Arama sonuçları

Daha iyi bir yükseköğretim sistemine doğru

Daha iyi bir yükseköğretim sistemine doğru

Yükseköğretim, ülkelerin rekabet avantajlarını belirleyen en önemli dinamiklerin başında geliyor. Daha büyük katma değer yaratan buluşlar ve iş fikirleri ileri medeniyetler diye kabul edilen ülkelerden ve buna mukabil yükseköğrenimi güçlü olan ülkelerden çıkıyor. Bu nedenle Türkiye, ilerideki yıllarda dünyanın en büyük 10 ekonomisi olma iddiasını sürdürecek ise temel amacımızın yükseköğretimin daha istikrarlı ve dünya ile rekabet edebilen bir seviyeye ulaşması olmalıdır.

Bu da 3 kademeli oluşabilir:

  • Ölçmenin iyi yapılması: Üniversitelerin sadece girdisini değil, çıktısını da ölçmek önemlidir. Öğrenciyi çıkmaya yakın veya mezuniyet aşamasında tekrar ölçmek lazım. Dünya ile rekabet edebilme dünyanın kabul ettiği ölçme kriterlerini taşıyan tarafsız kurumlar tarafından (QS, Shaghai, Times HigherEducation gibi) yapılabilir. Bu yerimizi belirleyip hedef koymamızı kolaylaştıracağı gibi iyileştirme alanlarımızı daha kolay anlaşılır kılacaktır.
  • ޞeffaflık: Tüm verilerin kamuya açık olması, (bilanço, burs, mezun listesi gibi)
  • Akreditasyon: Akreditasyonun kurumsal olarak ve bölümler anlamında belirlenen kriterlere göre yapılması ve belirli süreler içinde tekrar yenilenmesi.

Yukarıdaki belirttiğim konular ışığında, rekabetin daha üst seviyeye taşımanın teşvik sistemlerinin devreye girmesi ile daha hızlanacağını öngörebiliyoruz.

HİBRİT MODELLERE GEÇİŞž

Eğitimin yayılmasında ise karma-hibrit (online ve yüz yüze) modellerin hızla yayıldığına şahit oluyoruz. Ülke olarak hibrit sistemlere dönüşüm yükseköğrenimin bir parçası olmak zorunda. Ayrıca bir öğrencinin bir üniversitenin öğrencisi olup bir çok yerden online veya yüzyüze ders alabileceği bir ortama hızla ilerlemekteyiz. Gelecek 10 yılda bu gelişimi hep birlikte izleme ve adapte etme dönemi olarak adlandırabiliriz.

YENİLİKÇİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KALİTE

Bu gelişmeler kısaca üniversitelerin yeni teknolojilere ve sistemlere dönüşümü anlamına gelmekte. Yenilikçi ve sürdürülebilir kalite anlayışına sahip üniversite yapılanması Türkiye yükseköğretimi için vazgeçilmez öncelik olarak ortaya çıkıyor. 900 yıllık deneyim ve birikim ile üniversitelerde oluşmuş evrensel değerlerin ve gerçeklerin ideolojik ve siyasi yaklaşımlarla değerlendirilmemesi gerekiyor.

Temel amaç, Türkiye’de yükseköğretimin daha istikrarlı ve dünya ile rekabet edebilen kaliteli düzeye ulaşması. Akademik modellerin yenilenmesi sadece teori ve uygulamada değil, düşünmeye de sevk edecek akademik modele dönüşümle mümkün. Onay süreci geçmişin bürokrasisine değil, geleceğin alanlarına göre açık bir düşünce sistemine sahip olmalı.

ULUSLARARASI KABUL GÖREN AKREDİTASYON

Kurumsal çeşitliliğin sağlanması, öğrencinin merkeze konulması, üniversitelerimizde uluslararasılaşma prensibinin ülkece benimsenmesi, akademik performans ölçütlerinin üniversitelerde uygulanması gerekiyor. Uluslararası kabul gören akreditasyonların sağlanması ve üniversitelerde uygulanması gerekiyor. Uluslararası akreditasyonun bağımsız kuruluşlar tarafından yapılmasını da çok önemli buluyoruz. Türkiye’de akreditasyon bağımsız olmalı.

EОİTİME SOSYAL SORUMLULUK GİRMELİ

Yeni kuşak etik değerlere çok dikkat ediyor. Etik ve sosyal sorumluluk sahibi bireylerin yetiştirilmesi gerekiyor. Gençler dünyayı olumlu değiştirecek sosyal konularda istek içinde. Bunları eğitime sokmak gerekiyor. Meslek grupları yeterliliklerinin tekrar yenilenmesi ve her 5 yılda bir revize edilmesi gerekiyor.

Gelecek 10 yılın meslekleri henüz icat edilmemiş olabilir ve yarısı oluşmadı ama öncülüğü üniversiteler iş dünyası işbirliği ile oluşturmalı. Bu da inovasyon adına daha fazla serbestlik demek oluyor.

 

19-02-2015


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş