Arama sonuçları

Öğretmenler sahte övgü değil, gerçekçi öneri istiyor

Öğretmenler sahte övgü değil, gerçekçi öneri istiyor

24 Kasım ve yeni bir Öğretmenler Günü kutlanacak. Bundan önceki yıllarda olduğu gibi, bu yılda öğretmenlerimiz için sahte övgüler dizilecek, boş vaatler, heyecanlı nutukları dinleyeceğiz. Öğretmenlerimiz ve tüm eğitim emekçileri, öğretmen günlerinde sahte sevgiler ve övgüler değil, eğitim emekçilerinin sorunlarına sağlıklı ve gerçekçi çözümler üreten önerilerin paylaşıldığı yaklaşımlar beklemektedir.     

MİLLET MEKTEPLERİ BAŞÖĞRETMENİ ATATÜRK 

Bugüne gelinceye kadar öğretmenler gününde, öğretmenlerin gerçek sorunlar hep tartışma düzeyinde kaldı. Sonrasında bu sorunlara çözüm üretilmesi konusunda samimi, inandırıcı ve kalıcı çözümler üretilmedi. Yıllardır sadece yılın belli dönemlerinde “öğretmenliğin kutsallığından”, “onurlu bir meslek olduğundan” söz edilmektedir. Oysa siyasi iktidarların ülkemizi getirdiği işsizlik ve yoksulluk ortamında, bir mesleğin kutsallığı ve onurluluğu büyük ölçüde ‘itibar görme’ “ekonomik güç” ve “satın alma gücü” ile ölçülmektedir.  24 Kasım’ın, Atatürk’ün “Millet Mektepleri Başöğretmenliğini” kabul ettiği gün olması açısından tarihsel bir gerçekliği ve önemi bulunmaktadır ancak, “24 Kasım Öğretmenler Günü”nün 12 Eylül döneminden kalma, büyük oranda kazanılmış hakların budandığı ve 12 Eylül zihniyetinin nasıl bir öğretmen istediğinin simgeleştiği bir gün olduğu da unutulmamalıdır. 

24 KASIM BİR MÜCADELE GÜNÜDÜR 

24 Kasım Öğretmenler Günü sadece “kutlanan” bir gün olarak değil, sorunlarımızın bilince çıktığı, taleplerimizin yeniden gündem yapılıp tartışıldığı bir mücadele günü olarak görülmelidir. 24 Kasım 2016 tarihinde öğretmenlerimizin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunlar hala etkisini sürdürmektedir. Türkiye’de yüz binlerce öğretmen ve tüm eğitim emekçileri öğretmen günlerinde sahte sevgiler ve övgüler değil, eğitim emekçilerinin sorunlarına somut çözümler üretilecek adımlar atılmasını istemektedir.  

Son 10 yıl itibariyle, sadece birkaç tüketim kalemi üzerinden yapılan karşılaştırmalar bile, öğretmenlerimizin yıllar içinde yaşadığı yoksullaşma sürecini net bir şekilde göstermektedir. Yıllar içinde eğitim emekçilerinin maaşlarındaki artışı, satın alım gücü açısından değerlendirildiğinde yaşanan yoksullaşma süreci daha açık olarak görülmektedir. 

Öğretmenler, yaptıkları işin doğası gereği kendilerini çok yönlü olarak yetiştirmek durumundadır. Ancak Türkiye’de ne öğretmenlerin, ne de yaptığı iş eğitim-öğretim işi olanların özellikle ekonomik bakımdan gerekli desteği bulamadıkları ortadadır. Son yıllarda enflasyonun düşmesi, ekonominin büyümesi ve milli gelirin artması ile övünenler, iş büyümeden elde edilenlerin paylaşımına gelince nedense bizleri, eğitim ve bilim emekçilerini unutmaktadır. 

Tablo 1- Son On yılda Zorunlu Tüketim Mallarında Yaşanan Fiyat Artışı

Ürün Adı

Kasım 2006 

Kasım 2016 

2006-2016 Fark

Karşılaştırması %

Ekmek (320 gr.)

        0.40

     1.25

      300

Et (1 kg.)

       12.90

    40.00

      320

Yumurta (12 adet)

         3.00

      7.50

      150

Süt (1 lt.)

         1.75

      3.00

        80

Pirinç (1 kg.)

          2.00

      6.00

      200

Yoğurt (1 kg.)

          2.50

      3.75

        50       

Kaşar Peyniri (370 gr.)

           3.95

      7.50

      150

Tereyağı (250 gr.) 

           4.85

       8.50

        90

Çay (1 kg.)

           8.25

    22.00

      260

Margarin (1 paket)

          0.75

      2.50

      200

Patates (1 kg.)

          0.75

      3.00

      300

Elma (1 kg.)

         1.75

      2.50

        40

Limon (1 kg.)

         1.30

      6.00

      310

Tablo 1 ‘de de görüldüğü gibi, sadece son on yılı göz önünde bulundurduğumuzda pek çok ailenin sofrasında bulunan temel tüketim mallarındaki artış oranı dikkat çekicidir. Temel tüketim mallarının fiyatlarındaki artış oranları, toplumun geniş kesimlerinde olduğu gibi, öğretmenler açısından da yoksulluğun sürmekte olduğunu göstermektedir. Hükümetler tarafından verilen “sefalet zamları” nedeni ile yaşanan yoksullaşma süreci durdurulamamaktadır. Öğretmenlerin aylıklarında yapılan artışlar ancak bu tüketim ürünlerindeki artışları karşılamaya yetmektedir. Tablo 1’de gösterilen temel tüketim malları, son on yılda ortalama olarak yaklaşık %190 artarken, aynı dönemde öğretmen maaşlarındaki artış oranı %213 olmuştur.2006 yılında 9/1’inde görev yapan bir öğretmenin aylığı 840TL iken, 2016 yılında 2635 TL’ye çıkmıştır.2006 yılında bir öğretmen 4 cumhuriyet altını alırken,2016 yılında bu sayı2.7’ye gerilemiştir.

.Aynı dönemde bir öğretmenin maaşı ile kaç Cumhuriyet altını alabildiğini karşılaştırdığımızda, maaşlardaki dalgalanma rahatlıkla görülebilir. 1996 yılında bir öğretmen maaşı ile 7.4 adet Cumhuriyet altını alabiliyorken, 2001 krizi sonrası sadece 3,5 adet altın alabilmiştir. 2006 yılında ise bir öğretmen maaşıyla sadece 4 adet,2016 yılında 2.7 cumhuriyetaltını alabilmektedir.

Tablo 2 Öğretmenlerin Maaşları İle Milletvekili Maaşlarının Karşılaştırılması

Tarih

Öğretmen Maaşı

Milletvekili Maaşı 

Katı

1996

29.000.000 TL

110.000.000 TL

3,8 kat

2001

383.000.000 TL

4.000.000.000 TL

10.4 kat

2006

840 YTL

7.566 YTL

9 kat

2016

2635

17.000

6.4

Son on yılı baz alarak öğretmen maaşları ile Milletvekilleri maaşlarını karşılaştırdığımızda, karşımıza yine ilginç sonuçlar çıkmaktadır. Buna göre, 1996 yılında bir öğretmen ile bir milletvekilinin maaşı arasındaki fark sadece 3.8 kat iken, 2001 krizi sonrası bu fark yaklaşık olarak üç kat artarak 10,4 kata çıkmıştır. 2006 yılına baktığımızda ise, bir öğretmenle bir milletvekilinin maaşı arasında 9 kat fark olduğu görülmektedir. Bu fark 2016 yılında 6.4’e gerilerken 2001’de öğretmen lehine oluşan tablonun 2.4 kat gerisinde kalmıştır.

ÖĞRETMEN AYLIKLARININ AYLIK GEÇİNME ENDEKSİ KARŞILAMA ORANI

Öğretmenlerin maaşları ile aylık giderlerini karşılama oranlarında belirgin azalma ya da oransal değişmeme gözlemlenmektedir.Aylık yoksulluk sınırı olarak bilinen tablo, kişinin ya da kişilerin mal ve hizmetleri satın almak için yaptıkları harcama giderlerinin değerini belirleyen göstergelerin toplamından oluşmaktadır. İşçi ve kamu sendikaları ile resmi, yarı resmi veya özel kurum ve kuruluşlar tarafından aylık ve yıllık yoksulluk ücreti açıklanmaktadır. Öğretmen aylıklarının aylık tüketim harcamalarını karşılama oranları tabloda 3’te yer almaktadır. Yoksulluk rakamları TÜRK-İŞ ve KESK konfederasyonlarının verilerine dayanmaktadır. Geçinme endeksi 100 olarakdeğerlendirilmiş.giderleri karşılama bu rakamdan düülerek hesaplanmıştır.

Tablo 3- 5 Yıllık Karşılaştırma

 

 

            Yıl

 

 

       Aylık 

        9/1

 

 

      Aylık    

       1/4

 

 

Yoksulluk Gideri

Aylığın Yoksulluk Giderini Karşılama Oranı   9/1

Aylığın Yoksulluk

Giderini Karşılama Oranı  !/4

Giderler ile Gelirler Arasındaki

Fark

9/1            1/4

        2012

   1785

   2062

3120

    57.21

   66.09

42.79     33.91

        2013

   2011

   2378

    3362

    59.82

   70.73

40.18     29.27

        2014  

   2115

2480

    3990

    53.00

   62.16

47.00     37.84

        2015

   2220

2579

    4530

    49.00

   56.93

51.00     43.07

        2016

   2635

3035

    4578

    57.56

   66.30

42.44     33.70

*Aylıklar bekar bir öğretmenin aylığını yansıtmaktadır.

*Tabloya göre öğretmenlerin gelirlerinin giderleri karşılama oranına yakınlaşması en yüksek oranına 2013 yılında ulaşmıştır.

Diğer yıllar 33 ile 50 arası makas açıklığı süreklilik göstermektedir. Öğretmenler aradaki farkı ek ders, özel ders, etüt veya ek işler yaparak kapatmaya çalışmaktadır. Eşi çalışanlar açısından açıkları karşılama tablosudaha olumlu bir seyir izlemektedir.

BİR KİLO ET ALMAK İÇİN 1.9 SAAT ÇALIŞIYOR   

*Rakamlar 9/1’inde bir öğretmen aylığına göre hesaplanmıştır.

*Fiyatlar İstanbul için geçerlidir.

*Öğretmenin günlük çalışma süresi 6 saat olarak alınmıştır. 

*Öğretmenin bir saat ücreti 22TL aylık çalışma süresi ilkokul öğretmeni için 120 saat olarak hesaplanmıştır. Bir günlük öğretmen yevmiyesi 88 TL’dir.

Tabloda belirtilen rakamlardan da anlaşılacağı gibi, bir öğretmen mevcut aylığı ile temel ihtiyaç maddelerini karşılayabilmesi neredeyse imkansızdır. Örneğin bir öğretmenin ev sahibi olması için başka hiç harcama yapmadan 2083 gün içinde toplam 13636 saat çalışması gerekmektedir. Yine aynı öğretmenimizin benzer bir şekilde 1600 TL’lik bir buzdolabı için 72saat, 1650TL eden bir televizyon için en az 75 saat çalışması gerekmektedir. Bir yerli araba almak için öğretmenler 2500 saat 625 gün çalışmak zorundadır.

