Arama sonuçları

Eğitimin yapısal, yönetsel ve yöntemsel sorunları

Eğitimin yapısal, yönetsel ve yöntemsel sorunları

Eğitimin yapısal, yönetsel ve yöntemsel sorunları. Bu sorunlar çözecek köklü reformlar yaparak, niteliğini ve bilimselliğini yükseltmediğimiz sürece bu eğitim sistemi ile eğitim verdiğimiz insanları nitelikli yurttaşlar olarak yetiştirmek olanaklı olmayacak.

Bu nedenle bir süreliğine olsa da eğitimi günlük siyasetin ve iktidarın ayrıştırıcı dil ve tartışmalarının dışına alarak konuşmak gerekmektedir. Dünyayı yeniden keşfe çıkmayacağımıza göre evrensel olanla yerel olanı aklın ve bilimin aydınlığında sentezleyerek yol almak durumundayız.

EĞİTİMİN YAPISAL SORUNLARI NEDİR?

-Eğitim merkezi, otoriter, bürokratik ve hiyararşık yapılanmadan, yerelin güçlendirildiği demokratik, katılımcı yapıya geçemedi. Sahada ve uygulamalarda bu durumun yarattığı olumsuzluklar sürmektedir.

-Eğitimin ve bilginin ticarileştirileştirilerek metalaştırılması ilr özel öğretime sunulan teşvik politikaları eğitimde eşitsizlikleri artıran bir işlev görmektedir.

-Çağ nüfusunun okula erişimi tam olarak sağlanamamıştır, okula erişimin önünde engeller bulunmaktadır.

-Okulların fiziki alt yapısı ve iç donanımları yetersizdir. Okullar çok bakımsızdır.

-Çocuklar egemen ideolojinin tekçi dayatmalarının kuşatması altında eğitim görmektedir.

-Eğitim, çok dilli çok inaçlı toplumu bütüncül ve tam olarak kapsayacak içeriklerden yoksundur.

-Okul ve derslik sayısı yetersiz; sınıf mevcutları çok kalabalıktır.

-Okulların çoğunda ikili eğitim yapılıyor; dersler sabah 7’de başlıyor, öğleden sonra ise akşam 8’i bulabiliyor. Bu durum öğrencilerin verimini düşürüyor. İkili eğitim nedeniyle teneffüs süreleri çok kısa, öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor.

-Okul öncesi eğitim yeterli düzeye ulaşmamıştır.

-Öğretmen yetiştirme modeli yetersiz ve çağa uygun değildir.

-Yaz aylarında, öğretmenlere yönelik düzenlenen toplantı ve seminerler, formalite gibigörülmektedir.

 

EĞİTİM YÖNTEM SORUNLARI NEDİR?

 

-Müfredat bilimsellikten ve çağdaşlıktan uzak.

-Eğitimde öğrencilerin yetenek ve ilgileri dikkate alınmıyor.

-Sınav sisteminin her yıl değişmesi öğrencileri zorluyor. Sınavların öğrenciler, eğitimciler ve veliler üzerimnde yarattığı ekonomik, sosyal ve psikolojik etkiler devam ediyor.

-50 ortalamayla, 7 zayıfla dahi sınıf geçen öğrencilere, alt yapıları çok eksik olduğu için üst sınıflarda eğitim vermek neredeyse imkânsız hale geliyor.

-Son yıllarda klasik liselerin hepsi Anadolu lisesine dönüştürüldü. Ancak bunların büyük çoğunluğunda Anadolu Lisesi kalitesinde bir eğitim verilmiyor.

-Getirilen yeni sınav ve yerleştirme sistemi nedeniyle öğrencilerin bir kısmı, Anadolu liselerine giremiyor ve meslek ya da imam hatip liselerine gitmek zorunda kalıyor. Bu okulları tercih etmeyenler ise açıköğretime yöneliyor.

-Değerler eğitiminde görülen zorlayıcı yaklaşımlar, din ve bilim ilişkisnin yarattığı çelişkiler,çatışmalar ile din eğitiminin zorunlu olması.

 

EĞİTİMİN YÖNETİM SORUNLARI NELERDİR?

 

-Okullardaki öğretmen açığı sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerle kapatılmaya çalışılıyor. Bu öğretmenlerin kadrolu öğretmenlerle aralarındaki eşitsizlik öğretmenler arasında sorunlara neden oluyor.

-Ücretli öğretmenlikte eğitim fakültesi mezunu olma ve pedagoji şartı aranmaması, kimi ücretli öğretmenlerin branşları dışında ders vermesi, eğitimin kalitesini düşürüyor.

-Okullarda yeterli bütçe olmadığı için temizlik ve güvenlik elemanı alınamıyor ya da 1-2 kişi çalıştırılıyor. Ayrıca okullar bakımsız, badana yapılamıyor, tuvaletlerde musluklar, rezervuarlar bozuk, sabun, tuvalet kâğıdı vs. yok. Bu durum çocukların sağlığını ve güvenliğini tehdit ediyor.

-Pek çok okulda, spor ve konferans salonları yok, hatta öğrencilerin teneffüste oyun oynayacağı ya da sosyalleşeceği bir bahçeleri bile bulunmuyor.

-Öğretmenlerin aldıkları maaşlar yetersiz, pek çok öğretmen ek iş yapmak zorunda kalıyor; bu nedenle psikolojik sorunlar yaşayan öğretmenler var.

-Öğretmen performans sistemi kaldırıldı, ancak önceki yıllarda bu durumun tartışılması dahi, öğretmenlerin itibarını yıprattı. Öğretmenler

-Yönetici atamalarında liyakata önem verilmiyor, bu durum okullarda huzursuzluklara neden oluyor.

-Çalışanlara yönelik yasaklar, baskılar kısacası anti demokratik uygulamalar dur durak bilmeden ve hız kesmeden devam ediyor.

-Adam kayırmacılık, yandaşlık ve liyakatsızlık (nepotizm) uygulamaları yaygınlığını ve yoğunluğunu korumaktadır.

-Yolsuzluklar üzerinden rant sağlama,çıkara ve menfaatedayalı yozlaşmış ilişkilerkurma eğitimde çöküşe ve kirlenmeye neden olmaktadır.

 

BU SORUNLAR NASIL ÇÖZÜLEBİLİR?

 

Yukarıda yer alan sorunların aşılması yönünde politika oluşturmakiçin çözüm önerileri bağlamında olmak üzere:

-Her türlü merkeziyetçi, ayrımcı, damgalayıcı, marjinalleştirici, ötekileştirici, inançlara saygısız, emek, çevre ve kadın düşmanı vb düşünce ve pratiğe karşı tüm birey ve grupların demokratik haklarını eğitim bağlamında gerçekleştirmek.

-Çocuğun ifade özgürlüğüne ve her türlü hakkına vurgu yapılmalı; geri bildirim kültürünün yaratılmasına önem verlmelidir.

-Formal öğretim ve informal eğitim hiyerarşik değil, eş bileşenlerin demokratik etkinliği olarak gerçekleştirilmelidir.

-Eğitim demokratik, ekolojik, etnik/, yatay vb düzlemlerde zenginleştirilmelidir.

-Eğitime ilişkin materyal, yayın, ilişki, pratik vb.’nin tepeden, hiyerarşik, merkezi ve dayatmacı/tahakkümcü bir biçimde üretim ve dağıtımına karşı tüm bu işler tabandan, demokratik katılıma açık olmalı,içerik eleştirel ve bilimsel olmalıdır.

-Çocukları, gençleri, velileri ve yetişkinleri bir müşteri değil, eğitim, öğretim ve çeşitli sosyo-kültürel faaliyetlerin ana öğelerinden biri olarak kabul edilmeli, tüm eğitim etkinliklerinin öznesi yapılmalıdır. --Eğitimdeki her türlü düşünce ve pratik öğretmen-öğrenci-veli kolektifi içinde gerçekleştirilmeli; kurumlarda ve eğitimle ilgili diğer görevlerde çalışanların (proje uzmanı, web tasarımcısı vb.) kolektif biçimde çalışmaları yapılmalıdır.

-Eğitsel/öğretimsel çalışmaları piyasacı maddi göstergelere (not, puan, karne, sertifika, derecelendirme, seçme-ayıklama vb.) değil, her bileşenin kendi, özgün, otantik, yerli, emeğe dayalı ve demokratik gelişimine göre değerlendirilmeli; değerlendirmelerde kullanacak ölçek, dışlama, ayırma, marjinalleştirme, ayıklama vb amaçlı kullanılmamalıdır.

-Çocuğun üstün yararı gözetilmelidir.

-Çocuklara, gençlere ve yetişkinlere hiçbir şekilde zorlama ve dayatmalarda bulunulmamalıdır. Çocuklar/gençler arasında etnik, cinsel, sınıfsal, fiziksel, vb. hiçbir hiyerarşik ayrım yapılmamalıdır.

-İkili eğitim kaldırılmalı; okul aile birliği içinde sorumluluk alanlar arasındaki ilişkiler güçlendirilmeli, öğrencilerin başarılarının yanı sıra mutluluklarına da odaklanılmalı,yolsuzlukların ve nepotizmin önüne geçilmelidir.

 

ÖĞRETMENLİK ALANI ÇÖZÜM BEKLİYOR

Sonuç olarak, teknoloji alanında yaşanan büyük dönüşüm ve gelişmelerin çocuklar, gençler,okullar ve eğitim üzerinde sarsıcı değiştirici etkilerine rağmen öğretmenler hala eğitimin öncelikli özne olma rollerini korumaya devam ediyorlar.

Bu nedenle, özellikle yapısal ve yönetsel başlıklar altında yer alan öğretmenlik alanı ile ilgili sorunlara ilişkin somut çözüm politakaları üretilmelidir. Bu kapsamda; demokratik, ekonomik, özlük ve sosyal haklarında iyileştirme yapılması, mesleki itibarların yeniden kazandırılması moral ve motivasyonu artırıcı bir etki yapacaktır. Ücretli, sözleşmeli, kadrolu gibi farklı öğretmen kadrolarının kaldırılması, başarının ödüllendirilmesi, öğretmenlere yararlı olacak seminerlerin verilmesi gerekmektedir. Ayrıca eğitim fakültelerine öğretmenliği severek yapacak öğrenciler alınmalı, eğitim fakültelerinde ki öğretim programları çağa uygun olarak düzenlenmelidir. Hem eğitimin ve öğretimin hem de çocukların niteliğinin yükseltilmesi için bu metinde sıralanmış olan çözüm önerilerinin yaşam bulması gerekmektedir.

08-07-2019


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş