Arama sonuçları

Siyasette Z kuşağı tartışması: Z kuşağını tanıyorlar mı?

Siyasette Z kuşağı tartışması: Z kuşağını tanıyorlar mı?

Siyasette Z kuşağı tartışması: Z kuşağını tanıyorlar mı? Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM’de partisinin grubunda yaptığı konuşmayla “Z kuşağı” bir kez daha siyasetin gündemine girdi.

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu kastederek, şöyle dedi: “SSK'nin başında bu adam bulunmadı mı? Bulundu. SSK'nin başında bulunduğu zaman hastanelerde hastalarımızın ne hale düştüğünü tabii şimdi Z kuşağı bilmiyor. Düşünebiliyor musunuz, hastanelerde rehin alınan ölülerimiz vardı. Kimin dönemi? Bay Kemal'in dönemi. Bunları yaşadık mı biz? Bu ülkede yaşadık. Ama Z kuşağı bunları bilmiyor. Arkadaşlar bunları hatırlatmamız lazım. Bunları gençlerimize hatırlatmamız gerekiyor. “

Bu sözlere yanıt ise bugün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan geldi. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve beraberindeki heyetle parti genel merkezinde bir araya gelen Kılıçdaroğlu’da Z kuşağı konusunda Erdoğan’a çağrı yaptı: “Erdoğan kendisine güveniyorsa; Z Kuşağı'nın önünde tartışalım. İsterse A Haber'de tartışabiliriz, yanında istediği isimleri de getirebilir. Erdoğan benim dönemime ait müfettiş gönderdi, 5 kuruş açık bulamadılar. Bulsalar kıyameti koparırdılar.”

SİYASETTE Z KUŞAĞI TARTIŞMASI

Yine siyasetçiler ile gündeme gelen Z kuşağı, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor. Ancak Z kuşağı her ülkeye göre farklı özellikler gösterse de ortak noktaları eşitlik ve adalet. Apolitik ve bencil olmakla eleştiriliyor olsa da “sessiz” diye nitelendirilen bu kuşağın temsilcileri istediklerinde seslerini çok da iyi duyurabiliyor.

Peki 2000’den sonra doğanları tanımlamak için kullanılan Z kuşağını ne kadar iyi tanıyoruz? Z kuşağının özellikleri ve siyasetten beklentileriyle ilgili pervinkaplancom instagram yayınında 20 yıldan uzun süredir kuşaklarla ilgili çalışmalarıyla tanınan Evrim Kuran’ı konuk etmiş ve Z kuşağını konuşmuştuk. İşte Kuran’ın anlatımıyla Z kuşağı.

HER MAHALLENİN FARKLI Z KUŞAĞI

Hiçbir ülkenin standart bir Z kuşağı yok, hiçbir toplumun hiçbir coğrafyanın. Yani dünyanın her bir tarafında kuşaklar yaşadıkları topluma ve yaşadıkları zamana benzerler. Türkiye’de birbirine pek benzemeyen biz Z kuşağı profili var. Türkiye’de nüfusun yüzde 30’u Z kuşağı. 25 milyon Z kuşağı var. Türkiye’de ama farklı mahallelerde yaptığımız araştırmalarda birbirlerine pek benzemedikleri, çok benzedikleri yanlar olduğunu gördük. Bir tane ortak paydaları var, adalet. Adalet ve eşitlik beklentileri var. Bu kuşak zenginiyle yoksuluyla adalet istiyor. 

Dünyada aslında ortak noktaları, kavramsal birliktelikleri var. Örneğin çok duyarlılar, toplumsal duyarlılıkları çok yüksek. Bunu İsveç’te büyüyen bir çocuk parlamentonun önüne gidip iklim krizini protesto ederek ifade edebiliyor. Türkiye’de büyüyen bir çocuk dislike ederek protesto edebiliyor. Sadece iletişim araçları ve oyuncakları farklı. Bu anlamda farklılaşıyorlar.

Türkiye’de Z kuşağının farklı mahallelerdeki hallerine bakacak olursak problem çözme yöntemleri farklı, direnç, dayanıklılık seviyeleri farklı. Yüksek sosyo-ekonomik seviyedeki ailelerin Z kuşakları problem çözme konusunda düşük sosyo-ekonomik seviyedeki ailelere göre daha geride.

ÖFKELİ AMA ÖFKESİNİ FARKLI İFADE EDİYOR

İki mahallede “Bir problemle karşılaştığında ne yaparsın?” dendiğinde hem yüksek hem düşük sosyo-ekonomik grup “Öfkelenirim” diyor. Yani aslında öfkeli bir kuşak. Ama öfkesini ifade etme biçimi birbirinden farklı.

KAYGILI ÇOCUKLAR

Kaygılı bir kuşak. Bu yüzden de hepsi kendi mahallesinden, kendi bulunduğu yerden yırtmaya çalışıyor. Yüksek gelir grubunda Türkiye’den gitme motivasyonu çok yüksek. Önümüzdeki yıllarda göreceksiniz, şu an yüksek sosyo-ekonomik seviyede lise çağında ayrılışlar görülüyor. Önümüzdeki yıllarda daha da artacağını öngörüyorum. Düşük sosyo-ekonomik seviyede de bir yukarı mahalleye gitmek istiyor.

DUYGUSAL BİR KUŞAK

Kaygıları sadece kendi gelecekleriyle ilgili değil. Yüksek hassasiyeti olan bir kuşak. Bir kere duygusal bir kuşak. ‘Derin duygusal’ diyoruz biz bu jenerasyona. Dolayısıyla zaten küresel hassasiyetleri de yüksek. Adalet de oradan geliyor. Herkes için adalet diyen bir kuşak. Örneğin sınıf ortamında sadece kendisinin başarılı, mutlu olması, ödüllendirilmesi yetmiyor.

APOLİTİKLER Mİ?

Apolitik diyorlar. Asla değil. Sadece tarzları farklı. Sadece politikayı, siyaseti ele alış biçimleri farklı. Mesela küresel iklim krizine karşı durmak son derece politik bir hareket. Herhangi bir siyasi kimlikle kendilerini tanımlamadıkları için Z kuşağına apolitik deniyor. Oysa politik olmak demek bu dünyada bir meselen olması demek. Bana göre son derece politikler. Örneğin; topluma, çevreye, dünyaya zarar veren şu markanın ürününü kullanmam demek kadar politik bir duruş var mı? Son derece politik buluyorum.

TÜRKİYE’DE ROL MODELLERİ NEDİR?

Rol modelleri ‘mahallelere’ göre değişiyor. Arka mahallelerde daha ziyade bugün yaşamayan tarihi karakterler, hatta dizi karakterleri falan rol model. Yüksek sosyo-ekonomik seviyelerdeki rol modeller ise çok hibrit ve karışık. Biraz yabancı bilim insanı var. Biraz sanatçı, biraz sporcu var. Ama mesela çok az akademisyen, çok az bilim insanı, çok az girişimci yani yeni çağın rol modellerinden çok az insan var.

AİLEYE BAĞLILIKLARI YÜKSEK

Anne babayı rol model alma eğilimi çok yüksek. Anne-baba bağlılığı diğer kuşaklara göre daha yüksek. Çok farklı sosyo-ekonomik seviyelerde bütün mahallelerde böyle.

NASIL BİR LİDER ARIYORLAR?

Otantik, sahici ve samimi liderler istiyorlar. Sertse de sert ama babacan, söylediğini yapan olmalı. ‘Z kuşağı otoriter lider istiyor’ gibi sunuluyor ama alakası yok.  Mesela sizin şaka yapmakla pek aranız yoksa sırf Z kuşağı seviyor diye şaka yapmayın. Çünkü olmuyor, tutmuyor. Neyseniz öyle kalın. Otantisite çok önemli Z kuşağı liderliğinde. Otokratik liderlerin işinin çok zor olduğunu düşünüyorum. Buyurgan, üsttenci yazarların, eğiticilerin, siyasilerin öyle olmaz böyle olur diyenlerin işi zor. Geleneksel medyanın da tam da bu sebepten ötürü bu kuşakla daha da kan kaybedeceğini düşünüyorum.

NEDEN YURTDIŞINA GİTMEK İSTİYORLAR?

Bu isteklerinin adalet ve eşitsizlikle çok alakalı olduğunu düşünüyorum. Yoksa aileden uzak kalması vs. o kadar kolay değil. Ama sınıfların arası git gide açılan bir ülkede toplumsal hassasiyetleriniz de yüksekse yapacak pek bir şeyiniz kalmıyor. Adalet ve eşitsizliğin içindeki en önemli konu da liyakat. Türkiye’de hem kamu da hem özel sektörde şöyle bir algı yerleşmiş durumda; layık olan değil, sadık olan, birilerini tanıyan, birilerinin bir şeyi olan bir yerlere geliyor. Dolayısıyla bu fırsat eşitsizliği bu gençleri ülkenin dışına itiyor.

28-01-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş