Sınava stresinizi kontrol etmeyi öğrenerek hazırlanın

Sınava stresinizi kontrol etmeyi öğrenerek hazırlanın. Stres bugün hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Belki 25 yıl önce zorlanma ve uyum olarak tanımlanırken sınırlı sayıda insan için anlam ifade ederken bugün yaşamın değişmez bir parçası olarak hepimizin hayatında yerini aldı.

Stres, organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. İş, eğim ve özel yaşantımızı zorlaştıran mücadele etmemizi gerektiren pek çok olay ve durum karşısında birçok donanınım ve zengin kaynaklarımıza rağmen her zaman başarılı olamıyoruz ve strese yenik düşüyoruz.  

SINAVA STRESİNİZİ KONTROL ETMEYİ ÖĞRENEREK HAZIRLANIN

Kendi kapasitesini var olan durum ve zorlanmalarla başa çıkabilmek için yetersiz algılayan kişi, stres yaşar. Kişinin, olmasını istediği durumla algıladığı durum arasında önemli saydığı bir fark varsa stres ortaya çıkar.

NEDEN SINAVDA İSTEDİĞİNİZ PERFORMANSI GÖSTEREMEZSİNİZ?

Bunu eğitim hayatında en fazla sınav performanslarında yaşarız. Öğrenci üniversite sınavı ya da okul deneme sınavlarına çalışma olarak hazırdır ancak sınav yüklediği anlam ağırlaşınca sınavda istediği performansı gösteremez. 

Çoğu zamanda “sınavda çözemediğim soruları evde rahatlıkla çözdüm” cümlesini kurar ve anlam vermekte zorlanır. Oysa algılarımızdan biz sorumluyuz. 

STRESİN KAYNAKLARI NEDİR?

Uzmanlar stresin aşağıdaki bileşenlerden oluştuğunu söyler:

• Kişisel beklenti ve seçimler,
• Değişimin getirdiği baskı ve talepler,
• Kişinin stresle başa çıkma becerisi veya bu beceri hakkındaki algısı.

ÖĞRENCİNİN STRES KAYNAKLARI NELERDİR?

Öğrencilerin eğitim hayatında yaşadıkları sınav stresinin temelinde pek çok sebep yatmakla birlikte temelde kendi istek ve potansiyeli ile ailesinin, öğretmenlerinin ve yakın çevresinin istek ve beklentilerinin örtüşmemesi yatar. Bu nedenle her öğrenci stresi farklı sebeplerden ve farklı şekillerde yaşar. Stresin varlığı, yaşamın varlığı kadar gerçek ve sanıldığı gibi “zayıf” kişilerin yaşadığı bir durum değildir. Gerçekte herkes stres yaşar. Zayıf ile güçlü kişilikleri yaratan stres yaşamak değil bu durumla başa çıkabilmek ya da altında ezilme ve kabullenme tercihleridir.

İnsan, sağlıklı yaşamak için “stresi olmayan bir hayat” dilemek yerine, değişen şartlar doğrultusunda hareket edebilmeli, böylece stresi kontrol edebilmelidir. Stres düzeyi, keman teli gibi tutulmalıdır. Tel, gevşek olursa amaca uygun güzel sesler veremez; fazla gergin olursa da kopar. Muhteşem seslerin çıkmasını sağlayan, doğru orandaki gerginliktir.

Orta düzeyde stres, kişinin hayatına heyecan katar, gelişimine yardımcı olur, harekete geçirir, enerji verir.

STRESLE ANCAK İSTERSENİZ BAŞA ÇIKABİLİRSİNİZ?

Stresle başa çıkmak, ancak başa çıkmayı istersek mümkündür.

Araştırmalar, kontrol odağı içte, kendine güveni yüksek, kendini adamış, yeterlilik duygusu yüksek olan ve olumlu bir bakış açısına sahip insanların stresle başa çıkabileceğini göstermektedir.

O zaman;

• Stres kaynağınızı tanıyın, neler sizde stres yaratıyor? Değiştirebilecekleriniz ve değiştiremeyecekleriniz listeleyip değerlendirin.
• Duygularınıza kulak verin, düşüncelerinizi yönetin, hangi düşünceler stresini körüklüyor belirleyin. Çünkü duygularınız sizi yüceltir de yakar da. İsteğiniz sonucu almak için onları besleyin, güçlendirin.
• Fizyolojik belirtileri anlayın ve düzenleyin. Stres beslenme mekanizmasını doğrudan etkiler beyniniz “enerji gerekiyor, ye” emri verdiği için aç olmasanız da yemeğe yönelirsiniz. Sağlıklı ve dengeli beslenin.
• Yavaş ve derin nefes almayı öğrenin.
• Nikotin ve kafein gibi uyarıcılardan uzak durun. Oysa birçok öğrenci ders çalışırken uyanıklık düzeyini artırıyor iddiasıyla ne yazık ki kupa kupa kahve tüketir.
• Yeterli ve düzenli uyuyun.
• Müzik dinleyin.
• Bol su için. Suyun yerini hiçbir içecek alamaz unutmayın.
• Doğaya yakın olun. Açık hava yürüyüşleri, toprağa dokunma, yeşilin içinde olma size iyi gelecektir.
• Az televizyon izleyin, internet ve sosyal medyada saatlerinizi harcamayın.
• İletişim kurun. Stresin en temel kaynaklarından biri, kişin kendisini ifade edememesidir. Söylemek istediklerinizi çevrenize aktaramamanız, duygu ve düşüncelerinizi söylememeniz büyük stres kaynağıdır. Özellikle kaygı ve acının paylaşılması kişiyi rahatlatır.
• Gülün; gülmek, vücudun doğal “mutluluk hapı” olan endorfin salgısına sebep olur. Yani mutluyken güldüğümüz gibi, güldüğümüzde mutlu oluruz. Gülmek tedavi edici özelliğe sahiptir. Sinir sistemini gevşetir, sindirim sistemini çalıştır, kan dolaşımını kolaylaştır.
• Olumlu düşünün çünkü böyle düşünmek olumlu duygu ve davranış yaratır.
• Olumlu düşünme alışkanlığı edinin 

OLUMSUZ GÖRÜŞLERİNİZİ NASIL OLUMLU YAPABİLİRSİNİZ?

Olumsuz       ​​​      Olumlu

Olumlu ve yapıcı düşünmenin hayat felsefeniz olması dileğiyle...