Arama sonuçları

Eğitim sistemine değil, öğretmene güven var

Eğitim sistemine değil, öğretmene güven var

Eğitim sistemine değil, öğretmene güven var. Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Küresel Eğitim İzleme Raporu (Global EducationMonitoring Report - GEM Raporu) geçtiğimiz 24 Ekim’de yayımlandı. Raporda Türkiye’ye dair de çarpıcı sonuçlar var. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Küresel Eğitim İzleme Raporunu inceledi ve Türkiye’yle ilgili bulguları çıkardı. 

İşte ERG’nin raporundan satır başları:  

EĞİTİM SİSTEMİNE DEĞİL, ÖĞRETMENE GÜVEN VAR 

Öğretmenlere duyulan güven eğitim sistemine duyulan güvenin üzerinde.Öğretmen çocuğun öğrenmesinde ve mutlu olmasında en önemli aktörlerden biri. GEM raporunda, öğretmenlerin bu sorumluluğu yerine getirebilmeleri için öğretmene duyulan güvene önem atfediliyor. Raporda 21 ülke için yapılan değerlendirme, genel olarak öğretmenlere duyulan güvenin eğitim sistemine duyulan güvenin üzerinde olduğu vurgulanıyor. Türkiye’de, öğretmenlere duyulan güven 10 üzerinden yaklaşık 6,5 iken eğitim sistemine duyulan güven yaklaşık 4,5. Ancak rapor, öğretmene güven duymakla saygı duymanın aynı anlama gelmediğine dikkat çekiyor.

ÖĞRETMENİN ÖZERKLİĞİ 11 YILDIR DÜŞÜYOR

Raporda dikkat çekici bir başka bulguya göre Türkiye, öğretmenlerin ders içeriğine karar vermede en az söz sahibi olduğu ülkelerden biri ve öğretmenlerin bu konudaki özerkliği 2006’dan 2015’e dek giderek azalmış. Türkiye’de öğretmenlerin derslerin içeriğine karar verebildiği okulların oranı yüzde 20’nin altında kalırken, Çek Cumhuriyeti, Birleşik Krallık ve Estonya’da bu oran yüzde 100’e yakın. Analiz edilen 49 ülkenin çoğunda öğretmenlerin bu konudaki özerkliği artma eğiliminde.

ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 30’U MATEMATİK BECERİSİNDEN YOKSUN 

GEM raporu matematik alanında minimum düzeyde becerilere sahip olan öğrencilerin yüzdesinin gerek ilkokul, gerekse ortaokul ve lise seviyesinde birçok ülkede düşük olduğunu gösteriyor. Örneğin Güney Afrika, Fas, Kuveyt’in içinde bulunduğu bir grup ülkede 8. sınıf öğrencilerinin yarıdan azı temel matematik yeterliğine ulaşabilmiş durumda. Singapur, Kore, Hong Kong’ta öğrencilerin tamamına yakını temel matematik becerilerine sahip. Türkiye’de ise bu oran yüzde 70’te kalıyor. 

Uzmanlar, Türkiye’de bu yıl yenilenen öğretim programlarında üst düzey düşünme becerilerinin kullanılmasını gerektirecek, bilişsel alanın bilme basamağının üstüne çıkan kazanım ifadelerinin sayıca az olduğunu belirtiyor. Bu, yakın gelecekte öğrencilerin temel öğrenme çıktılarının üzerine çıkamayacağına işaret ediyor olabilir. 

KIZLAR MATEMATİKTE DAHA BAŞARILI 

Matematik okuryazarlığındaki cinsiyetler arası farkı ilkokulda kızların, ortaokul ve lisede ise erkeklerin aleyhine.Okuma becerilerinde kızların oğlanlara olan üstünlüğü hemen her ülkede oldukça belirginken, matematik okuryazarlığında cinsiyetler arası başarı farkında ülkelere göre farklı trendler mevcut. Raporda bulunan cinsiyet eşitliği endeksine göre Türkiye’de hem 4 hem de 8. sınıflar düzeyinde matematik alanındaki başarı farkı kızlar lehine.

ENGELLİLERİN OKUL TERKİNDE AVRUPA BİRİNCİSİ

Raporda dikkat çekilen bir başka nokta da kimi Avrupa ülkelerinde eğitim-öğretimden erken ayrılan öğrencilerin önemli bir yüzdesinin engeli bulunan öğrenciler olması. Türkiye’de engeli olduğunu belirten 18-24 yaş arası gençlerin okuldan erken ayrılma oranı yüzde 60’ın üzerinde. Bu seçilmiş 25 Avrupa ülkesi içindeki en yüksek oran.

ALTYAPI SORUNU EĞİTİMİ OLUMSUZ ETKİLİYOR

Fiziksel altyapı sorunları  dezavantajlı öğrencilerin öğrenim gördüğü okulları daha olumsuz etkiyor. Eğitim ortamlarının fiziksel altyapılarının güvenli olması esastır. PISA 2015’te, Kolombiya, Kosta Rika, Endonezya, Ürdün ve Meksika’daki ortaöğretim yöneticilerinin yaklaşık yüzde 40’ı altyapı sorunlarının öğretimi önemli ölçüde etkilediğini belirtiyor. Türkiye’de, dezavantajlı öğrencileri olan okul yöneticilerinin yüzde 69’u öğretimin fiziksel altyapı sorunlarından etkilendiğini belirtiyor. Türkiye’deki ilköğretim okulu müdürlerinin yüzde 60’tan fazlası, okullarında yeterli öğretim alanı olmamasının öğretimi engellediğini belirtiyor. Müdürlerin yarıdan fazlası da, okuldaki ısıtma ve soğutma sisteminin öğretimi engellediğini belirtiyor. Türkiye her iki konuda da değerlendirilen 13 ülke arasında en yüksek oranlara sahip. Benzer bulgular ERG ve TEGV’in birlikte yürüttüğü Çocukların Gözünden Okulda Yaşam araştırmasında da karşımıza çıkıyor. Araştırma kapsamında görüşülen ilköğretim çağındaki çocuklar arasında okulunun iyi ısınmadığını belirten çocukların oranı ikili öğretim veren okullarda yüzde 41’i buluyor. Yüzyüze görüşmelerde kışın sınıfta çok üşüdüğünü, hatta kabanıyla oturduğunu belirten çocuklar olduğu ortaya çıkıyor.

AİLELERİN EĞİTİM HARCAMASI NEDİR?

Türkiye’de özel okullarda öğrenim gören çocukların sayısı son yıllarda hızla artıyor; buna bağlı olarak hanehalkları tarafından yapılan eğitim harcamaları da artıyor. GEM raporunda, hanehalkları tarafından yapılan eğitim harcamalarının toplam eğitim harcamasının önemli bir bölümünü oluşturduğu vurgulanıyor. Türkiye’de eğitime yapılan harcamaların gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranı %6’ya yaklaşıyor; ancak hanehalkları tarafından yapılan harcamalar çıkarıldığında bu oran yalnızca %4,8.

GEM RAPORU NEDİR?

2002’den bu yana küresel eğitim hedeflerini izleyen raporlar yayımlayan UNESCO’nun bu yılki raporunun ana konusu hesap verebilirlik. Rapor, eğitim hedeflerine ulaşmak içiniyi yönetişim ilkelerinin ne kadar büyük önem taşıdığınıvurguluyor. Raporda,  dünyada halen 264 milyon çocuğun eğitime erişemediği, 

“Herkesi kapsayan ve herkese eşit derecede kaliteli eğitim sağlamak” için hesap verebilirliğin büyük önem taşıdığını vurguluyor. Türkiye özelinde hesap verebilirlik de dahil olmak üzere iyi yönetişim ilkelerinin eğitim politikalarında ne kadar gözetildiği ise Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından 10 yıldır hazırlanan Eğitim İzleme Raporları’nda değerlendiriliyor.

 

27-10-2017


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş