Okula robot öğretmenler, üniversiteye sanal asistanlar
Okula robot öğretmenler, üniversiteye sanal asistanlar. 2030 yılına kadar bugünkü mesleklerin yüzde 85'i ortadan kalkacak. Sınıflarda robot öğretmenler, üniversitelerde ise sanal öğretim asistanları olacak. İnsanın tüm canlılardan ayırılan en büyük özelliği olan beyin gücünü elinden almaya aday yapay zekâda gelinen son aşama hem şaşırtıyor hem de ürkütüyor.
OKULDA ROBOT ÖĞRETMENLER, ÜNİVERSİTEYE SANAL ASİSTANLAR
Bu alanda yapılan çalışmalar hızla devam ederse bilim insanları, şu anda yapılan işlerin yüzde 85’inin 2030’a kadar ortadan kaybolacağını öngörüyor. Bu değişim eğitimi de yakından ilgilendiriyor. Öyle ki yakın bir zamanda robot öğretmenler, insan öğretmenlerle aynı sınıfı paylaşacak. Robotlar dersi anlatacak, çocuklara özgüven, yaratıcılık ve etik değerleri ise insan öğretmenler verecek.
ROBOT ÖĞRETMENLERE HAZIR MISINIZ?
Milliyet’ten Mine Özdemir’in haberine göre tüm dünyanın ilgisini çeken bu konuyla ilgili Avrupa’nın köklü eğitim kurumlarından Le Rosey tarafından önceki gün, “Yapay Zekâ Dönemi ve İsviçre Eğitimi” konulu panel düzenlendi. Konuşmacılar arasında Goldsmiths University of London’dan yapay zekâ çalışmalarıyla öne çıkan profesör Mark Bishop, Le Rosey’den Phillippe Gudin, Swiss Learning’den Christophe X. Clivaz, Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cem Say, nörolog Prof. Dr. Sinan Canan, felsefeci Prof. Dr. Kenan Gürsoy ve Zilberman’dan müzisyen Dr. Selçuk Artut yer aldı.
İşte panelde tartışılan konular:
YAPAY ZEKA EĞİTİMİ NASIL ETKİLEYECEK?
Prof. Mark Bishop (Goldsmiths University of London)
Yapay zekâyı küçük laboratuvarlardan dünyaya çıkaran gelişmeler oldu. IBM’in geliştirdiği Deep Blue dünyanın en büyük satranç oyuncusu Kasparov’u yendi. Şu anda yapay zekânın sürücüsüz araçlar ortaya koyduğunu görüyoruz ve bunlar kaza yapmadan millerce gidebiliyor. Bütün bu gelişmeler akademisyenlerin çalışmalarını etkiliyor. Makinelerin daha etkili ve verimli olmaları için çalışıyoruz. Peki, yapay zekâ eğitimi nasıl etkileyecek?
İngiltere’de bağımsız bir think tank var. Yapay zekânın eğitimi etkileyeceği alanları 3 temel sınıfa ayırmış. Öğrenciyle, eğiticiyle ve sistemle ilgili uygulamalar. Hepsi şu fikre dayanıyor. Bir gün yapay zekâ sistemleri, insan kapasitesine eşit olacak.
2045 SANAL ÖĞRETİM ASİSTANLARI
Bütün teknolojik çabalar, bilgisayarlar tarafından yapılacak. O aşamada öğretmenlik gibi entelektüel çabalar da yapay zekânın kurs vermesiyle ilişkilendirilecek. Eğer bu olursa 2045’te sanal öğretim asistanları olacak. Şu anda sahip olduğumuz en iyi öğretmenlerle onlar yarışacaklar.
Yapay zekâyı eğitimde nasıl kullanabiliriz? Tabii ki bu noktada belki geçmişte eğitim sisteminde zorlanan, engelli, iletişim sorunu olan kişiler bunun içine girecek. Burada girişte bahsedilen sistemlerden biri MOOCs isimli teknoloji. MOOCs, açık, online öğrenim toplulukları demek. İlk başarılı MOOCs’lardan biri makine öğreniminde gerçekleştirildi. 2011’de makine öğrenimiyle bütün dünyaya tanıtıldığında yüz binlerce öğrenci, buna kaydoldu. Şu anda kurslarımız dünyada birçok öğrenciye açık. Daha büyük topluluklara ulaşma yolumuzdan biri de bu.
EĞİTİM SİSTEMİ ÖĞRENCİYE GÖRE ŞEKİLLENECEK
Eğitim sistemini öğrenciye göre kişiselleştirebiliriz. Yapay zekâ ile çok erken bir dönemde çok yüksek bir toplulukta hangi öğrencilerin kursta sorun yaşayıp hangilerinin yaşamayacağı tahmin edilebiliyor. IBM’in Project Debater’ı sayesinde ortaya konulan sorunlar tartışılıyor. Bu sayede bir oylama yapılmış, daha önceden bilgisi olmadığı halde makineler dünyadaki en iyi tartışmacıları geride bırakabiliyor. Makinalar insan dilini, kültürünü ciddi şekilde anlamaya başladı. Yapay zekâ hiçbir insanın yapamayacağı hataları da yapıyor; elinde diş fırçası tutan bir bebeği gördüğünde bir erkek çocuğu beyzbol sopası tutuyor gibi algılıyor. Dolayısıyla her zaman eğitim sistemlerinde insan faktörüne ihtiyaç var.
ROBOT ÖĞRETMENLER NASIL OLACAK?
Phillippe Gudin (Le Rosey)
Gelecekle ilgili bir şey bilmiyoruz. Peki, öğrencileri bilmediğimiz bir şeye nasıl hazırlayabiliriz? Öncelikle yapay zekâya baktığımızda harika bir aracı olacağa benziyor. Teknik gelişmeleri okulun kapısında bırakmak doğru mu? Robotları bu şekilde durdurabilmek bence mümkün değil. Biz o araçlardan faydalanmalıyız.
Yapay zekâ öğretmenleri nasıl olacak bilmiyorum. Şimdilik onlara robot öğretmen diyelim. Bu robotta matematik analiz zekâsı olacak. Her bir öğrencinin ne kadar hızlı öğrendiğini anlayabilecek. 5 dakikada öğrenci artık Pisagor’u tanımış olacak. Robota, anlamadım tekrarlar mısın denildiğinde robot herhangi bir öğretmenin aklındaki bütün olasılıkları anlatabilecek. Öğrenilen konular arasında bir bağlantı kurmak gerekiyor. Bu anlamda insan öğretmen tabii ki vazgeçilmez çünkü bağlantıları o kuracak. 10-20 yılda okulların geleceği nokta bu. Asıl sorun öğrencileri nasıl geliştireceğiz? Artık mümkün olduğunuzca kendiniz olun felsefesi kaçınılmaz. Yaratıcılığı ve adaptasyon kabiliyeti yüksek insanlara ihtiyacımız var. Bu insanlar anormal sorunlarla karşılaşacak. O yüzden bu duruma hazırlıklı insanlar gerekiyor. Yapmamız gereken çocuklarımızın yaratıcı, etik, hayal gücü yüksek ve sosyal olmalarını sağlamak.
SESİ VE GÖRÜNTÜYÜ TANIYOR
Prof. Dr. Cem Say (Boğaziçi Üniversitesi)
Yapay öğrenme teknolojileri sayesinde bilgisayara bulmasını istediğimiz şeyin binlerce örneğini göstererek bilgiyi kendisinin çıkarsamasını başardık. Artık yapay zekâ sesi ve görüntüyü tanıyor. Öğrencilik işini yapay zekâya yaptırmaya çalışan bir proje yaptım. Yapay öğrencinin yanı sıra yapay öğretmen üzerine de düşündük. Öğrenci imal etmek, öğretmen imal etmekten zor. Öğrencilik konusunda yapay zekâ o kadar iyi değil. Aritmetikçi Lisan İşleyici (Ali) diye bir program yazmıştım. Ali’nin görevi ilkokul 3. sınıf Türkçe yazılmış matematik sorularını çözmekti. 20-25 soruyu çözebilecek kadar bilgiyi kodladım. Sonunda Ali, 20 soruyu çözebildi ama 21. soruyu çözmede takılıyordu.
BİLGİSAYARLAR KENDİ KENDİNE ÖĞRENMEYE BAŞLADI
Biz insanlar konuşurken, karşımızdakinin bildiğini varsaydığımız bir ansiklopedi dolusu bilgiyi kullanıyoruz. Ama bilgisayar bunu bilmiyor, tek tek o bilgilerin kodlanması lazım. Yavaş yavaş bunun üstesinden geliyoruz. Bilgisayarlar kendi kendilerine öğrenmeye başladı, insan önyargılarını da öğreniyor. Ali’nin bir benzerini Japonlar yapmış. Üniversite giriş sınavına hazırlanıp öğrencilerin yüzde 80’inden daha iyi skor alan robot yapmışlar. Onlar bir de kompozisyon yazdırıyorlar. Google, Wikipedia üzerinden buldukları uygun cümleleri art arda yapıştırıyor ve bu puanı alıyor. Her teknolojide olduğu gibi bunu da dikkatli kullanmamız gerekiyor.
BUGÜNKÜ MESLEKLER 2030’DA OLMAYACAK
Christophe X. Clivaz (Swiss Learning)
Oxford’da yapılan bir çalışmaya göre bugünün işlerinin yüzde 47’si, 20 yıl içinde bilgisayarlar tarafından yapılacak. Sahip olduğumuz işlerin yüzde 85’i, 2030’a kadar ortadan kaybolacak. Bu gerçekliğe karşı ne yapmamız gerekiyor? Bir bilgisayar bir insandan sınıf içinde daha mı iyi yoksa değil mi? Bunu anlamak güç. 7 milyardan fazla dünya nüfusu var. Birlikte yaşamak bir gerçeklik. Ve eğitimin de deneyimlere bağlı olarak gelişmesi gerekiyor. Gençlere sadece sınıf içinde değil, dışarıda da etkileşim şansı vermeliyiz. Dil de çok önemli. Dil düşünme şeklini etkiliyor. Bütün dünyanın gerçekliğini kabul etme konusuyla da çok yakından ilişkili. Yeni nesil çocuklar için yapılması gereken şeyler var. Eğitimin becerilere dayandırılması gerekiyor.
10-10-2018