Arama sonuçları

Müfredat değişikliği: Evrim teorisi yerine ‘yaratılış teorisi’ mi geliyor?

Müfredat değişikliği: Evrim teorisi yerine ‘yaratılış teorisi’ mi geliyor?

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yeni müfredat üzerindeki çalışmalarını tamamladı ve önümüzdeki günlerde müfredat değişikliği kamuyouna duyurulacak. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yeni hazırlanan müfredat değişikliği ile “sadeleşmenin” yapılacağını söylerken, hazırlanacak müfredatın da milli ve manevi değerlere uygun olacağını defalarca dile getirmişti. Tekin, “Bize ait ve bizim değerlerimizle inşa edilmiş, bizim referans değerlerimizin ışığında oluşturulmuş bir eğitim sisteminin inşası için gerekli çalışmalarımızı tamamladık, milli ve manevi değerlerine bağlı yepyeni bir kuşak yetiştirilecek” açıklamalarında da bulunmuştu.

Tüm bu açıklamalar ise kamuoyunda “nasıl bir müfredat hazırlanıyor?” sorusuna neden oluyordu. Eğitimciler ise kendilerine ulaşan bilgilere dayanarak, söz konusu müfredat değişikliğinin bilime ve bilimsel gerçeklere aykırı olduğunu dile getiriyor.

EVRİM TEORİSİ ÇIKARILMIŞTI

Eğitim Sen yaptığı açıklamada 2016 yılında yapılan müfredat değişikliği ile 2017/2018 eğitim öğretim yılından itibaren ortaöğretim biyoloji dersindeki “Hayatın Başlangıcı ve Evrim” ünitesi müfredattan tamamen çıkarıldığını hatırlatıyor. O tarihe kadar müfredatta Evrim Teorisi, “Evrimleşmenin bir sonucu olarak türlerin değişimini ve yeni türlerin oluşumunu, evrime etki eden faktörleri ve mekanizmaları ile açıklayan teori” olarak anlatıldığını söyleyen sendika evrim teorisini çağrıştıran tüm bilgilerin de ders kitaplarından tek tek ayıklandığını belirtiyor.

Bir kez daha “milli değerler” temel alınarak bir kez daha müfredatın değiştirilmesinin gündemde olduğunu vurgulayan sendika, yeni müfredat hazırlıkları çerçevesinde yazılan ders kitaplarının içerikleri ile ilgili olarak kendilerine ulaşan bilgileri şöyle paylaştı:

DOĞRULUĞU İSPATLANAMAMIŞ!

“Sendikamıza ulaşan bilgiler, MEB’in doğrudan bilimi ve bilimsel teorileri hedef aldığını ortaya koymaktadır. Örneğin ortaöğretim Biyoloji dersi öğretim programında doğrudan doğruya “yaratılış teorisi” merkeze alınmış, bilimsel bir teori olan evrim teorisi “doğruluğu ispatlanmamış teoriler” arasında sayılarak küçümsenmiştir.  

MEB tarafından hazırlanan “Biyoloji Dersi Öğretim Programı'nın Temel Felsefesi ve Özel Amaçları” başlığı altında yer alan “Türkiye YüzYılı Maarif Modeli kapsamında geliştirilen biyoloji dersi öğretim programıyla yürütülen eğitim öğretim süreçlerinde yaratılış teorisi benimsenmektedir” ifadesi biyoloji dersinin bilimsel gerçeklere göre değil, iktidarın “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” merkeze alınarak hazırlandığını göstermektedir.

YARATILIŞIN MUHTEŞEM TASARIMLARI

Ortaöğretim Biyoloji Dersi Öğretim programının 4. sayfasındaki şu ifadeler nasıl tehlikeli ve bilim düşmanı bir zihniyet ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir;

“Biyolojik olaylar; bir plân ve programın gereği olarak ortaya çıkar, kâinat ve içindeki canlı cansız tüm varlıklarda görülen mükemmel dengeye ve düzene işaret eder. Canlılar hem kendi yapı ve işleyişlerinde hem de birbirleriyle tam bir uyum içinde mükemmel bir denge oluşturur. Biyoloji bilimi ise yaşamın bu kusursuz düzenini, canlılığın ince detaylarını ve yaratılışın muhteşem tasarımlarını anlamaya kapı açar.

Biyoloji dersi öğretim programında yer verilen her bir konu; öğrencilere tabiatın, canlıların ve yaşamın birbirine bağlanmış muhteşem uyumunu, yapısını, hikmetini gösterme fırsatı sunmaktadır. Bu derste; öğrencilerin sözü edilen yapının kodlarını keşfetmeleri, işleyişini ve düzeni anlamaları ve canlıların bu düzen içindeki yerini, birbirleriyle olan ilişkilerini anlamlandırmaları hedeflenmektedir.

Biyoloji dersi öğretim programı; öğrencilere yaşamın derinliklerine dair kapsamlı bir anlayış kazandırmayı hedeflemektedir. Öğrencilerin; biyoloji biliminin sağladığı bilgilerle, varlığın derinliklerini sorgulayarak, yaşamın anlamı üzerine düşünmeleri, aynı zamanda da yaşamın ve varlığın, canlı, cansız varlıkların mükemmel yapılarının ve işleyişinin arkasındaki büyük resmi görmeleri amaçlanmaktadır.

EMSALSİZ SANATIN YANSIMASI

Öğrencilere, canlıların ve ekosistemlerin olağanüstü uyumunu ve düzenini gözlemleme ve bu gözlemleri daha geniş bir bağlamda değerlendirme fırsatı sunan biyoloji bilimi sayesinde öğrenciler biyoloji derslerinde; canlıların muazzam çeşitliliğinin, emsalsiz bir sanatın yansıması olarak nasıl anlaşılabileceğini keşfedecek ve kâinatta örgülenen muhteşem yapıyı görmeleri ve anlamaları mümkün olacaktır. Ayrıca öğrenciler, bilim ve yaratılış arasındaki ilişkiyi anlamlandırarak daha derin bir kavrayışa sahip olabileceklerdir. Bu doğrultuda canlıların varoluşuyla ilgili doğruluğu ispatlanmamış teoriler olmakla birlikte Türkiye YüzYılı Maarif Modeli kapsamında geliştirilen biyoloji dersi öğretim programıyla yürütülen eğitim öğretim süreçlerinde yaratılış teorisi benimsenmektedir.”

BİYOLOJİYE YARATILIŞ TEORİSİ

Sendika açıklamasında bakanlığın bilim ile arasında net bir mesafe koymayı tercih ettiğini belirterek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Üstelik bununla da yetinmeyerek “Yaratılış Teorisi” gibi son derece tartışmalı bir konu olan biyoloji öğretim programının içine temel felsefe olarak yerleştirilmiştir. MEB’in ortaöğretim biyoloji öğretim programında benimsediği anlayış ve yapmak istediği şey bilime ve bilimsel gerçeklere doğrudan meydan okumaktır.

EVRİM TEORİSİNE ALTERNATİF

MEB, biyoloji öğretim programında benimsemiş olduğu yaklaşım, evrim teorisinin karşısına çıkarılan, metafizik veya dini gerekçelere kılıf oluşturmayı hedefleyen ABD merkezli “yeni yaratılışçılık” olarak da bilinen “akıllı tasarım” yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, bilimsel yöntemlere dayanmayan ve test edilemeyen bir yaklaşımdır ve evrim teorisine alternatif oluşturma iddiasıyla ortaya çıkmıştır. Akıllı tasarım savunucuları genellikle özellikle biyolojik organizmaların yapısı, evrenin düzeni ve yaşamın karmaşıklığı gibi durumları, MEB’in Biyoloji öğretim programında yaptığı gibi, bir üstün varlığın veya tasarımcının (Tanrının) etkisi üzerinden açıklamaktadır.

BELLİ BİR İNANCIN MERKEZE ALINMASI

Evrim teorisi, canlıların zaman içerisinde değiştiği gerçeğini bilimsel olarak açıklayan, içerisinde milyonlarca hipotezi barındıran, insanlık tarihinin gördüğü gelmiş geçmiş en güçlü bilgi bütünüdür.  Bu nedenle evrimi içermeyen bir eğitim sisteminin başta biyoloji olmak üzere, canlıları konu edinen hiçbir alanda neden ve nasıl sorularına doğru yanıtlar verebilmesi mümkün değildir.

Eğitimde belli bir inancı merkeze alan, eğitimi ve toplumsal yaşamı dini kural ve referanslara göre düzenlemek isteyen bir iktidarın evrim düşmanlığı bizler açısından anlaşılmaz değildir. Mevcut inanç sistemi tüm canlıların özel olarak ve ayrı ayrı yaratıldıklarını ve insanın da bu canlılar arasında özel ve üstün bir yeri olduğu fikrine dayanmaktadır. Modern bilim ise tüm canlıların ortak ataları paylaştığını, kademeli değişimlerle bugünkü hallerine geldiklerini, halen değişmekte olduklarını ve insanın bu canlılar arasında, yaradılışçıların iddia ettiği anlamda, özel ya da ayrıcalıklı tarafı olmadığını ortaya koymaktadır.

BİLİMSEL GERÇEKLERİN YOK SAYILMASI

Evrim teorisinin biyolojiden genetiğe, tıptan ekolojiye kadar canlılığı ve canlıları ilgilendiren bilimsel çalışma alanlarını birbirine kopmaz bağlarla bağlayan en temel bilimsel ilke olarak kabul edilmesine rağmen MEB tarafından yok sayılmasını anlamak mümkün değildir. Biyoloji öğretim programında yapılan doğrudan siyasal-ideolojik bir ayıklama olduğu gibi, öğrencilerin canlılığı ve doğayı bilimin gözüyle görmesinden duyulan rahatsızlığın en açık göstergesidir.

Öğretim programları, bilimsel bilgileri aktarmayı, doğayı ve yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedeflemeli, öğrencilerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren bir içerikte olmalıdır. Evrensel bilimsel gerçekleri yok sayan büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı öğretim programlarının çocuklarımıza/öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. “

22-02-2024


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş