Kolejler fırsat eşitliği için 'Mahir' formülü arıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen cuma gecesi "TEOG'un kalkması lazım" sözlerinin ardından yaklaşık 84 saat içinde TEOG kaldırıldı. Şimdi yerine hangi sistemin getirileceği ve bu yıl 8'inci sınıfta okuyan 1.2 milyon öğrencinin liselere nasıl yerleştirileceği konuşuluyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) hükümet programında da yer aldığı gibi ikamete dayalı yerleştirme ve sınırlı sayıda okul için yapılacak ve yine sınırlı sayıda öğrencinin katılacağı bir sınav sistemi üzerinde çalışıyor. Bir ay içinde bu sistemin ayrıntıları da ortaya çıkacak.
Özellikle bu yıl çocukları 8'inci sınıfta olan veliler de öğrenciler de şaşkın. Yıllardır TEOG için hem maddi hem de psikolojik olarak hazırlandıklarını söylüyorlar. Kimi özel dersler ve kurslar için ücretlerini ödemiş, hazırlık kitaplarını satın almış. Ödedikleri ücretleri geri alıp alamayacakları bir sorun ama asıl onları endişelendiren yeni gelecek sisteme nasıl hazırlanmaları gerektiğini bilmiyor olmak. Bir de çocuklarının moralini bozmadan çalışmaya devam etmelerini sağlamak.
Günlerdir onlardan gelen sorular şöyle:
"Sınav olacak mı?", "Bu sınava nasıl hazırlanacağız?", "Yerleştirme sistemi nasıl yapılacak?", "Sınava girecek öğrenciler nasıl seçilecek?", "İkamete göre yerleştirmeye kimler katılmak zorunda kalacak?"
Şu anda onların bu sorularına bakanlık da net bir yanıt veremiyor. Çünkü ortada hazır bir sistem yok.
Yeni velilerin en çok merak ettiği ise aralarında yabancı özel liselerin de yer aldığı okulların nasıl öğrenci alacağı. Kolejlerin kendi sınavlarının yapıp yapamayacaklarını, nasıl bir seçme sistemini uygulayacaklarını öğrenmek istiyorlar.
MEB gibi özel okullar da velilerin bu sorularına net yanıt veremiyorlar.
Kolejlerin görüştüğümüz tüm yöneticileri, "okul notu ile değil, sınavla öğrenci almak istediklerini" dile getiriyor.
Önceki gün de aralarında yabancı özel liselerin de olduğu özel okulların yöneticileri Türkiye Özel Okullar Derneği çatısı altındaki okullar toplandı ve nasıl strateji izleyecekler konusu tartıştı.
Görüştüğümüz okulların yöneticilerinin önünde şu seçenek öne çıktı.
Devlet eğer sınav yaparsa özel okullar olarak biz de ayrı bir sınav yapalım. Bu sınava yabancı özel liseler ile öğrencilerini sınavla seçmek isteyen tüm okullar katılsın.
Tartışılan bir başka konu da özel okullar kendi sınavlarını yaptıklarında ülkedeki tüm çocuklar için fırsat eşitliğini nasıl sağlayacakları oldu. Çünkü merkezi sınavlar onlara Türkiye'nin her köşesinden maddi olanakları yetersiz ama başarılı öğrencileri burslu olarak okutma fırsatı tanıyor. Bu yüzden de Türkiye'nin hem ücrette hem de puanda en birinci olan lisesi Amerikan Robert'e Çemişgezekli Mahir gibi çocuklar girebiliyor. Okullar bu tür çocukları kaybetmek istemiyor ve onlara fırsat eşitliğini tanımak istiyor.
Bu yüzden MEB kendi sınavlarını toplu olarak yapmalarına izin verirse onların da planı bu sınavı yalnızca İstanbul, Ankara, İzmir gibi 3 büyük kentte yapmamak. Her bölgeden en az bir şehir seçerek 7 ya da 8 merkezde yapabilmek.
Ancak toplu sınav yapmalarına izin verilmezse bir çoğu yalnızca İstanbul'da sınav yapabilecek. Bir okul yöneticisi, "Anadolu'dan bu sınavlara sadece belli gelir grubundaki ailelerin çocukları girebilecek. Diğerleri ulaşım, konaklama gibi masrafları karşılayamayacağı Mahir gibi çocuklara ulaşmamız zor olacak."
Özel okullar önümüzdeki günlerde bakanlıktan aldıkları yanıta göre nasıl öğrenci alacaklarını açıklayacaklar.
Bu yazı Habertürk gazetesinde Pervin Kaplan’ın köşe yazısı olarak yayımlanmıştır.
22-09-2017