Proje okullarda bu kez de ‘öğretmen’ depremi

Proje okullar ilk kez yaşama geçirildiği 2014 yılından bu yana bir türlü gündemden düşmüyor. Aslında ilginç olan ise Milli Eğitim Bakanlığı MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre bugün ”proje okul” kavramı da ortada yok. Çünkü 22 Şubat 2025 tarihli yönetmelik değişikliğiyle “Proje okullar” tanımı kaldırıldı ve yalnızca sınavla öğrenci alan liseler tanımı kaldı.
18 Mart 2025 tarihinde ise 15 Haziran’da yapılacak ve yaklaşık 1 milyon 8’nci sınıf öğrencisinin katılımı beklenen Liseye Geçiş Sınavı (LGS) için çıkan başvuru ve sınav kılavuzunda tekrar bu kavram çıktı. Kılavuzda LGS puanıyla öğrenci alacak liseler olarak hem sınavla öğrenci alan liseler hem de “proje okul” tanımları yer aldı.
MEB’e göre ise “teknik bir düzenleme yapıldı, yeni çıkacak yönetmelikte bu yazılacak, proje okullar devam edecek” oldu. Yani şu anda yasal olarak böyle bir okul tanımının da söz konusu olmadığını hatırlamak gerek.
SONUÇLAR AÇIKLANINCA
İki gün önce ise yani 8 Nisan 2025 akşamı Millî Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı, "2025 yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme" sonuçları açıklandı. Millî Eğitim Bakanlığı'nca özel program ve proje uygulayan eğitim kurumlarına öğretmen ataması ve yönetici görevlendirmesine ilişkin başvuru kılavuzu 5 Şubat 2025'te yayımlanmıştı. Yani Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’ndeki proje okul tanımının kaldırılmasından yaklaşık 1.5 ay önce.
TEPKİLER VE PROTESTOLAR BAŞLADI
Peki sonuçlar açıklanınca ne oldu derseniz, ortaya çıkan tablo büyük tartışmalara ve tepkilere yol açtı. Çünkü bu okulların öğretmenlerinin büyük çoğunluğu görev yaptıkları okullara atanmadı, il emrine verildi. Bu sayı bazı okullarda 30’u buldu. Bu durum öğrenci ve velilerin yanı sıra öğretmenlerin tepkisine neden oldu. Öğretmenler hangi kritere göre atamaların yapıldığını anlayamadıklarını belirterek, birçok okulda en az 10 öğretmenin il emrine verildiğini dile getirdi.
ÖĞRENCİLERDEN PROTESTO
Birçok lisede ataması yapılmayan öğretmenlerinin durumu öğrenciler tarafından protesto edildi. Öğrenci ve veliler yüksek puanlar alarak girdikleri okullarından öğretmenlerinin alınmasını “sürgün” diye nitelendirerek, atanmayan öğretmenleriyle vedalaşmalarda duygusal anlar yaşadı.
EĞİTİMCİLER: TOPRİL VAR, LİYAKAT YOK
Eğitimciler ise yaptıkları açıklamalarda bu okullara yapılan atamalar ve görevlendirmelerde liyakatin gözardı edilerek, torpil ve iktidara yakın sendikanın baskısının söz konusu olduğunu savundu. Eğitim Sen yaptığı açıklamada atama ve görevlendirme sonuçlarının şeffaflıktan uzak ve liyakat ilkesini hiçe sayan bir anlayışla gerçekleştirildiğini ifade etti. Proje okullarına yapılan atamalarda süreç; somut, ölçülebilir ve nesnel hiçbir kritere dayanmamakta; tamamen siyasi ve idari takdirle şekillenmekte olduğu belirtilen açıklamada şu ifadeleri kullandı:
KIDEM, LİYAKAT, MESLEKİ YETERLİLİK YOK
“Bakanlık; herhangi bir kriter ilanı yapmadan, kıdem, hizmet puanı ya da mesleki yeterlilik gibi objektif göstergelere bakmadan, istediği öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabilmektedir. Bu uygulama, yıllardır eğitimde adalet ve hakkaniyet duygusunu ciddi anlamda zedelemekte; emek, birikim ve mesleki yetkinlik yok sayılmaktadır. Proje okullarında öğretmen ve yönetici atamaları uzun süredir siyasi sadakatin belirleyici olduğu bilinmektedir. Mülakat gibi denetime kapalı uygulamalar, yandaş sendikalara mensup olanlara sağlanan ayrıcalıklar ve hakkaniyetsizlik, öğretmen atamalarını ve eğitim yöneticiliği görevlendirmelerini proje okullarına yönelik açık bir siyasi kadrolaşma aracına dönüştürmüştür. 2025 yılı atamaları da bu tabloyu değiştirmemiştir. Yüzlerce nitelikli ve deneyimli öğretmen ve eğitim yöneticisi hak ettikleri halde ‘Bakanlık takdiri’ sonucunda proje okullarına atanmamıştır. Bu durum, sadece kişisel mağduriyetler yaratmakla kalmamakta; aynı zamanda eğitimin niteliğini doğrudan etkilemektedir.
Atama yetkilerinin tamamen Bakanlık onayına bağlandığı mevcut sistem, liyakati tamamen ortadan kaldırmış; öğretmen ve yönetici atamalarını siyasal ve sendikal yakınlık zeminine indirgemiştir. Atamalarda mesleki kıdem, hizmet süresi, akademik yeterlilik ve performans gibi nesnel kriterlerin olmaması, bu uygulamanın keyfiliğini gözler önüne sermektedir. Bu uygulamalar, kamu yönetimi ilkelerine, hukuka ve kamu yararına açıkça aykırıdır.”
KAFAMA GÖRE ATARIM
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, proje okullarında öğretmen ve yönetici atamalarında yaşanan haksızlık ve hukuksuzluk olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Bir kez daha görüldü ki, proje okullarının ‘cılkı çıkmıştır!’ Bakınız sahadan hoş olmayan bilgi ve duyumlar geliyor. Bu okullarımıza da yönetici atamaları hangi usul ile yapılıyorsa proje okulları da aynı usule tabii olmalıdır. Maalesef bu seçkin okullarımız ‘Kafama göre yönetici ve öğretmen atarım’ projesine dönüşmüş durumdadır. Akademik başarısı en yüksek öğrencilerimizin sınavla yerleştiği proje okullarına öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmelerinde keyfiyete göre atama yapılıyor. Proje okulları kimsenin babasının çiftliği değildir. Proje okulları, sendika ya da STK görünümlü çetelerin tahakkümüne maruz bırakılamaz. Öğretmen ve yöneticileri, mensubiyetleri üzerinden tasnif eden bu hastalıklı zihniyetin tetikçileri, meslektaşlarımızı gayri ahlaki teklif ve örtülü tehditlerle ‘İşleri ile inandıkları’ arasında tercihe zorluyorlar. Madem böyle bir pejmürdeliği yaşayacağız, o zaman STK’lara resmi olarak görev verilsin onlar atama yapsın! Şu anda Davul Milli Eğitim Bakanlığı’nın boynunda, tokmak STK’ların elinde. Kamuyu yönetmek bir STK’nın işi midir? Dışarıdan yapıların kamuyu yönetme arzusu bir hadsizliktir. Bu hadsizliğe müsaade edilmemelidir. Kamuyu, kamu yöneticisi yönetmelidir.”
Geylan, proje okulların sayısının azaltılması gerektiğini, yönetici atamalarının Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi, öğretmen atamalarının da sınavla yapılması gerektiğini belirtti.
PROJE OKULLAR TARTIŞMASI HİÇ BİTMİYOR
2014 yılında “dershane yasası” olarak tanımlanan Torba Yasa’ya eklenen bir maddeyle Türkiye’nin en köklü ve en yüksek puanla öğrenci alan liseleri “Proje Okul” yapılırken, ilk atama 2015 yılında İstanbul Erkek Lisesi’ne yapılmış ve yıllar içinde de bu okulların sayıları binlere ulaşmıştı. Ancak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in müsteşarlığı dönemini hatırlatarak, (çünkü o dönemde proje okullar çıktı) bu kavramı icat eden kişinin kendisi olduğunu söylediği proje okulları sık sık kamuoyunda tartışıldı. Öğretmen ve yönetici atamasıyla ilgili aynı tartışma 2023 yılında tam da LGS tercihleri öncesinde gündeme gelmişti. Türkiye’nin en köklü ve en yüksek puanla öğrenci alan liselerinde tercihler öncesinde okullarında 4 yılını dolduran öğretmen ve yöneticiler için yeniden görevlendirme gündeme gelmişti. Bu konuyu da pervinkaplancom olarak gündeme getirmiş, bu durumun tercihleri olumsuz etkileyeceğini ifade etmiştik. Yine tepkiler üzerine bu karardan vazgeçilerek, öğretmenlerin görev süreleri 2 yıl, müdürlerin ise bir yıl uzatılmıştı.
Son dönemde gündeme gelişi de yazının başında da söz ettiğim gibi önce ortaöğretim kurumları yönetmeliğinden bu kavramın kaldırılması, sonra LGS kılavuzuna girmesi ve son olarak da bu atama ve görevlendirmelerle gündeme geldi. Bakalım bundan sonraki süreç nasıl gelişecek?
11-04-2025