Rehber öğretmenin iki okul çıkmazı
Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı genelgesini hukuka uygun buldu. 6 yıldır yürürlükte olan genelgeye göre bir okulda görev yapan rehber öğretmen, başka bir okulda da görevlendirilebiliyor. Öğretmen Malik Asutay, 30 bin rehberlik öğretmeni açığı olduğuna dikkat çekti.
Aydınlık’tan Ruhsar Şenoğlu’nun haberine göre, Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün genelgesiyle ‘norm fazlası olmayan’ öğretmenlerin başka okullarda görevlendirilmesini hukuka uygun buldu.
2018’de çıkarılan söz konusu genelgenin 5. maddesine göre bir okulda görev yapan rehber öğretmen, aynı zamanda bir başka okulda da görevlendirilebiliyor. Zira okullarımızın büyük bölümünde rehber öğretmen yok. Türkiye’de okullarda 30 bin rehberlik öğretmen açığı var ve MEB, bu açığı rehber öğretmenleri bir başka okulda daha görevlendirmek yoluyla kapatmaya çalışıyor.
Öte yandan hem toplum genelinde şiddet olayları, hem okullarda ‘akran zorbalığı’ artış gösteriyor. En son açıklanan araştırma sonuçları da bu durumu destekliyor. Öğrencilerin zorbalığa maruz kalma düzeylerinin artmasının sadece öğrencilerin psikolojik ve sosyal durumları üzerinde değil akademik başarıları üzerinde de ciddi olumsuz etkileri olduğu, bilimsel araştırmalarla kabul gören bir saptama.
DANIŞTAY: VERİMLİLİK GEREĞİ
Norm fazlası olmayan öğretmenlerin başka okullarda görevlendirilmesi, rehber öğretmenlerin görevlerinin tanımlandığı MEB Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği'nin 34. maddesinde yer almıyor. Yönetmeliğin yetki vermediği bir görevlendirmenin genelgeyle düzenlenemeyeceği belirtiliyor.
Ancak bu, işin hukuki yönü.
Danıştay, genelgenin iptaliyle ilgili açılan bir davayla ilgili olarak verdiği kararda, şu satırlara yer veriyor:
“Norm kadro uygulaması; kurumların, amaçlarına ulaşabilmeleri için, yapılması gereken işlerin yüküne göre istihdam edilmesi gerekli personel sayısının belirlenmesi ve amacın, en az insan kaynağı kullanılarak gerçekleştirilmesi ihtiyacından doğmaktadır. Gerçekleştirilmesi öngörülen hedefe ne kadar az kaynakla ulaşılır ise o kadar verimli olunacağı açıktır.”
ÖĞRETMEN İKİYE BÖLÜNÜYOR
Asıl önemli olan da bu: okullarda rehberlik hizmeti mevcut norm kadro uygulamasıyla verilebiliyor mu? Eğitim-İş Sendikası ve Hepimizin Sendikası Grubu üyesi Malik Asutay, iki okulda birden görevlendirilen öğretmenin, kadrolu olduğu okulda da görevlendirildiği okulda da işini hakkıyla yapamaz duruma geldiğini söyledi. Rehber Öğretmen Asutay, şöyle sürdürdü:
“Öğretmen ikiye bölünüyor. Ne kendi okulunda ne de diğer okulda gerekli verime ulaşamıyor İki okulda birden görevlendirmenin nedeni de aslında rehber öğretmenden beklenen, idarenin istediği evrak, istatistik gibi işleri yapması. Bir reber öğretmen sadece iki gün okula gidiyorsa, o okulda yalnızca evrak işlerini yapabilir. Öğrenciyi ayıracak, psikolojik danışma yapacak zamanı olmaz. Tamamen ‘hiç olmamasından yeğdir’ diye yapılan bir uygulama. Bir öğretmenin aynı anda iki okulda psikolojik danışman olarak çalışması, pedagojik olarak uygun değildir.”
BAKANLIĞIN BAŞKA ÖNCELİKLERİ VAR!
Rehber öğretmenlerin geniş bir görev tanımı var, üstüne bir de okul müdürünün verdiği görevleri yapar diye bir yönetmenlik maddesi var. Pek çok öğretmen gibi rehber öğretmenler de işini engellemesi pahasına verilen ek görevleri kabul ediyor. Peki MEB rehberliği o kadar da önemsemiyor mu? Asutay’ın yanıtı şöyle oldu:
“Önemsememek demeyelim, Bakanlığın başka öncelikleri var. Zaten bunun alternatifi olarak ÇEDES projesiyle ‘değerli eğitimi’ denilerek farklı alanlara girilmek isteniyor. Oysa Yeni Müfredatla, Maarif Modeli ile birlikte rehberlik alanının daha çok artması gerekiyor. Öğrencinin kendini keşfetmesi, doğru alana yöneltilmesi gibi konularda rehberliğe ihtiyacı olacak. Sistem onu getiriyor. Ancak bunlar kağıt üzerinde kalıyor, her şey var ama uygulama yok.”
ÖĞRENCİ SİZE HER AN ULAŞABİLECEĞİNİ BİLMELİ
Rehber Öğretmen Asutay, ‘Rehberlikte süreklilik’ vurgusu yaptı ve bunun gerekliliğini şöyle açıkladı:
“Süreklilik öğrencilerin size ulaşabileceğini bilmesidir. ‘İhtiyacım olduğunda her an gidip rehber etmenimle konuşabilirim’ diyebilmeli. Ama rehber etmenin başka okulda, iki gün sonra gelecek! Bu, sürekliliğin sekteye uğraması demek. Bir rehber öğretmen ulaşılabilir olmalıdır. Bu da okulda, tam zamanlı çalışmayla mümkün. ‘Dişim ağrıyor, randevu alayım, gideyim’ gibi bir şey değil bu. Acil durumlar olabilir, psikolojik ihtiyaç durumları olabilir, okullarda travmatik yaşantılar olabilir. Ayrıca psikolojik danışma, görüşmelerimiz, konuşmalarımız, öğrenciyi tanımak üzerinde kurulur.
“Sizin 500 öğrenciniz var, 3 gün bir okulda gidiyorsunuz, öbür okulda 300 öğrenci var, 2 gün oraya gidiyorsunuz, sizin yükünüz bir anda normunuzun çok üstüne çıkmış oluyor. Ne oradaki öğrenciyi tanıyabiliyorsunuz ne buradaki öğrenciyi tam anlamıyla.”
KARAR TEŞVİK EDER Mİ?
Bir başka konu, Danıştay kararının, ikinci görevlendirme uygulamasını teşvik edeceği endişesi. Asutay’ın değerlendirmesi şöyle:
“Danıştay kararından önce birçok idare, kaymakamlık rehber öğretmen görevlendirmeleri yapmamaya başlamıştı. Matematik öğretmenini atıyor ilçe normundan veya ders saatinden dolayı ama rehber öğretmenleri bunun dışına tutmaya başlamışlardı. Bu Danıştay kararı tekrar görevlendirmenin önünü açabilir. Okul idarecileri, ilçe milli eğitim müdürlükleri bu Danıştay kararına dayanarak artık okullara bu tür görevlendirmeleri yapabilirler. Artık gündemden kalktığını düşündüğümüz bir konuydu. Kazanımın kaybedilmesi gibi bir sonuç doğurabilir.”
30 BİN REHBER ÖĞRETMENE İHTİYAÇ VAR
Norm kadro, kamuda, ‘görevlerini etkin ve verimli bir şekilde yerine getirebilmeleri için atanması gereken azami personeli’ ifade ediyor. Rehber öğretmen sayısını ifade ediyor. MEB, öğrenci sayısına göre, anaokullunda, ilkokulda 150 öğrenci, ortaokulda 300 öğrenci varsa rehber öğretmen atıyor. 149 kişi varsa atamıyor. Bin öğrencide iki tane rehber öğretmen atanması öngörülüyor, 999 kişiyse birinin normu düşüyor. Bu kıstasa göre bile 5 bin dolayında rehber öğretmene ihtiyaç var.
Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (PDR), yıllardır, MEB’in rehber öğretmen ve psikolojik danışman atamalarında uyguladığı normun kaldırılması için mücadele ediyor. Bu hizmetin öğrenci sayısına bağlanmasının yanlış olduğunu savunuyorlar. Öğrencisi olan her okula, norm aranmaksızın rehber öğretmen ve psikolojik danışman atanmasını istiyorlar.
Okul mevcuduna bakılmaksızın her öğrencinin rehber öğretmene ihtiyacı olduğu gerçeğinden hareket edilerek her okula bir rehber öğretmen atanırsa, MEB’in 30 bin rehber öğretmene ihtiyacı var. Uzmanlar, o zaman sınıf rehberlik ders saatlerinin yeniden getirilebileceğini ifade ediyorlar.
AKRAN ZORBALIĞINDAKİ ARTIŞ BİR YILDA YÜZDE 10’U AŞTI
Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşunca (IEA) 4'üncü ve 8'inci sınıf düzeyindeki öğrencilerin matematik ve fen alanlarındaki başarılarının değerlendirildiği TIMSS 2023 raporuna göre okullardaki ‘akran zorbalığı’ artış gösterdi. Akran zorbalığı hem öğrencilerin hayat boyu tutumlarını, hem öğrenci başarılarını etkileyen değişkenlerden biri olarak değerlendiriliyor.
Öğrencilere, bu öğrencilerin öğretmenlerine, velilerine ve okul idarecilerine anketler uygulanarak yapılan ankete göre her iki sınıf düzeyinde de okullarda en sık karşılaşılan disiplin sorunlarının, ‘küfürlü konuşma’, ‘fiziksel kavga’ ve ‘devamsızlık’ olduğu görüldü.
Öğrenciler arasında en sık görülen akran zorbalığı, ‘yalan söyleme’, ‘lakap takma’ ve ‘dış görünüşle ilgili sözler’ olarak kaydedildi. Türkiye'de öğrencilerin en sık maruz kaldığı zorbalık türü ise ‘sözel zorbalık’. 8. sınıf öğrencilerinde ‘benimle konuşulmadı’ ve ‘sırlarım başkalarıyla paylaşıldı’ gibi zorbalık türlerinin dikkat çektiği ifade edildi.
TIMSS 2023 verileri, TIMSS 2019 döngüsüyle karşılaştırıldığında 4. sınıf öğrencilerinin ‘haftada bir’ akran zorbalığı yaşama oranı yüzde 16'ya çıktı. TIMSS 2019'da yüzde 63 olan ‘hemen hemen hiç’ akran zorbalığına maruz kalmadığını belirten öğrencilerin oranı yüzde 10 azaldı. 8. sınıf öğrencilerinde bu oran yüzde 72’den yüzde 47'ye düştü, tüm ülkeler ortalaması ise yüzde 71’den yüzde 60’a düştü.
10-12-2024