Devlet okullarında ‘fakir' çocuklar mı okuyor?
Lüksemburg 212, Hollanda ve İtalya 200, Finlandiya 190, Portekiz 184, Belçika 182.
Bu rakamlar bazı Avrupa ülkelerinde okulların eğitim ve öğretim için açık olduğu günleri ifade ediyor. Türkiye'de de okullar 180 iş günü açık.
Ancak "kağıt üzerinde."
Birçok ilde kışın kar yağışı yüzünden okullar günlerce tatil oluyor. Haftanın ortasına gelen bayram tatilleri baştan ve sonra birer-ikişer gün alınarak tüm haftayı kapsayacak şekilde yayılıyor. Son iki yıldır zaten TEOG sınavları ve telafisiyle de yılda 8 gün okullar tatil. Yağmur, kar, bayram, sınav sürekli "tatil" için bir mazeret zaten var.
180 gün okulların açık olduğu bir yıl zaten yok.
RESMİ YETMEZ ÖZEL DE OLSUN
Turizmcilerin "kötü bir sezon" geçirdiklerini söyleyerek, okulların açılmasının ertelenmesi talebi üzerine okullar bu yıl 14 Eylül'de değil, 28 Eylül'e eğitime başlayacak. Kapanması da 10 Haziran yerine 17 Haziran'a kaldı. O dönem de "sıcaklar bastırdı" diye tatil edilebilirler.
Turizmcileri kurtarmak için "eğitimden feragat edildi" ama bu karar turizmcileri yeterince mutlu etmedi. Tatilin sadece devlet okullarıyla sınırlı kalmasını istemiyorlar. Bu kez de erteleme kararının "özel okullar" için de geçerli olmasını istiyorlar. Bunu isterken de bir yandan devlet okullarında çocukları okuyan aileleri küçümsüyor, bir yandan da eğitim konusunda ne kadar bilgili olduklarını kanıtlıyorlar.
‘TURİZMCİYE PARA KAZANDIRMAZLAR’
Diyorlar ki; "Devlet okullarında çocukları okuyan aileler dar gelirli, bütçeleri dar, tatil planlarını ve satın almalarını önceden yapıyor. Özel okulların açılışı ileri alınsaydı, daha etkili olurdu." Devlete çocuğunu gönderen onların gözünde "fakir ve ekstra bir tatile çıkamaz, yani turizmciye para kazandırma kapasitesine sahip değil. Onlar isterlerse okula devam etsin, "zengin" çocukların okuduğu özel okullar tatil olsun.
BU LİSELERE KİM GİRİYOR?
Gerekçeleri eğitim göstergelerini bilmediklerini de gösteriyor. Bugün Türkiye'nin en yüksek puanlı devlet liselerine girmeyi başaran öğrenciler yani "fakir" bulunan öğrencilerin büyük kısmı gelir düzeyi en yüksek ailelerin çocukları. Dünya Bankası'nın da Eğitim Reformu Girişimi'nin (ERG) de eğitimdeki eşitsizliği gösteren raporlarına göre fen lisesi öğrencilerinin üçte ikisi, Anadolu Lisesi öğrencilerinin yarısı en zengin yüzde 20'lik kesimdeki ailelerin çocukları.
Bu yazı Habertürk Gazetesi’nde Pervin Kaplan’ın köşe yazısı olarak yayımlanmıştır.
Fotoğraf: İTÜ Vakfı Okulları
23-08-2015