Arama sonuçları

Ders kitapları: Kadın sadece anne, namus kavramı ise tekrar kitaplarda

Ders kitapları: Kadın sadece anne, namus kavramı ise tekrar kitaplarda

Ders kitapları: Kadın sadece anne, namus kavramı ise tekrar kitaplarda. Ders kitapları dinci ve cinsiyet ayrımcılığı yapıyor. Kadın-erkek eşitliği yok sayılıyor. Kadın erkek eşitliğini teşvik eden içerikler neredeyse tamamen çıkarılmış durumda. Kadın kitaplarda görünmez oluyor. Çalışan kadın figüre kitaplardan siliniyor. Kurgulanan kadınlık, ev kadınlığı içeren bir annelik. Kadınlar tesettürlü olarak gösteriliyor.

DERS KİTAPLARI: KADIN SADECE ANNE, NAMUS KAVRAMI İSE TEKRAR KİTAPLARDA

2017 yılında değer odaklı olduğu vurgulanan yeni bir müfredata göre yazılan ders kitaplarında pozitivist bilim anlayışına ve evrensel değerlere daha mesafeli söylemler kullanılıyor.

YENİ BİR ULUS SÖYLEMİ VE MİLLİ KİMLİK YARATIYOR

Ders kitaplarında yeni bir ulus söylemi ve milli kimlik yaratıyor. Sekülerizm ve toplumsal cinsiyet kavramlarının yer alışı ve işlenişi 2017 müfredatı sonrasında yenilenen ders kitaplarında daha da ağırlaşıyor. Özellikle 9. Sınıf Tarih ve 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında Siyasal İslamcı söylemin ağırlığı artıyor.

 

KADINA DAİR OLUMLU ANLATIMLAR ÇIKIYOR

Kadın temsiline dair olumlu anlatımlar 2017 ders kitabından çoğunlukla çıkarılmış durumda,  2016 Tarih ders kitabındaki kadınları siyasi güç ve otorite olarak temsil eden ifadeler, kadın-erkek eşitliğine dair vurgu, kadın haklarına dair ifadeler ve tanrıçalar ders kitabından çıkarılıyor. Kitapta yetkisini tanrıdan alan eril bir hükümdar vurgusu baskın.

İslamiyet, toplumsal ilişkileri düzenleyici bir inanç olarak veriliyor ve dinin gündelik hayatta uygulanması gerekliliğini belirtiliyor.

İşte bu notlar Değişen Ders Kitaplarında Sekülerizm ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Araştırması’ndan. Özgürlük için Friedrich Naumann Vakfı Türkiye Ofisi’nin desteğiyle Karşılaştırmalı Eğitim Derneği tarafından yürütülen araştırmayı Dr. Canan Aratemur Çimen ile Dr. Sezen Bayhan gerçekleştirdi. Soner Şimşek de yayına hazırladı.

Projede 2017-2018 eğitim öğretim yılında yenilenen müfredat doğrultusunda hazırlanan ders kitapları ile bir önceki eğitim öğretim yılında (2016-2017) kullanılan kitapların karşılaştırıldı. Araştırmanın amacı iki dönem kitapları arasında genelde liberal değerler, özelde ise liberal bir değer olarak sekülerizm ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farklılıklar olup olmadığını, varsa bu farklılıkların neler olduğunu anlamak.

HANGİ KİTAPLAR İNCELENDİ?

2016 ve 2017 yıllarında basılan kitaplardan analiz edilmek üzere ilkokul için 4 kitap, ortaokul için 6 kitap ve lise için 6 kitap olmak üzere toplam 16 ders kitabı seçildi. Bu kitaplar şunlar oldu: 1. Sınıf Türkçe, 1. Sınıf Hayat Bilgisi, 5. Sınıf Türkçe, 5. Sınıf Sosyal Bilgiler, 5. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, 9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı, 9. Sınıf Tarih, 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi.

FARKLILIKLAR BAŞLIYOR

2016 ve 2017 yılı ders kitapları karşılaştırıldığında sekülerizm konusunda 9. Sınıf Tarih ve 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında, toplumsal cinsiyet konusunda ise 1. Sınıf Türkçe, 5. Sınıf Türkçe ve 9. Sınıf Tarih kitaplarında önemli değişiklikler var. 2017 yılı kitaplarında gerek sekülerizm, gerekse toplumsal cinsiyet eşitliği kavramları ile ilgili çok daha sorunlu içerikler bulunuyor. 2016 yılı kitapları bu kavramlara dair tamamen olumlu örnekler içermiyor ama yeni kitapların eğitimde daha ayrımcı ve eşitsizlikleri artırıcı bir söylem kullanılıyor.

2016 ve 2017 yılı 9. Sınıf Tarih ders kitaplarının her ikisinde de Türk-İslam sentezi perspektifi belirgin olmakla birlikte yeni kitaptan, belirgin bir şekilde toplumsal cinsiyet eşitliğine dair içeriğin neredeyse tamamen ve seküler ögelerin büyük oranda çıkarıldığı görülüyor.

2016 ve 2017 yılı 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarının her ikisinde de Sünni mezhep odaklı bir dini anlatı kuruluyor. Ama 2017 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında dinin, yani Sünni mezhebin hayatın her alanında etkin olması gereken bir öğreti olarak işlendiği ve bu açıdan 2017 kitabının 2016 kitabından farklılaştığı belirtiliyor.

9. Sınıf Tarih kitabında toplumsal cinsiyet eşitliğine dair içerik neredeyse tamamen çıkarılmış. Bunun yanı sıra toplumsal cinsiyete dair en önemli farklılıklar 1. Sınıf ve 5. Sınıf Türkçe ders kitaplarında olduğu görülüyor. Metinler ve görseller daha cinsiyetçi bir yaklaşımla hazırlanmış.

 

ARAŞTIRMAYI NASIL DEĞERLENDİRDİLER?

Araştırmacılar çalışmanın sonuç bölümünde incelenen çoğu ders kitabında sekülerizm ve toplumsal cinsiyet kavramlarının yer alışı ve işlenişi açısından büyük sorunlar bulunduğu belirtiliyor. Bu sorunların da 2017 müfredatı sonrasında yenilenen ders kitaplarında daha da ağırlaştığının görüldüğü ifade ediliyor. Bir yandan, düzenleyici bir söylem olarak dinin müfredattaki ağırlığı artarken, diğer yandan cinsiyetçi mesajlara ve temsillere açık ve örtük bir şekilde daha fazla yer veriliyor.

 

ANA MESAJ OLARAK VERİLİYOR

2017 ders kitabında Tanrı’nın yetkilendirdiği hükümdar anlatısı hâkim anlatılardan biridir ve bazı ünitelerde ana mesaj olarak verilmekte. 2016 ders kitabında ise böyle bir anlatı söz konusu değil. Ayrıca, çok tanrılılık, tek eşlilik, dini yönetimin kaldırılması gibi bilgilere 2016 Tarih ders kitabında yer verilirken, bu bilgiler 2017 kitabından çıkarılmış. 2016 ve 2017 yılları 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarının her ikisi de Sünni İslamı temel alarak ve farklı inanışları dışlayarak yazılmış kitaplar olmalarına rağmen, aralarında yine de belirgin farklar bulunuyor.

DİN TOPLUMSAL İLİŞKİLERİN DÜZENLEYİCİSİ

2017 ders kitabı, İslamiyeti toplumsal ilişkileri düzenleyici bir inanç olarak vermekte, dinin gündelik hayatta uygulanması gerekliliğini belirtmekte, evrensel değerlere 2016 kitabına göre çok daha az yer vermekte ve İslami bir bilim anlayışı sunmakta.

2016 ders kitabı ise dini daha bireysel bir olgu olarak işlemekte ve din-bilim gerginliğinden daha uzak kalmayı tercih etmekte. 2017 ders kitabında meşru bilginin sınırları dini bilginin lehine yeniden çizilmekte.

ATATÜRK İNKILAPLARIYLA BİRLİKTE LAİKLİK DE ÇIKTI

Sekülerizm bağlamında önemli bir diğer bulgu, 5. Sınıf Sosyal Bilgiler kitapları ile ilgili. 2017 yılı 5. Sınıf Sosyal Bilgiler kitabından “Çağdaşlaşan Türkiye” başlığı altında yer alan Atatürk İnkılapları bölümünün tamamen çıkarılmış olması nedeniyle Laiklik konusu da artık anlatılmamakta.

Ayrıca, 2016 yılı 5. Sınıf Sosyal Bilgiler kitabında dini bayramlar ortak değerler ve milli kültürün unsurları olarak tanıtılırken, 2017 yılı kitabından farklı olarak Nevruz ve Hıdrellez gibi birlikte kutlanan diğer önemli günlerin olduğuna da vurgu yapılmaktadır. 2017 kitabında ise daha çoğulcu bir bakış açısının göstergesi olan bu içerik çıkarılmıştır.

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNDEN DE ESER YOK

Araştırma sonuçları sekülerizm konusunda olduğu gibi toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda da olumlu bir tablo ortaya koymamakta. Toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında 2016 ve 2017 ders kitaplarını karşılaştıran bu çalışmada en belirgin fark, 9. Sınıf Tarih ders kitabında bulunmuştur. Kadın temsiline dair olumlu anlatımların 2017 ders kitabından çoğunlukla çıkarıldığı görülmüştür. 2016 Tarih ders kitabındaki kadınları siyasi güç ve otorite olarak temsil eden ifadeler, kadın-erkek eşitliğine dair vurgu, kadın haklarına dair ifadeler ve tanrıçalar ders kitabından çıkarılırken, kitapta yetkisini tanrıdan alan eril bir hükümdar vurgusu baskındır. 2016 ve 2017 yılı 1. Sınıf Türkçe ders kitaplarının karşılaştırmalı analizi sonucunda, yeni kitapta yer alan metin ve görsellerde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik herhangi olumlu bir örneğin bulunmaması çarpıcı bir sonuçtur.

EV KADINLIĞI VE ANNELİK KURGULANIYOR

Kitapta kurgulanan kadınlık, ev kadınlığı içeren bir annelik. Cumhuriyetin modernleşme simgesi olarak konumlandırılan modern giyimli, bakımlı ve eğitimli orta sınıf bir kadınlık kurgusu yerini muhafazakâr görünümlü bir anne ve ev kadınına bırakıyor.

2016 ders kitabı “İlk Türk Devletleri” ünitesinde ısrarla eski Türk devletlerinde kadınların sosyal statüsünün erkeklere çok yakın olduğunu ifade etmekte. Kadın-erkek eşitliğinin Türk toplumunun önemli bir özelliği olduğunu belirtmekte. Ayrıca kadınların devlet yönetiminde söz sahibi olduğu vurgusu var. Kadınların güçlü ve saygın oldukları, hâkim bir tema olarak kendini göstermekte. 2017 kitabında bu bölümler çıkarılıyor.

NAMUS KAVRAMI YİNE GERİ GELİYOR

2016 yılı 9. Sınıf Tarih ile 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında bulunmayan kadının namusunun korunması gerekliliği mesajı 2017 ders kitaplarında yerini alıyor. Türkiye toplumunda namus kelimesinin kadın bedeni üzerindeki kontrol anlamına geldiği bilgisinden yola çıkılırsa, 2017 ders kitaplarının ayrımcı bir mesaj verdiği açıkça görülmekte.

 

İŞTE DERS KİTAPLARI ARAŞTIRMASININDAN BÖLÜMLER

İşte ders kitapları çalışmasından bulgular.

YÖNETME YETKİSİNİ TANRIDAN ALAN HÜKÜMDAR VURGUSU

2016 ve 2017 yılı 9. Sınıf Tarih ders kitaplarının karşılaştırılması sonucu pek çok farklılık ve benzerlik olduğu görülüyor. En belirgin farklardan birisi 2017 kitabının hükümdar-tanrı-yönetme yetkisi arasında kurduğu sıkı bağ. 2016 kitabının görece demokratik bir sistem anlatısı kurmaya çalıştığı söylenebilir. 2017 kitabında çok daha yoğun ve kesin bir anlatı ile yönetimin dinselliği çok farklı şekillerde, bazen sık sık açık olarak tekrarlanmakta, bazen de sorularla pekiştirilmektedir.

PEDOGOJİK BİR TERCİH Mİ?

2016 kitabında bulunan “siyasal yapı dine dayalı değildi” (s.92) ifadesi 2017 kitabından çıkarılmıştır. İki kitap arasında birçok ortak nokta olduğu için ve ortak bazı kısımlar genişletilerek işlendiği için bunun pedagojik bir tercih olduğu iddia edilebilir. Örneğin “Tanrı’nın kırbacı” (2016, s.100) tamlaması tanrı-hükümdar bağlantısı kurularak tekrarlanırken, okuma metninde ve onu izleyen sorularda detaylandırılarak “tanrının yetkilendirdiği hükümdar” mesajının altı çizilmektedir (2017, s.139).

 2016 kitabının aksine 2017 kitabında verilen temel mesajlardan biri, eski çağlarda hükümdarın yönetme meşruiyetini tanrıdan aldığı ve onun yeryüzündeki vekili olduğudur. Bu yönetim biçimi ise teokrasi olarak ifade edilmektedir. Anlatı örüntüsü teokrasi yönetimine dair olumlu veya olumsuz ifadeler içermemekle birlikte hükümdarın gücünün devlet için önemli olduğu mesajı verilmekte, devletin ise olumlandığı görülmekte.

 

POZİTİVİST BİLİM ANLAYIŞINDAN VE EVRENSEL DEĞERLERDEN UZAKLAŞMA

2017 yılı 9. Sınıf Tarih ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarının 2016 kitaplarına göre pozitivist bilim anlayışına ve evrensel değerlere daha mesafeli söylemler kullandığı görülmektedir.

2016 ve 2017 Tarih dersi kitapları dinin rolünü ele alış bakımından da birbirleri ile farklılaşmaktadırlar. 2016 kitabı bilimsel anlayıştan uzak olmak ile çatışma ortamı arasında bir ilişki kurarken 2017 kitabı dini, milli ve toplumsal kimliğin oluşmasında önemli bir etken olarak görmektedir.

Pozitivist bilim anlayışından ve evrensel değerlerden uzaklaşma, 2017 yılı 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi kitabında da görülmekte.

BİLİM, DİNİN BİR ALT KATEGORİSİ OLARAK İŞLENİYOR

2016 ve 2017 kitapları arasında önemli bir fark, 2017 yılı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabının bilimi dinin bir alt kategorisi olarak, dinden türeyen bir sistem olarak işlemesidir. Her türlü bilimsel düşüncenin Allah’ın varlığından geldiği fikri hâkim bir anlatı olarak göze çarpmaktadır. 2016 yılı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında din-bilim arasındaki gerginlikten uzak durma çabası, yer yer de (örneğin ateizmin çürütülmeye çalışıldığı kısımlarda) ikircikli bir yaklaşım gözlenmektedir. Daha çok, “Allah harika nimetler vermiştir, doğada bunu görebiliriz” mesajı veren görseller ile şükür kavramı pekiştirilmeye çalışılmaktadır (s.26).

Oysa 2017 yılı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında ateizm konusu aşağıdaki etkinlik ile başlamaktadır:

Güneş etrafındaki bir yörüngede, gezegenler ve Güneş Sistemi cisimlerinin dolanabilmesi, kuş türlerinin uçabilmesi, arıların bal yapabilmesi, bazı ağaçların meyve verebilmesi sizce tesadüfen olabilir mi? (2017, s.20)

Bu soruya öğrencilerden beklenen cevap, bunların bir tesadüf eseri olmadığı, yaratıcının eseri olduğudur. 2017 yılı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında hiç gerekli olmadığı halde böylesi bir sorunun yöneltilmesi pozitivist bilimsel anlayış ile diyaloğa girip onu zorlama çabasına giren bir yaklaşım sergilendiğini göstermekte.

İŞTE BİLİM ANLAYIŞI

 

Aşağıdaki örnek 2017 yılı 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabının bilim anlayışına örnek olarak verilebilir:

Din; evrenin var oluşu, canlıların doğumu, ölümü ve ölümden sonraki süreçleri ile ilgili pek çok soruya cevap vermektedir. (2017, s.16)

2017 yılı 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabında aynı zamanda bilimden değerin bir alt unsuru olarak aşağıdaki şekilde bahsedilmektedir:”Değer, bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel unsurlarını kapsayan maddi ve manevi öğelerin bütününü ifade eder. Bu tanımdan hareketle değerler, maddi ve manevi değerler olarak sınıflandırılabilir. Maddi değerler, bir toplumun kültürel, tarihi ve bilimsel ürünlerini içerir. (s.88)

EVRENSEL DEĞERLERDEN UZAKLAŞMA VAR

2017 kitabında aynı zamanda evrensel değerlerden uzaklaşıldığı görülmektedir. Kitapta, evrensel olarak kabul gören kimi değerler dini bir amaçla yapılırsa değerli hale gelir mesajı açık bir biçimde verilmektedir. Örneğin, iyiliğin İslam dinince değerli kabul edilmesi için Allah’a inanmak ön koşul olarak ifade edilmekte.  Yani evrensel iyilik bir erdem olarak ortaya konmamakta.

2017 kitabında değerler konusu işlenirken ahlak ve din ayrımı yapılmakta, evrensel iması olan iyi ve kötü kavramlarının yanında dini olarak helal ve haram kavramları kurulmaktadır.

 

DİN TOPLUMSAL HAYATIN DÜZENLEYİCİSİ OLARAK VERİLİYOR

2016 ve 2017 yılları 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitapları arasında en belirgin farklardan biri, yeni kitapta dine toplumsal hayatın bir düzenleyicisi olarak merkezi bir rol atfedilmesi. 2017 kitabında “Dinin İnsan Hayatındaki Yeri ve Önemi” başlıklı kısımda şöyle örnekler bulunuyor:

Din, insan hayatının ayrılmaz bir parçasıdır. İnsanın inanma ihtiyacını karşılayarak fıtratına uygun yaşamasını sağlayan din, getirdiği kurallarla da sosyal hayatı düzenler. (2017, s.16)

2016 kitabında ise din daha bireysel bir bağlamda işlenmektedir.

DİN GÜNDELİK HAYATTA UYGULANMALI

2017 yılı 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabı, dinin toplumsal düzenleyiciliğine yaptığı vurguyla bağlantılı olarak aynı zamanda dinin gündelik hayatta birey tarafından uygulanması gerekliliğinin altı belirgin bir biçimde çizmekte.

ATEİZM NASIL TANIMLANIYOR?

2016 kitabına göre yeni kitapta çok daha “hayatın içinde bir İslam anlayışı” empoze edilmeye çalışılmaktadır. Bu konuda verilebilecek en belirgin örneklerden biri, ateizm tanımında görülmektedir:

Ateizm, tanrının var olmadığı inancına dayanan felsefi akımdır. Ateizmde tanrı inancına dair farklı yaklaşımlar vardır. “tanrı fikrine sahip olmamak”, “tanrının varlığını bilinçli biçimde reddetmek”, “tanrıyı yaşama sokmamak” bu yaklaşımlardan bazılarıdır. (2017, s.20)

“Tanrıyı yaşama sokmamak” pratiği ateizm olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, hem toplumsal düzene hem de gündelik yaşama dair imaları içermektedir.

2016 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabı 2017 gibi ateizm başlığında ateizmi açıklamaktan çok çürütmeye odaklanmış olsa da böylesi iddialı bir tanım içermemektedir. Ateizmi “felsefi düşünce ekolü” olarak nitelendirmekte, “inanç biçiminden çok inançsızlık temeline dayalı bir anlayış” olarak tanımlamakta.

ATAİZM İLE SATANİZM KONUSU İŞLENİYOR

Her iki kitapta da ateizm başlığının altında yersiz bir şekilde satanizm konusu işlenmekte, ateizm ve satanizm arasında alakasız bir bağ kurulmakta. Bu durum, kitapların farklı dini, felsefi ve düşüncevi anlayışları tamamen reddeden yaklaşımları göstermekted.

ÖĞRENCİLERE SORU SORULUYOR?

2017 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında dini gündelik hayata dâhil etme yolları üzerine öğrencileri düşündürtmeyi amaçlayan grup çalışması etkinliğinde, kitabın bu konuyla ilgili genel tavrını yansıtan bir örneği görmek mümkündür: “Camilerin ve mescitlerin toplum tarafından daha etkin kullanılabilmesi için neler yapardınız? Bu konuda grubunuzla bir proje yapınız ve sınıfınızda sununuz.”

2017 yılı 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında farklı gündelik yaşam pratikleri yok sayılarak, Sünni İslamın pratikleri tüm topluma mal edilmekte ve gündelik hayattan pek çok örnek verilerek toplumdaki herkes tarafından uygulanan evrensel pratiklermişçesine aşağıdaki gibi aktarılmaktadır:

2017 yılı 1. Sınıf Hayat Bilgisi ders kitabından verilebilir. Kitaptaki bayramlarımız konu anlatımı, tamamen Sünni-İslam pratiklerini uygulayan kültürü temel almakta ve bu pratikleri uygulamayan kültürleri ve insanları yok sayan bir içerikten oluşmaktadır.

Aşağıdaki alıntıda bu durum somut bir şekilde görülebilir:

Dinî bayramlarımız, Kurban Bayramı ve Ramazan Bayramı’dır. Ramazan ayı boyunca oruç tuttuktan sonra Ramazan Bayramı’nı kutlarız. Belli bir süre sonra da Kurban Bayramı’nı kutlarız. Bayramlardan önce çeşitli hazırlıklar yapar, bayram ziyaretine gelecek misafirler için ikramlıklar hazırlarız. Çocuklar için bayramlık kıyafet alırız. Dinî bayramlarda yardımlaşma ve paylaşma çok fazladır. (2017, s.168)

DÜĞÜNLER DE DİNİ TEMELLE İŞLENİYOR

2016 kitabında bayramlar ve düğünler toplumun daha geniş kesimlerinin pratiklerini içerecek şekilde işleniyor. 2017 kitabında, bu pratikler dini rütüeller ile bağdaştırılmış. İki kitap arasındaki farkı, bayram konusuna başlarken tercih edilen aşağıdaki giriş etkinliklerinde görmek mümkündür. 2016 kitabı “sizce insanların bayram, şenlik gibi etkinliklerde buluşmasının önemi nedir?” (s.40) sorusunu yönelterek konuya başlarken, 2017 kitabı aşağıdaki internet haberi sonrası çocuklara bayram pratiklerine dair bireysel sorular sormaktadır:

Ankara Kızılcahamam’da çocuklar bayram namazı öncesi veya sonrası bir araya gelir. Çocuklar kendi aralarında bir ebe belirler. Ebe eşliğindeki çocuklar, mahalledeki tüm evlerin kapılarını çalar ve hep bir ağızdan “Ebebiş” ebebiş, vermeyen çürük diş.” Tekerlemesini söyler. Ev sahipleri çocuklara “ebebiş” yani harçlık veya tekerleme verir. İnternet haberi, 6 Temmuz 2016 (s.50)

Sizin kutlamalarınızla benzer veya farklı yönleri nelerdir? Siz dini bayramlarda neler yapıyorsunuz?

HEM DİNİ HEM CİNSİYETÇİ

Yine 2017 yılı 5. Sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabındaki “Kültürel Özelliklerimiz” başlığı altındaki bir diğer örnekte düğünler ortak kültürel bir değer olarak sunulurken, düğün sürecinde dini ritüellere düzenleyici bir öge olarak yer verildiği görülmekter.

Örnek olarak Kırıkkale’de yapılan düğünleri anlatmak üzere kirikkale.gov.tr adresinden alındığı belirtilen metinde hem dini ögelere hem de gelenek adı altında cinsiyetçi ögelere yer verilmektedir:

…Düğünler genellikle Cuma günü namazdan sonra başlar, Cuma namazından çıkanlar, yanlarında imamla düğün evine gelirler. (s.52)

Pazar günü gelini almaya gelenlere babası kızını teslim eder. Gelin eğer varsa bir erkek kardeşinin koluna girmiş olarak evden çıkar. (s.52)

 

SEKÜLER YAŞAM ANLAYIŞI YOK SAYILIYOR

2017 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabı konu başlarında sık sık çocukların hali hazırdaki dini bilgilerine dair çok özel veya bilinmesi zor sorular içermekte ve bu durum söz konusu bilgilere aşina olmayan çocuklar için çok büyük bir pedagojik dezavantaj olmakla kalmayıp bu öğrencilerin bireysel ailevi değerlerini hiçe saymaktadır.

Bu sorulara verilebilecek bazı örnekler şunlardır:

• Çevrenizden üç kişiye “İnsan neden bir dine inanır?” sorusunu yöneltip aldığınız cevapları not ediniz (s.11)

• Ramazan ayında çevrenizde Kur’an okumayla ilgili farklı bir uygulama gözlemlediniz mi? (s.71)

• Kur’an-ı Kerim’i baştan sona kaç günde okursunuz? (s.71)

• Toplumumuzda Kur’an-ı Kerim’e verilen değerle ilgili gözlemleriniz nelerdir? (s.81)

• Ailenizde en fazla önem verilen prensipler nelerdir? (s.88)

• İnancınızın sahip oldunuz değerlere katkısı nedir? (s.89)

• İmam Maturidî ve onun görüşleri ile ilgili daha önce neler duydunuz? (s.115)

• Eş’arî’lik hakkında neler biliyorsunuz? (s.117)

 

KADINLARIN GÖRÜNÜRLÜĞÜ AZALIYOR

2016 ve 2017 ders kitapları karşılaştırmalı olarak incelendiğinde kadın görünürlüğüne dair en belirgin değişikliğin 9. Sınıf Tarih ders kitaplarında olduğu görülmekte. 2017 kitabından kadın-erkek eşitliğini teşvik eden içeriğin neredeyse tamamen çıkarılmış olduğu gözlemleniyor.

Her iki kitapta da tarih, erkeklerin gözünden anlatılmakta ve kadınlar büyük oranda yok sayılmakta. Fakat 2016 kitabı, kadın-erkek eşitliğini teşvik edici ögeleri bulundurmaktayken, 2017 kitabında böyle bir çaba görülmemekte.

Örneğin 9. Sınıf Tarih ders kitabında tarih yazıcılığında kadınların rolü üzerine olan bölümler kaldırılıyor. Türk dünyası bölümleri, İslam dünyası olarak kullanılıyor. Tarih yazımına ayrılmış bölümde 2016 kitabındaki beş görselden üçünde kadın figürlerine yer verilirken (ss.37-38), 2017 ders kitabındaki altı görsel tamamen erkek figürleri içermekte (ss.31-35). Kadın görseline ise hiç yer verilmemiş.

KADINLARIN POZİSYONLARI YOK SAYILIYOR

 

2016 Tarih ders kitabında kadınları otorite ve siyasi güç sahibi olarak temsil eden içerikler bulunmaktayken, 2017 ders kitabından bu içeriğin büyük bir bölümünün çıkarıldığı görülmekte. Kadınların siyasi otorite ve güç sahibi pozisyonlarda temsil edildiği içeriğin çıkarılmasının bir tercih olduğunu göstermekte.

2016 kitabında kadınların siyasi otorite olarak temsil edildiği bölümlerden en önemlisi “Türk Toplumunda Kadının Yeri” (s.105) bölümüdür ve bu bölüm kitapta kadınlara özel ayrılmış tek başlıktır. 2017 kitabında böyle bir başlık bulunmamaktadır ve söz konusu başlıktaki içeriğin neredeyse tamamı 2017 kitabından çıkarılmıştır. Hem bu başlık altından, hem de kitabın genelinden Türk devletleri konusu ile bağlantılı olarak kadınlara dair bilgiler çıkarılmıştır.

KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNE DAİR İFADELER ÇIKARILMIŞ

 

2016 yılı 9. Sınıf Tarih ders kitabında başta eski Türk devletleri konusu olmak üzere bazı medeniyetler anlatılırken kadınla erkeğin eşit kabul edildiğine, tek eşli evliliğin yaygın olduğuna ve kadınların erkeklerin yaptığı birçok işi yaptığına dair ifadeler bulunmakta. 2017 yılı 9. Sınıf Tarih ders kitabında “kadın-erkek eşitliği” ifadesi kullanılmamakta.

 

KADINLARIN ROLÜ TANIMLANIYOR

2017 kitabında “Boyların Yaylaya Göçü” adlı bir metinden alıntı yapılarak kadınlardan geleneksel rollerine atıf yapılarak bahsedilmiştir: Göç, çift hörgüçlü develer (yüklet) veya dört tekerlekli, üstü kapalı ve öküzlerle çekilen arabalarla (kağnı) yapılmaktaydı. Bu arabalar, kadınların içinde yün eğirdikleri, dikiş diktikleri, doğum yaptıkları ve çocuklarını emzirdikleri âdeta gerçek bir konut gibi idi. (Koca 2002, s.1617’den düzenlenmiştir) (2017, s.125)

Eski Türk devletleri ile ilgili olan ünitede kadın kelimesi üç kez geçmekte ve bu kelimelerden biri yukarıdaki gibi geleneksel rolleri açıklamak için kullanılmaktadır. Diğer iki kelime ise “Kadınlar başlarına bir çeşit şapka giyer” (2017, s.113) cümlesinde Uygur kültürünün anlatıldığı bölümde ve “Sürekli olan Türk ordusunda kadın-erkek, genç-yaşlı her an savaşabilecek durumdaydı.” (s.134) cümlesinde geçmektedir.

 

NAMUS KELİMESİNE GERİ DÖNÜŞ VAR

2016 yılı 9. Sınıf Tarih ile 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarında bulunmayan kadının namusunun korunması gerekliliği mesajı 2017 ders kitaplarında içeriliyor. 2017 Tarih ders kitabında diğer ünitelerde neredeyse görünmez olan kadınlardan en çok bahsedilen bölüm “İslam Medeniyeti’nin Doğuşu” adlı ünitedir (s.140-175).

Ünitedeki kadınlara dair söylem, kadınların İslam öncesi Arap dünyasında ikinci sınıf oldukları ve birçok insani haklarından mahrum bırakıldıkları üzerine odaklanmakta. 2016 kitabı bu ünitede kadın konusuna 2017 kitabına göre çok daha az yer vermekte

Ancak, 2016 yılı 9. Sınıf Tarih ders kitabında sansürlenmiş veya içerilmemiş olan kadın namusu ile ilgili bir bölüm 2017 kitabında tekrardan yerini bulmuş. Aynı fark 2016 ve 2017 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitapları için de geçerli.

2016 Tarih ders kitabında aşağıdaki alıntı ile Hz. Muhammed’in kadın haklarına önem verdiği mesajı verilmeye çalışılmaktadır:

İnsanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz, kadınları tanrının emaneti olarak aldınız. Sizin kadınlar üzerine hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. (2016, s.132)

Aynı fikirler, 2017 kitabında aşağıdaki şekilde alıntılanmıştır:

Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz, kadınları tanrının emaneti olarak aldınız ve onların namusunu Allah’ın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerine hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakkı vardır. (2017, s.153)

BİR YIL SONRA NAMUS VURGUSU GELİYOR

Yukarıdaki karşılaştırmadan anlaşılacağı üzere 2016 ders kitabı namus ile ilgili olan kısmı alıntılamamayı tercih ederken, 2017 ders kitabı içermeyi tercih etmiştir. Bu fark 9. sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 2016 ve 2017 ders kitapları arasında da bulunmaktadır. Türkiye toplumunda namus kelimesinin kadın bedeni üzerindeki kontrol anlamına geldiği bilgisinden yola çıkılırsa, 2017 ders kitaplarının ayrımcı bir mesaj verdiği açıkça görülmekte.

Şunu hatırlatmakta fayda var ki, 2016 Tarih ders kitabı cinsiyet eşitliğini temel alan bir kitap değildir ve yer yer oldukça cinsiyetçi ifadeler bulundurmaktadır. Bununla birlikte, 2016 kitabı ile yapılan karşılaştırma sonucunda 2017 kitabında çok açık bir biçimde kadınları yok sayma yönünde bir değişim göze çarpmakta ve kadın temsilinde toplumsal cinsiyet ayrımcılığının arttığı görülmekte.

 

AİLE İÇİ İŞBÖLÜMÜNDE CİNSİYET AYRIMCILIĞI

 

Konuyla ilgili ders kitaplarında kullanılan metinler ve görseller karşılaştırmalı olarak incelendiğinde, yenilenen 1. Sınıf Türkçe ders kitabındaki içeriklerde hem bir önceki kitaba, hem de diğer ders kitaplarına göre daha fazla cinsiyet ayrımcılığı içeren ögelerin yer aldığını söylemek mümkün. 2017 yılı 1. Sınıf Türkçe ders kitabında başlangıç metni olan “Odam Lokanta” (s.15) hikayesi ile ilk sayfalardan itibaren cinsiyete dayalı geleneksel rol dağılımı yapılıyor.

Bir görselde yer alan metinde aktarılan konu, çalıştığına dair herhangi bir veri olmadığı için ev kadını olduğu izlenimi veren, başörtüsü ve yere kadar uzanan eteği ile tesettüre uygun bir kıyafet kullanılarak görselleştirilen anne ile oğlu arasında geçmekte. Bu görselde, anne kızgın bir şekilde oğlunun odasının dağınıklığından şikâyet ederken, çocuk annesinden korktuğunu gösteren bir yüz ifadesi ile görülmektedir. Diyalogdaki cinsiyetçi söylemler anneyi evin temizliğinden ve düzeninden tek sorumlu kişiymiş gibi gösterirken, annenin tek işinin temizlik ve düzen olduğu mesajını vermekte.

Annenin ev içindeki sorumluluklarının özetini sunan şu ifadeler, aile içinde cinsiyete dayalı işbölümünü bir ayrımcılık alanı olarak açık bir söylemle ortaya koymaktadır:

…Tam terliklerimi giyiyordum, annem salona geçti. Ah belim, ah sırtım, diye söyleniyordu. Tüm gün çalışır. Tozları kovalamadan, yerleri parlatmadan, yemekleri pişirmeden asla yatmaz. Arkasından baktım, bir yandan belini tutuyor, bir yandan minderleri dövüyordu. Kıyamam anneciğime. (s.16)

EV KADINLIĞI VE ANNELİK ROLLERİ

Bu örnekte olduğu gibi, bir yandan kadınlar için ev kadınlığı ve annelik verili roller olarak kabul edilirken, diğer yandan da özellikle anneye yardım etmek iyi bir davranış örneği olarak çocukların sorumlulukları arasında gösterilmekte.

Etkinlik çalışmalarındaki

“Hangi işlerde annene yardım ediyorsun?” (s.22),

“Zeynep annesi ile pazara gitti.” (s.23) ve

“Anneme yardım etmeye bayılırım.” (s.23)

gibi ifadelerde gördüğümüz bu durum, ailede ev işlerinden sorumlu olan kişinin anne olduğu ön kabulüne dayanmaktadır. Örnek soru ve ifadelerde çocuklar için biyolojik cinsiyet genelde belirgin olarak ifade edilmemiş olsa da, annesi ile pazara giden çocuğun bir kız çocuğu olması yine de dikkat çekicidir.

2016 yılı 1. Sınıf Türkçe ders kitabının ev işlerine yardım ile ilgili bölümleri incelendiğinde, bulaşıkları kurulayan bir erkek çocuğuna yer verilmiş olduğu görülmekte, ancak 2017 yılı kitabındaki örneklerin aksine çocuğun anneye yardım ettiği vurgulanmamaktadır

Yine bir başka metinde bebek bakımının daha çok annenin işi olduğunu vurgulayan ifadeler, aile içi işbölümünde cinsiyet ayrımcılığının altını çizmekte ve toplumsal cinsiyet eşitliği açısından oldukça sorunlu görünmekte.

BABA OTORİTE FİGÜRÜ OLARAK SUNULUYOR

2017 kitabında, ailenin anlatımın merkezinde yer alarak ev içi cinsiyetçi işbölümünün vurgulandığı metin ve görsellerin daha fazla olduğunu görmek mümkün.. Bu durumun bir diğer örneği, “Çöpler Çöp Kutusuna” (s.81) başlıklı okuma metnidir. Metinde bu kez hem annelik hem de babalık rollerinin geleneksel işbölümüne odaklanılarak görselleştirildiği görülmekte. Burada baba araba kullanmakta, anne ise piknik sepeti hazırlamakta. Metinde, çocuğun “anne susadım” diyerek fiziksel ihtiyaçları için annesinden talepte bulunması ve arabadan çöp atan arkadaşın “Can’ın yaptığına bakar mısın baba?” sorusu ile bir otorite figürü olarak görüldüğü anlaşılan babaya şikâyet edilmesi, kitapta aile içi işbölümünde geleneksel cinsiyetçi kalıplara örnek teşkil eden diğer ögeler olarak karşımıza çıkmakta.

2017 Sosyal Bilgiler Ders kitabında aile içi işbölümüne dair eşitlik mesajı veren bir metnin olmaması yine de bir farka işaret etmektedir. 2017 yılı 5. Sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabında aile içi cinsiyete dayalı işbölümüne dair herhangi bir konunun işlendiği görülmüyor. Ders kitaplarında, çoğunlukla çekirdek aile temel alınarak hikâyeleştirilen metinler dışında, geniş aile aracılığıyla da cinsiyetçi işbölümünün vurgulandığı görülmekte.

GELENEKSEL GENİŞ AİLE GÜNDEMDE

2016 yılı 1. Sınıf Türkçe ders kitabında geniş aileye konu olarak yer verilmezken, 2017 yılı kitabında kentli çekirdek bir ailenin büyüklerini ziyaretini konu alan “Ekranza” adlı metnin etkinlik bölümünde geniş aile görseli kullanılmış. Büyükannenin süt sağarken, büyükbabanın ise bağdaş kurup oturmuş bir şekilde aktarıldığı bu görsel, geleneksel ailede ataerkil yapının doğalmış gibi sunulmasına bir örnek.

ÇALIŞAN KADIN KİTAPLARDAN ÇIKIYOR

 

Aynı 2016 ve 2017 yılı 1. Sınıf Türkçe ders kitaplarında kadınların çalışma yaşamında gösterildiği görsellerin çok sınırlı olduğu belirlendi.  2017 kitabında sadece iki kadın öğretmen görseli varken, 2016 kitabında diş hekimi, öğretmen ve beyaz yakalı bir çalışan olduğu tahmin edilen toplam dört kadın bulunuyor.

KADIN ÖĞRETMEN FİGÜRÜ DEĞİŞİYOR

Her ne kadar mesleklerdeki kadın sayısında kitaplar arasında bir fark bulunmasa da, 2017 kitabındaki kadın öğretmenlerden birinin uzun kazağı, topuklarına inen eteği ve spor ayakkabıları ile Cumhuriyetin ideal öğretmen kurgusundan oldukça farklı bir şekilde resmedildiği görülmekte.

HEMŞİRELİK BİLE ARTIK ERKEKTE

1.Sınıf Türkçe ders kitaplarında erkekler ve meslekler arasındaki ilişkiye bakıldığında, 2016 yılı kitabında erkeklerin çok farklı mesleklerde (reklamcı, hemşire, sporcu, beyaz yakalı, doktor, güvenlik görevlisi, öğretmen, astronot, postacı) gösterilirken, olumlu olarak erkek hemşire görselinin de kullanıldığı görülmektedir.

2017 kitabında ise erkekleri bir meslekte çalışırken gösteren hiçbir görsel kullanılmamıştır. Kısacası, 2017 yılı 1. Sınıf Türkçe kitabında çalışma hayatı yerine çoğunlukla ev ve aile hayatını vurgulayan metinler ve görseller tercih edilmiştir diyebiliriz.

 

KADINLAR ARTIK MESLEK SAHİBİ DEĞİL

2016 ve 2017 yılı 5. Sınıf Sosyal Bilgiler ders kitapları arasında yapılan karşılaştırmada ise mesleklerin tanıtıldığı bölümlerin farklılaştığını, yeni kitapta kadınların bir meslek sahibi olarak gösterildiği görsellerin azaltıldığını söylemek mümkün.

2016 yılı ders kitabında kadınlar ziraat mühendisi, veteriner, gıda mühendisi, aşçı, resepsiyonist, orman mühendisi, elektrik mühendisi, işçi gibi çok farklı meslek alanlarında görselleştiriliyor. Ama 2017 kitabında meslek tanıtımı bölümünde herhangi bir kadın görseline yer verilmiyor.  Diğer yandan kitap genelinde kadınların belediye başkanı, diş hekimi ve beyaz yakalı çalışan, daha geleneksel olarak da halı dokurken görselleştirildiği örnekler mevcuttur. Arslanköy Kadınlar Tiyatro topluluğunun tanıtılması ise, 2017 kitabında konuyla ilgili en olumlu örnektir.

OKUL MÜDÜRLERİ ARTIK ERKEK

 

2016 yılı 1. Sınıf Hayat Bilgisi kitabında okula dair ünitede okul müdürü kadın ve müdür yardımcısı erkek iken, 2017 kitabında rollerin değişmiş olduğu görülmekte. Okul müdürü erkek, müdür yardımcısı ise kadın olarak görselleştiriliyor.

BİLİM İNSANLARI DA ERKEK

Mesleklerin yanı sıra, ders kitaplarında genellikle bilim insanlarının tanıtıldığı metin ve görseller bulunmaktadır. Genel eğilim bu tanıtımlarda erkeklere daha fazla yer verilmesidir. Örneğin 2016 yılı 5. Sınıf Sosyal Bilgiler kitabında bilim insanı olarak tanıtılan beş erkek, bir kadın var. 2017 kitabında sekiz erkek, iki kadın vardır.

2016 yılı 5. Sınıf Türkçe ders kitabında bilim insanları ile ilgili herhangi bir isme yer verilmemiştir, 2017 yılı kitabı ise bu konuda daha olumlu bir örnek oluşturmaktadır. Kitapta bilime hizmet eden örnek isimler arasında beş erkek, üç kadın bilim insanına yer verilmiştir. 2017 yılı 1. Sınıf Türkçe ders kitabında Aziz Sancar tanıtılırken, 2016 kitabında bilim insanı ismi yer almamıştır. Konuyla bağlantılı olarak altı çizilmesi gereken önemli bir nokta da kitaplardaki bilim insanı ve bilim adamı ifadelerinin kullanımına bağlı olarak dildeki cinsiyetçiliğin görünür olmasıdır.

İlginç bir diğer bulgu, 2016 yılı 9. Sınıf Tarih kitabında 41 kez bilim insanı, 28 kez bilgin, altı kez alim ve iki kez bilim adamı ifadesinin kullanıldığı görülürken, 2017 ders kitabında 17 kez alim, beş kez bilim insanı, beş kez bilgin, üç kez bilim adamı ve iki kez fikir adamı ifadesinin kullanılmasıdır.

Dolayısıyla 2016 kitabında, cinsiyetçi bir terim olmayan bilim insanı ifadesini özellikle kullanma çabası olduğu görülmektedir. 2016 ve 2017 yılı 5. Sınıf Türkçe ders kitaplarında ise sayısı az olmakla birlikte bilim insanı ve bilim adamı ifadeleri birlikte kullanılmaktadır.

 

YAZARLARDA BİLE KADINLAR ELENMİŞ

Bu bağlamda tartışılabilecek bir diğer konu, 2016 ve 2017 yılı 9. Sınıf Edebiyat kitaplarında alıntılanan yazarlar arasında kadınların sayısının yok denecek kadar az olmasıdır. Her iki kitapta da edebiyat tarihinin oluşumunda kadın yazarların katkısı yokmuş gibidir. 2016 yılı ders kitabının kapak sayfasında tamamen erkek yazarların fotoğraflarına ve eserlerine yer verilmesi de cinsiyet ayrımcılığı konusunda dikkat çekici bir diğer unsurdur.

ÖRTÜK SÖYLEMLERLE CİNSİYET AYRIMCILIĞI

Cinsiyet ayrımcılığında açık bir söylem olabileceği gibi, örtük söylem de bulunur. Bu durum, 2016 ve 2017 yılı ders kitaplarının çoğunda olmakla birlikte yeni kitaplarda bazı ünitelerde örtük söylem aracılığıyla yapılan cinsiyet ayrımcılığının daha baskın olduğu görülmektedir. İlkokul ve ortaokul ders kitaplarında spor ve oyun gibi alanlara yönelik olarak çok fazla metin ve görsel kullanılmaktadır.

2017 yılı 5. Sınıf Türkçe ders kitabında “Sağlık, Spor” temasında özellikle sporla ilgili anlatımlar için hem seçilen metinlerde, hem de anlatımla bağlantılı olarak kullanılan görsellerde sadece erkek karakterlere yer verilmekte, eril ve milliyetçi bir dil kullanılmakta ve böylece sporun erkeklere yönelik bir aktivite olduğu örtük bir söylemle ifade edilmekte.

 

2016 yılı 5. Sınıf Türkçe kitabında “Sağlık, Spor ve Oyun” teması altında işlenen sporla ilgili konularda kadın görseline de yer verildiği görülmektedir

 

MİLİTARİZM YÜCELTİLİYOR

Yine 2017 yılı 5. Sınıf kitabında “Milli Kültür” başlıklı temada tamamen erkek karakterlere yer verilmekte ve bu karakterlerin çoğu geçmişte yaşayan asker, kahraman ve padişah gibi eril kişiliklerden oluşmaktadır. Gerek konuyla ilgili metinler, gerekse de etkinlikler militarizmi ve erilliği yücelten bir dil kullanmaktadır.

 

İNSAN HAKLARI, İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ VE VATANDAŞLIK

 

İnsan hakları, inanç özgürlüğü ve vatandaşlık konuları ile ilgili olarak 2016 ve 2017 ders kitapları arasında bir takım farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar en belirgin şekliyle 9. Sınıf Tarih ve 9. Sınıf Din Kültürü Ahlak Bilgisi kitaplarında ortaya çıkmıştır. 2016 ve 2017 yılı ders kitapları arasında insan haklarının işlendiği konuların içeriğinde önemli bir değişim söz konusudur; 2016 ders kitaplarında evrensel insan hakları söylemi varken, 2017 kitaplarında insan hakları göreceli ve tekil bir kavram olarak inşa edilmektedir.

2016 yılı 9. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabında insan haklarına saygı toplumu birleştiren temel değerlerden biri olarak sıralanırken, 2017 ders kitabında aynı konu altında insan haklarından bahsedilmemektedir. Tam tersine, göreceli bir toplumsal değer vurgusu yapılmaktadır:

Diğer yandan 2017 kitabındaki “İnsan Haklarına Saygı” konu başlığında düşünce ve inanç özgürlüğünün bahsi geçmemektedir ve daha din merkezli bir insan hakları söylemi kullanılmaktadır. Kitap, alışılageldik anlamda bir insan hakları tanımı yapılarak başlanmasına rağmen bölüm sonunda konu önce kültüre, daha sonra ise İslami değerlere bağlanmakta.

YENİ BİR ULUS SÖYLEMİ VE MİLLİ KİMLİK YARATIYOR

15 Temmuz anlatısının, yeni bir ulus söylemi ve milli kimlik inşa etme aracı olarak 2017 yılı 5. Sınıf Türkçe ve 9. Sınıf Tarih kitaplarında kullanıldığı görülmekte. Bu söylem, bir yandan etno-dinsel vurguya sahipken, diğer yandan militarist ve eril bir dil aracılığıyla aktarılmakta.

 

VATANDAŞLIK BİLİNCİ TEMASI DA GİTMİŞ

 

2016 ve 2017 yılı 1. Sınıf ve 5. Sınıf Türkçe kitapları karşılaştırıldığında, “Vatandaşlık Bilinci” adlı temanın 2017 kitaplarından kaldırılmış olması konuyla ilgili önemli bir diğer bulgudur. Bu temanın yerine “Çocuk Dünyası” teması konulmuştur.

2016 yılı 1. Sınıf Türkçe ders kitabında “Vatandaşlık Bilinci” temasının başlık görselinde engelli bir çocuk, erkek hemşire, bebek, yaşlı bir adam, genç kızlar ve oğlanlar, hayvanlar, vb. gibi karakterlerin kullanılmasıyla doğada ve toplumda farklılıklarıyla insanların ve hayvanların bir arada yaşamasının önemi vurgulanmaktadır. Kurallara ve yasalara uymak, bir arada barış içinde yaşamak, çevreyi korumak, saygılı olmak, paylaşmak, yardım etmek, trafik kurallarına uymak, sorumluluk almak, oy kullanmak, geri dönüşüme katkıda bulunmak, bilinçli tüketici olmak, hayvanları sevmek, vb. gibi mesajları içeren bu bölümün 2017 yılı kitabından tamamen çıkarılmış olması önemli bir eksiklik yaratmıştır. Benzer şekilde, “Vatandaşlık Bilinci” temasının 2016 yılı 5. Sınıf Türkçe ders kitabından çıkarılmasıyla özellikle görevlerinin ve haklarının bilincinde olmak, bilinçli tüketici olmak, hayvanları sevmek gibi mesajların yer aldığı içerik ortadan kaldırılmıştır.

 

DERS KİTAPLARI İÇİN NELER ÖNERİLİYOR?

Araştırma bulguları ışığında, ders kitaplarının daha çoğulcu ve toplumsal cinsiyet eşitlikçi nitelikler taşıyabilmesi için aşağıdaki değişiklikler öneriliyor.

• Zorunlu din dersi kitaplarının içeriği, düşünce ve inanç özgürlüğünü temel alarak her türlü din ve inanç gruplarına eşit mesafede olacak, bir dinin diğeri üzerindeki baskınlığını önleyecek ve her türlü hak ihlalini engellemeyi amaçlayacak şekilde düzenlenmelidir.

• Din, toplumsal hayatı düzenleyen bir olgu olarak değil, düşünce, inanç ve vicdan özgürlüğü bağlamında ele alınmalıdır.

• Ders kitaplarının içeriği, bilimsel ve evrensel değerleri temel almalıdır.

• Meşruiyetini dinden alan siyasi otorite figürü vurgusu kaldırılmalı; iktidar ve yönetim biçimlerini ele alan konular, eleştirel düşünmeyi sağlayarak özgürlük ve demokrasi gibi değerleri pekiştirecek yönde aktarılmalıdır.

• Ders kitaplarından cinsiyete dayalı işbölümü mesajı veren görsel ve ifadelerin tümü çıkarılmalı, kitaplar kadınlarla özdeşleştirilen geleneksel rol kalıplarını kıran içeriklerden oluşmalıdır.

• Ders kitaplarında sadece çekirdek aile ve geniş aile temsillerine yer verilmemeli, anne veya babanın bekâr olabileceği düşünülerek farklı aile temsilleri de yer almalıdır.

• Ders kitaplarında aile merkezli konu anlatımının ağırlığı azaltılmalıdır.

• Ders kitaplarında sadece heteronormatif kabullerle kurulan birey karakterleri ve aile temsilleri yer almamalı, heteronormatiflik dışı alternatif kimliklerin varlığı göz önünde bulundurulmalıdır.

• Ders kitaplarından cinsiyetçi terimler tamamen çıkarılmalı, bunların yerine cinsiyetsiz kelimeler ve tamlamalar kullanılmalıdır.

• Ders kitaplarında kalıplaşmış toplumsal cinsiyet rollerini meslekler üzerinden pekiştiren görseller kullanılmamalı, kadınlar ve erkekler bu kalıplaşmış rolleri kırmaya yönelik farklı mesleklerde temsil edilmelidir.

• Ders kitaplarından, özellikle askerlik, kahramanlık ve şehitlik gibi militarist özelliklerin erkekliğe içkin olarak tanımlanması yoluyla erkekliği yücelten içerikler tamamen kaldırılmalıdır.

• İlköğretimin ilk yılından itibaren ders kitaplarına “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” başlığı altında toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini aşılayacak üniteler/temalar eklenmelidir.

 

24-09-2018


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş