Arama sonuçları

Obez bireylerin ‘damgalanması’ nasıl önlenecek?

Obez bireylerin ‘damgalanması’ nasıl önlenecek?

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, obeziteyle mücadele kapsamında, bireysel ve toplumsal bilinirliğin sağlanması ve "damgalama"nın önlenebilmesi için başta okullar olmak üzere, birçok mecrada eğitim programlarına başlayacak. Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) San Diego şehrinde bu yıl 40'ncısı düzenlenen "Uluslararası Obezite Konferansı"nda, obeziteli bireylerde "damgalama" ve farkındalığın artırılması eğitimi, ele alınan önemli konular arasında yer aldı

ÖTEKİLEŞTİRME İLE KARŞI KARŞIYALAR

Avrupa Obeziteli Bireyler Koalisyonu (European Coalision of People with Obesity- ECPO) Başkanı Vicki Mooney, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kilo kontrolü konusunda mücadele verenlerin birçok sorunla baş etmek durumunda kaldığını belirtti. Mooney, "Bunların içinde 'damgalama' birinci sırada geliyor. Kültürler, çok değişik ve hepsinde bu bireyler ötekileşme ile karşı karşıya kalıyor" dedi.
Mooney, obezitenin bir hastalık olmaktan ziyade "oburluk" gibi algılanmasının motivasyonu bozan en önemli faktörlerden biri olduğunu vurguladı. Mooney, "Obezitesi bulunan kişiler, sağlık sistemi içinde de damgalanmaya uğruyorlar. Hekime başvurduklarında, hasta konuyu açmadığı sürece birçok sağlık çalışanı da bu konuya girmek istemiyor" diye konuştu.
Mooney, bu konuda hem toplumsal hem bireysel hem de sağlık hizmet sunucularında farkındalığın geliştirilmesi için okul çağından itibaren başlayan bir eğitim programın fayda sağlayacağını söyledi.

OKULLARDA EĞİTİM VERİLDİ

Portekiz'de bu konuda yapılan çalışmaların çok iyi bir örnek olduğunu anlatan Mooney, sözlerini şöyle sürdürdü: "Obezite ile ilgilenen dernekler, okul çağındaki 500 bin çocuğa ulaştı. Okullarda, damgalama, ötekileştirme ve sağlıklı gıda tüketimi konusunda bir eğitim verildi. Sosyal sorumluluk programı olarak okullarda yer alan bu eğitimlerde obezitenin bir hastalık olduğu vurgulandı. Bunun yanı sıra çocuklar için bir aplikasyon geliştirilerek oyun geliştirildi. Bu oyunda çocuklar obeziteye ilişkin doğru bilgiyi öğrendikçe puan kazanıyor.

TÜM AVRUPA ÜLKELERİNDE BAŞLAYACAK

Portekiz örneğinden yola çıkılarak, önümüzdeki 2 yıl için Avrupa ülkelerini kapsayacak böyle bir programın hayata geçirilmesi hedeflendi. Bunun global olabilmesi için Dünya Obezite Federasyonu'nun bu çağrıyı yapması gerekiyor. Konferansta, tüm paydaşlarla bununla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Bu tür çalışmalar, hastalığı gelişmeden önleyebilmek için çok değerli."
ABD'de yapılan Uluslararası Obezite Konferansı'nda sonuçları duyurulan ACTION Teems çalışmasının sonuçlarından da örnek veren Mooney, "Katılımcılardan genç ergenler, obeziteli olmaktan utandıklarını, damgalandıklarını ve yalnız kaldıklarını ifade etti. Damgalanacakları düşüncesiyle aileleri ve sağlık çalışanlarıyla da konuşmaktan çekindiklerini belirtiyorlar" dedi.

OBEZİTE BİR HASTALIK

Avrupa Obezite Derneği Başkanı Jason Halford da AB ülkelerinde çocukluk çağı obezite oranının yüzde 5-10-15 olarak değiştiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Bunlar, çok yüksek oranlar, çünkü çocuklukta görülen obezite, gelecekte de çok değişmiyor ve artarak devam ediyor. Eğer gençlik çağında bir obezite varsa gelecekte de bu ciddi bir sorun oluyor. Bu kişilerin sürekli kilo verme çabası oluyor ve başarısızlık da bu oranda artıyor. 
Sağlıklı kilo kaybının elde edilememesi obezitesi bulunan bireylerde psikolojik sorunlara, öz güven kaybına ve yalnızlaşmaya yol açabiliyor. Bu kişilerde çaresizlik hissi yaratıyor. Kilo kontrolünde başarısızlık nedenlerinde, ilk sırayı obezitenin kronik ve tekrarlayan bir hastalık olduğunun anlaşılamaması alıyor. Bunun bir hastalık olduğunu bilmeyen birey, kendi kendine mücadele etmeye çalışıyor ve başarısız oluyor. Bu motivasyonunu kaybettiriyor, fiziksel sorunların yanı sıra psikolojik sorunlarla da baş etmek zorunda kalınmasına neden oluyor.
Uzun süre sağlık profesyoneline başvurmayan ve kendi mücadele etmeye çalışan obezitesi bulunan bireyler, kilo verdiklerinde bir süre sonra daha fazlasını almaya başlıyor. Çünkü, sorunun altında yatan biyolojik, genetik ya da hormonal nedenler çözümlenmemiş oluyor."

EĞİTİM BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR

Toplumsal ve bireysel farkındalığın artırılabilmesi için eğitimin büyük önem taşıdığının altını çizen Halford, "Daha global ve uluslararası seviyede farkındalık yaratmak için çalışıyoruz. Bunun için eğitimler büyük önem taşıyor. Yapılan eğitim dahil tüm çalışmalarda ortak bir dil kullanılarak tek bir mesaj verilmeli" dedi. Halford, yakın gelecekteki öncelikli hedefin bunun bir hastalık olduğunun ve tedavi edilmesi gerektiğinin bilinmesi ve tedaviye erişimin artırılması, ruhsal sağlığının da korunması olduğuna işaret etti.

TÜRKİYE'DE OBEZİTE KLİNİKLERİ DE ÇOK GÜÇLÜ

Dünyada obezitesi bulunan çocuk ve adolesan sayısının yaklaşık 157 milyon olduğunu belirten Halford, çok sayıda ergenin fazla kilo ya da obezite ile mücadele ettiğini vurgulayarak, bu durum daha önceleri Kuzey Avrupa ülkelerinin temel sağlık problemlerinden biri olduğunu, ancak artık Akdeniz ülkelerinde de yoğun olarak görüldüğünü ifade etti.

TÜRKİYE EN YÜKSEK ÜLKELER ARASINDA

Türkiye'nin obezite sıklığı en yüksek ülkeler arasında yer aldığının da altını çizen Halford, son dönemde Körfez ülkelerinde ciddi bir artış yaşanmaya başladığının kaydetti. Halford, "Türkiye'de obezite önemli bir sorun. Türkiye'de karşılanmamış çok büyük bir ihtiyaç var. Türk sağlık sistemine obezitenin etkileri çok fazla. Obezite sıklığı, Türkiye'de hem sağlık sistemine hem de ülke ekonomisine yük getiriyor" diye konuştu.
Türkiye'de obezitenin hastalık olarak tanımlandığını, bunun çok büyük değer taşıdığını vurgulayan Halford, şunları söyledi: "Bunun dışında Türkiye'de obezite klinikleri de çok güçlü ve bunların sayısı şu an 16. Hiçbir Avrupa ülkesinde bu kadar Avrupa Birliği standartlarında tanınmış obezite merkezi yok. Türkiye, bu konuda örnek bir ülke.
Türkiye'nin bu alandaki sağlık altyapısı çok güçlü. Türkiye ile birçok alanda ulusal ve bölgesel olarak ortak çalışmalar yapıyoruz. Obezite sıklığının hızla düşürülebilmesi için birlikte çalışmaya hazırız."

MEKSİKALI GENÇ 110 KİLODAN 69 KİLOYA DÜŞTÜ

Uzun yıllar obeziteyle mücadele ettikten sonra hekim kontrolünde ideal kilosuna ulaşan Meksikalı Aranza Sosa, kendisinin de uzun yıllar kilo kontrolünü sağlamak için mücadele verdiğini anlatarak, bu süreçte psikolojik olarak da çok yıprandığını söyledi.
Çocuklundan beri kilolu olduğu için hep diyet yaptığını belirten Sosa, 18 yaşında bunun bir hastalık olduğunu öğrendiğini söyledi. Sosa, şunları anlattı: "Arkadaşlarım zayıf ve güzeldi. Ben kendimi çok çirkin hissediyordum. Diyetler başarısızlıkla sonuçlanıyordu. Ben de 18 yaşında doktora gittim ve bunun bir hastalık olduğunu söyledi. O zaman çok rahatladım, kendimi suçlamaktan vazgeçtim. Daha güçlü mücadele edebildim. Doktora başvurduğumda 18 yaşında ve 110 kiloydum. Hekim kontrolünde bir tedavi planlaması yapıldı ve şu anda 69 kiloyum ve çok mutluyum." 

 

06-11-2022


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş