Arama sonuçları

Ortaokullarda çevre eğitimi ve iklim değişikliği dersi başladı

Ortaokullarda çevre eğitimi ve iklim değişikliği dersi başladı

Ortaokul 6, 7. veya 8. sınıf öğrencileri, bu yıl seçmeli ders olarak müfredata giren çevre eğitimi ve iklim değişikliği dersini görmeye başladı.

Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ilkokul ve ortaokullarda okutulan çevre eğitimi dersinin adı, Paris İklim Anlaşması kararları, MEB'in Stratejik Planı, çeşitli kurum ve kuruluşların eylem planları ve şura kararları dikkate alınarak, 2021-2022 eğitim-öğretim yılında "çevre eğitimive iklim değişikliği" olarak değiştirildi.

Bu kapsamda küresel iklim değişikliği, sera gazları ve küresel ısınma gibi konular müfredata eklenirken, öğrencilerin çevre sorunlarına karşı duyarlılık göstermeleri ve çevreyi korumaktan mutluluk duymaları gibi kazanımlar edinmeleri amaçlanıyor.

"ÇEVRE BİLİNCİNİ KÜÇÜK ÇOCUKLARDA EDİNDİRMEK ÇOK DAHA KOLAY"

Ümraniye'de bulunan Nihat Sami Banarlı Ortaokulu'ndaki ilk çevre eğitimi ve iklim değişikliği dersinde, AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Fen Bilimleri Öğretmeni Ayşe Kalaycı, dersin amacının çocukların doğadaki olaylara karşı ilgi ve merak duyarak olumlu davranışlar geliştirmelerini sağlamak olduğunu söyledi.

Küçük yaştaki çocukların yetişkinlere göre hem çevreye hem de hayvanlara karşı daha duyarlı olduğunu belirten Kalaycı, gelecek nesillere güzel bir dünya bırakmayı hedefleyen, çevre dostu nesiller yetiştirmek istediklerini ifade etti. Kalaycı, "Çevre bilincini küçük çocuklarda edindirmek çok daha kolay. Daha disiplinli, daha bilinçli, bir şeyler yapma konusunda daha hevesliler. Dolayısıyla 6. sınıflarda başlayıp hem kendileri bilinçlenecek hem de çevrelerini bilinçlendirecekler" diye konuştu.

Çevre eğitimi ve iklim değişikliği dersinin öğrenci odaklı olacağını vurgulayan Kalaycı, şunları kaydetti:

"Öğretmen merkezli değil de öğrencinin yaparak, yaşayarak öğrenebileceği, geziler düzenleyebileceğimiz veya problemin çözümüne dair projeler üretebileceğimiz bir ders haline getirmeyi hedefliyoruz. İlk önce beyin fırtınası ve buluş yoluyla, konuyu çocuklarla tanımaya çalışacağız. Tanıdıktan sonra çocuklar afiş çalışması gibi etkinlikler yapacak. Sadece sınıf içinde değil okul koridorlarında da bu posterleri sergileyip diğer çocukların da bilinçlenmesini sağlayacağız. Daha sonra çocuklardan slayt gösterileri hazırlamalarını isteyeceğim çünkü çocuklar teknolojiyi de çok iyi kullanabiliyorlar. Konferans salonunda diğer öğrencilere de gösteri yapacağız."

YILDA 72 SAAT DERS OLACAK

Dersin, haftada 2 saat olmak üzere yılda toplam 72 saat okutulacağı bilgisini veren Kalaycı, müfredatta "insan ve doğa", "döngüsel doğa", "çevre sorunları", "iklim değişikliği", "iklim değişikliği ve Türkiye", "sürdürülebilir kalkınma ve çevre dostu teknolojiler" başlıklı 6 ünite olduğunu anlattı.

Dersi seçen öğrencilerden Naz Arı, "Bu dersi almak tüm insanları daha iyi etkileyecek ve dünyamızı daha iyi bir hale getirecek" derken, bir diğer öğrenci Ediz Kaan Örkmez de çevre bilincini artırmak için dersi seçtiğini belirterek, "Ben torunlarıma, gelecekteki kuşaklara iyi bir örnek olmak istiyorum. O yüzden bu dersi seçtim" ifadesini kullandı.

"ÇEVRE EĞİTİMİ İHTİYAÇLARINI İYİ ANALİZ EDEN BİR ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ"

Biyolog ve çevre eğitimi uzmanı Doç. Dr. Nazım Kaşot, çevre eğitiminin, erken çocukluk döneminden başlayarak yaşam boyu devam etmesi gereken bir süreç olduğunu, bu nedenle ortaöğretim müfredatına "çevre eğitimi ve iklim değişikliği" dersinin eklenmesinin önemli bir adım niteliği taşıdığını aktardı.

Dersin kazanımlarının yerelden özele gidecek şekilde ele alındığını, güncel ihtiyaç ve sorunlara dikkat çekecek şekilde özenli bir şekilde belirlendiğini anlatan Kaşot, "Dersin, çevre eğitimi ihtiyaçlarını iyi analiz eden bir çalışmanın ürünü olduğunu düşünüyorum." yorumunda bulundu.

İklim değişikliğinin tarım, turizm ve biyolojik çeşitlilik gibi konularla ilişkilendirilerek anlatılmasının konuya bütüncül bir bakış açısı kazandırmak açısından önemli olduğuna dikkati çeken Kaşot, şöyle devam etti:

"Çevre eğitimi ve iklim değişikliği dersinin projeleri, etkinlikler ve gezilerle işlenecek. Kesinlikle pratik çok daha değerlidir. Sadece teorik bilgilerin anlatılması öğrencileri sıkıyor ve dersin sevdirilmesi açısından öğretmeni de zora sokuyor. Bu nedenle dersin sınıf dışı uygulamalarla desteklenecek olması da çok önemli bir katkı olarak karşımıza çıkıyor. Hayatla bağdaştırılan konular öğrenci tarafından neredeyse hiç unutulmuyor. Bu nedenle de dersin hayatla bağdaştırılması çok önemli bir kazanım."

Çevre sorunlarını anlatırken çocuklarda çevreyle ilgili korkular yaratma ihtimalinin olduğu uyarısında bulunan Kaşot, "Dersin eğitim programına yerleştirilmesi oldukça önemli bir adımdır. Burada dikkat çekmek istediğim temel nokta, özellikle çevre sorunları anlatılırken ve iklim değişikliğinden bahsederken ekofobi yaratmadan bunun öğretiminin yapılmasına hassasiyet gösterilmesi gerektiğidir" diyerek sözlerini tamamladı.

20-09-2022


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş