkadaşlarımız beden eğitiminde okumak zorunda kalmıyorlar artık başka fakültelere de girebilecek. Şimdi aynı şekilde sportif başarısı olan öğrencilerin orta öğretim kurumlarında da bonus puan almasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Sportif başarı için erken yaşlarda başlamanın önemini vurgulayan Karakullukçu, şöyle devam etti:

"Dünyayı incelediğiniz zaman olimpiyatlarda altın madalyayı hep kazanan ülkelere baktığınız zaman o branşlarla sporcuların okulun ilk düzeylerinde tanıştıklarını görüyoruz. Sonra hem okul içinde hem okul dışında kendilerini geliştirmişler ve elit sporculuğa kadar yürümüşler. Terinizi akıtmadan sporda başarılı olamazsınız. Bugün bunun örneklerini görüyoruz, medarı iftiharımız Mete Gazoz, Ayşe Begüm Onbaşı gibi önemli sporcularımız sporla okulda tanışmışlar ve geliştirmişler. O çocuklarımız o branşla alakalı en iyi olmuşlar, dünyada tanınır olmuşlar ama maşallah sportif karakteri de özümsemişler bunun örnek alınması gerekiyor."

Özellikle ilkokul öğretmenlerinin çocuklarca daha çok örnek alındığını belirten Karakullukçu, "Öğretmenlerimiz en kıymetlilerimiz. Herkes ilkokul öğretmenini hatırlıyor, yapmadığınız bir şeyi çocuğa anlatmanız çok fazla kabul görmüyor. Dolayısıyla biz çocuklarımızı spora yönlendireceksek, sportif bir toplum inşa etmeye çalışıyorsak, diğer değerlerimizle beraber bunları kendimizin gerçekleştirmesi gerekiyor. Söyleyerek değil de yaparak yönlendirmeye çalışmak daha başarılı olacak" dedi.

Pandemi döneminde sporla hareketlenmenin öneminin daha fazla anlaşıldığını belirten Karakullukçu, "Çocuklarımızın okul başlamadan önce 5 dakika kültür-fizik hareketleriyle canlanmalarını sağlayabiliriz. Bunu bireysel anlamda bir çok öğretmenimizin yaptırdığını biliyoruz ama genel olarak böyle bir şey yapılırsa bizi de mutlu edecek. Velilerden isteğimiz çocuklarımızı hareketlendirelim, yaptığımız spor hangi branş olursa olsun" diyerek sözlerini tamamladı.