Tablo 3: Bir Öğretmenin Aşağıdaki Ürünleri Alabilmesi İçin Çalışması Gereken Asgari Zaman 

 

Ürün

 

 

Ederi (TL)

 

Saat

 

   Gün

Ev (3 oda 1 salon) 

       300.000

13.636

  3409

Buzdolabı 

           1600

   72

    18

Televizyon

           1650

   75

 18.75

Cumhuriyet altını

            875

  40

   9.9

Bilgisayar

          1650

  75

18.76

Yerli Araba

       55.000

2500

625

10 Günlük Tatil

1000

  45.5

   11.4

Kira 3 oda 1 salon

1250

  57

  14.2

4 Kişilik ailenin gıda sepeti

          1450

 66

16.5

Aylık yakıt gideri

264

   12

    3    

5 Günlü Yurt Dışı Turuna Katılma

         2000

   91

  22.7

Bir ülkenin geleceğinden eğitiminden sorumlu eğitim ve bilim emekçilerinin yoksulluk çekmesi, o ülke için utanç verici bir durumdur. Eğitim emekçilerinin içinde bulundukları sıkıntılara rağmen görevlerini en iyi şekilde yerine getirme çabaları toplumun tüm kesimleri tarafından takdir edilmekte, ancak siyasi iktidarlar eğitimin sorunlarına olduğu gibi, eğitim emekçilerinin sorunlarına ve taleplerine duyarsız kalmaktadır.

Yüz binlerce eğitim emekçisini yoksulluğun kıskacına alan, mesleğine karşı küstüren mevcut ayrımcı uygulamalara karşı, bilimsel, demokratik, nitelikli bir eğitim yaratmak için, tüm eğitim emekçilerini ekonomik ve sosyal açıdan doyuran bir alternatif yaratılması zorunludur. Aksi taktirde, her 24 Kasım’da aynı görüntüler yaşanacak, eğitimde yaşanan sorunlar her geçen yıl artarak devam edecektir. 

ÖĞRETMENLER NE İSTİYOR?

*Aylıklar 4 Kişilik bir ailenin geçimi için belirlenen yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.Ek gösterge 3600 çekilmeli, bütün ödemeler emekliliğe etki edecek şekilde aylıklara dahil edilmelidir. i

*Aile yardımı; çalışmayan eş için 300 TL, her çocuk için 100 TL olmalıdır,

*Tüm eğitim emekçilerine kira ücreti, ücretsiz ulaşım ve yemek olanağı sağlanmalıdır.

*Kadın eğitim emekçilerinin doğum sonrası kullandıkları ücretsiz izin sırasında yapılan emeklilik kesintileri devlet tarafından karşılanmalıdır. Okullarda yönetsel kadrolarda görev alma liyakat esasına göre yapılmalı her türlü ayrımcılığa son verilmelidir.

*Toplugörüşme uygulamasına son verilmeli, grevli toplusözleşmeli sendika hakkı tanınmalıdır. Eğitim emekçilerinin siyaset yapmasının önündeki yasal engeller kaldırılmalıdır.

*Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilerek, sözleşmeli öğretmenler kadroya alınmalı, kadrolu ve iş güvenceli tek istihdam biçimi benimsenmelidir,

*Sendikal mücadele nedeniyle soruşturma yaşayan, sürgün edilen, açığa alınan ve belge ile yargı kararlarına dayanmayan ihraçlar yeniden değerlendirilmeli oluşan mağduriyetler giderilmelidir.

Sonuç olarak, nitelikli yurttaş güçlü toplum için nitelikli eğitim çok önemli bir işlev görmektedir. Nitelikli bir eğitim için de nitelikli öğretmene ihtiyaç duyulmaktadır. Öğretmenlerin niteliklerini yükseltebilmek için de kendilerini geliştirmeleri, geleceğe güvenle bakabilmeleri bir zarurettir. Bunu sağlama sorumluluğunda olanların herhangi bir mazeret üretmeden ve zaman kaybı yaşanmasına izin vermeden görevlerini yapmaları beklenmektedir.Beklentilerin gerçekleşmesi siyasi iradenin somut adımlar atması ve samimiyeti ile yakından ilgilidir.

24-11-2016


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş