Arama sonuçları

Üniversiteler yol ayrımında: Geleneksel mi kalacaklar yoksa değişecekler mi?

Üniversiteler yol ayrımında: Geleneksel mi kalacaklar yoksa değişecekler mi?

Üniversiteler yol ayrımında: Geleneksel mi kalacaklar yoksa değişecekler mi? Koronavirüs salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında eğitim geldi. Pandemi sürecinde geleneksel tüm öğretim yöntemleri terk edilmek ve yeni modeller denenmek zorunda kalındı. Bundan sonra eğitim kurumlarını özellikle de yükseköğretim kurumlarını ne bekliyor? Üniversiteler aynı kalacak mı yoksa yeni eğitim modellerini mi sistemlerine eklemek zorunda olacaklar?

İşte  denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan KPMG pandemi sürecinde 100 yıllık geleneklere veda eden yükseköğrenim sektörünün nasıl değiştiğini ve geleceğini araştırdı. Rapora göre üniversiteler parlak dönemlerinin sonuna geldi.

KPMG Türkiye Kamu Sektör Lideri Alper Karaçar raporun yükseköğretimde nasıl bir dönüşüm geçirmek zorunda kalacağını gösterdiğini söylüyor.  Karaçar, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yükseköğrenimin, elit bir sistemden kitlesel veya yüksek katılımlı bir sisteme geçişin hikayesi olduğunu vurgulayarak, şöyle diyor:

ÜNİVERSİTELER  YOL AYIRIMINDA: GELENEKSEL Mİ KALACAKLAR YOKSA DEĞİŞECEKLER Mİ?

“Bu genişleme, hayatın zenginleştirilmesine, ulus inşasına, sosyal refaha ve teknolojik ilerlemeye büyük katkı sağladı.  1990’dan sonra özellikle Kanada, Avustralya, İngiltere ve ABD uluslararası eğitimde kendi başına bir sektör haline geldi. Ancak bu dönemin artık sonuna geldik. Artan maliyetler ve hükümetlerin de öğrencilerin de bu maliyetleri karşılamaya isteksiz oluşu üniversiteleri bir noktaya getirdi. Pandemi de bunu hızlandırdı.”

KPMG’nin hazırladığı raporda dikkat çeken bulgular ve bazı başlıklar şöyle;

-1960'lardan bu yana toplumlarda önemli yeri olan üniversitelere verilen geniş destek sarsılıyor. Yüksek maliyetlere bağlı yüksek ücretler ve bu bedelin karşılığı sorgulanıyor.

-Geleneksel üniversiteler kritik eşiğe yaklaşıyor. Toplumdaki değişime ve ihtiyaçlara paralel yeni tür yapılara dönüştürüp dönüşmeyeceklerine, daha fazla verimlilik ve daha fazla yetenek arayışında mevcut operasyonlarını optimize edip etmeyeceklerine karar vermeleri gerekiyor.

ÖĞRENİM ÜCRETLERİ ENFLASYON ÜZERİNDE

-Enflasyonun üzerinde artan eğitim ücretleri, yükselen öğrenci borçları fırsat eşitliğini zedeledi. Yoksul öğrenciler eğitim ücretlerini karşılayamıyor ve ödeyemeyecekleri borçların altına giriyor.

-Öğrenciler ödedikleri yüksek ücretlere rağmen birçok okulda kadrolu öğretim üyeleri değil yardımcı eğitimcileri görüyor.

-Bu durum pahalı ve parlak üniversitelerin üzerine gölge düşürdü. Çünkü kimse bu üniversitelere şu andakinden daha fazla ödemek istemiyor.

İŞE ALIM KRİTERLERİ NE OLDU?

-İşveren tarafında da durum karışık. Ekonomik değişim hızlandıkça, endüstri üniversitelerden gelen yeni mezunları eğitmek yerine işe hazır insanları tercih ediyor. Birçok işveren, üniversitelerin doğrudan öğretmediği sosyal beceriler, duygusal zeka, takım çalışması, iletişim ve zaman yönetimi gibi kriterlere sahip adaylar daha şanslı.

-İngiltere’de yükseköğrenim gören her beş kişiden birinin maliyetinin, gelecekte kazanılacak paranın altında kalacağı hesaplanıyor. Yani bu para üniversite eğitimine harcanmasaydı bu öğrencilerin mali durumları daha iyi olacaktı. İngiltere’de 2020’de yapılan bir araştırmaya katılanların yüzde 61’i bir lisans diplomasının 10 yıl öncesine göre daha az değerli olduğunu söylüyor.

MESLEKİ EĞİTİME GERİ DÖNÜŞ MÜ?

-Yükseköğrenimin ücretli olduğu birçok Avrupa ülkesinde ebeveynler, çocuklarının üniversiteye gitmesini istiyorlar, ancak eve tesisatçı çağırmaya paraları yetmiyor. Çünkü beceri eğitimi ve çıraklık, yüksek öğrenimdeki genişleme nedeniyle geri plana atıldı. Ortaöğrenim sonrası yükseköğrenim ve mesleki öğrenim planlamaları arasında ciddi dengesizlikler var.

-Gelecek her sektörde olduğu gibi beklenmedik anda ve erken geldi. Dünyada birçok üniversite Şubat 2020’de kapatıldı ve halen açılmadı. Toplumların geleceği sayılan üniversiteler, ülkeleri kurtarma paketlerinde önceliği alamadı. Online eğitime karşı çıkan birçok akademisyen hızla çok sayıda dersi çevrimiçi vermeye başladı. Üniversiteler birçok sektör ve kuruluşun geçirdiği dönüşümü inceleyerek daha iyi uygulamalarla kendi süreçlerini yapılandırabilir.

-Teknolojik değişim ve yeni çalışma dünyası, ortaöğretim sonrası eğitim türleri için yeni beklentiler ortaya çıkarıyor. Demografik değişim muhtemelen çoğu liberal demokraside daha küçük yerel öğrenci gruplarının oluşmasına neden olacak.

ÇİN BİR EĞİTİM MODELİ OLACAK

-Çin, yerel üniversite sistemini bir eğitim modeli olacak şekilde hızla geliştiriyor. Hindistan, orta öğretim sonrası kurumlarına büyük yatırım yapıyor. Uluslararası talep, geleneksel üniversite eğitiminden mesleki ve pratik kurslarla yeteneklerini geliştiren teknik insanlara kayıyor.

KARMA GERÇEKLİK KAMPUSLARI

-Tüm iddialar ve tahminler, yüksek öğrenimin tekdüzelikten büyük çeşitliliğe geçeceğini işaret ediyor. Fiziksel olarak, gerçek kampuslar, artırılmış kampuslar (karma gerçeklik ve analog dünyanın birleştiği yer) ve sanal öğrenme ortamlarının karışımını göreceğiz.

-Eğitimsel olarak, içerik ve sunumla ilgili çok daha fazla deneyime tanık olacağız. Bu çeşitliliğe, bireysel öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılama arayışı yön verecek.

-Kişiselleştirilmiş öğreniminin kalitesi, kurumsal başarının anahtarı olacak.

-Dönüşüm sadece müfredat, eğitimin devamı, öğrenci desteği ve araştırmayla sınırlı kalmayacak. Arka ofis, işletme modeli, teknoloji ve temelde her organizasyonda bulunması gereken esneklik, çeviklik gibi yeteneklerin toplamı da dönüşümün parçası. Bu yeteneklere yüksek seviyede sahip olan kurumlar, yıkımdan kurtulmak ve yeni sistemi yaratmak konusunda çok daha donanımlı olacaklar. Daha verimli ve daha düşük maliyetli bir yapı mümkün. Buna karşılık yüksek öğrenim kurumları, öğrenme ve araştırma için daha fazla kaynağa sahip olacaklar.

NASIL BİR ÖĞRENME MODELİ GELİYOR?

-Dijital devrim, özellikle daha uygun fiyatlı çevrimiçi eğitimde yeni rakipler yaratıyor. Birçok geleneksel üniversitenin yıllık büyüme hızı yüzde 7.5 ile 10 arasında beklenen  e-öğrenme sistemine geçemeyeceği tahmin ediliyor.

-Kurslar bugüne kadarki kurgunun aksine teknoloji yardımıyla öncelikle dijital sunulacak şekilde tasarlanacak ve yüz yüze eğitimde insanla desteklenecek.

-Yazılı metin ve sunumlara eşlik eden video, karma gerçeklik ve simülasyonların yanı sıra hologramlar da eğitimin parçası olacak.

-Her konu için akıllı botlar, gelişmiş öğrenme analitiği tarafından izlenen, geniş ölçekte kişiselleştirilmiş öğrenme imkanı sağlayacak. Öğrenciler bu deneyimi yaşamak için evden ayrılmak zorunda kalmayacak.

 

25-01-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş