Üniversitelerin yönetiminde kadınların temsil sorunu
Üniversitelerin yönetiminde kadınların temsil sorunu var. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversitelerde üst düzey yönetici pozisyonundaki kadınların az sayıda olması üzerine pozitif bir ayrımcılık başlattı. YÖK, özellikle boşalan dekanlıklara, her üniversitenin en az bir kadın dekan ve rektör yardımcısı atamasının yapılmasını ve mevcut kadronun da buna göre yeniden değerlendirilmesini istedi. Şu anda 111 devlet üniversitesinde Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar ve görev süresi dolan Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç olmak üzere iki kadın rektör var. Vakıf üniversitelerinde ise 7 kadın rektör bulunuyor. 63 vakıf üniversitesindeki 7 kadın rektör şunlar: Avrasya: Prof. Dr. Aşkın Asan, Gedik: Prof. Dr. Berrak Kurtuluş, Işık: Prof.Dr. Şirin Tekinay, İstanbul Aydın: Prof. Dr. Yadigâr İzmirli, İstanbul Bilim: Prof. Dr. Çavlan Çiftçi, Okan: Prof. Dr. A.Şule Kut, Özyeğin: Prof. Dr. Feride Esra Gençtürk.
YÖNETİMDE KADIN SAYISI AZALDI
Üniversite sayısı arttıkça üniversitelerin yönetim mekanizmalarındaki kadın sayısı artmak bir yana her geçen yıl daha da azaldı. Geçmiş yıllarda yüzde on olan kadın rektör oranı son yıllarda yok denecek kadar azaldı.Cumhurbaşkanının göreve geldiği günden bu yana 61 rektör atandı, bunlardan sadece Düzce Üniversitesi rektörü kadın. Şu an 111 kamu üniversitesinde kadın rektör sayısı sadece 2. Oran olarak yüzde 1.8’e karşılık geliyor.
YÖK’ün rektör arayışına ve ilanına çıktığı rektör seçimi 4 ay geçmesine rağmen yapılmayan 19 üniversitenin rektörleri de yeni getirilen yönteme göre belirlenecek. Bu üniversiteleri büyük bir bölümü Anadolu’da yer alan taşra üniversitesi. Söz konusu üniversitelerde de kadın rektör adayı belirlenim sürecinde kadınların tercih edilmeyeceğini tahmin etmek güç olmasa gerek. Şu ana kadar yapılan atamalar bu iddiamızı güçlendiren en önemli dayanaktır. Böylece Cumhurbaşkanının göreve geldiği günden bu yana atanan 80 rektör arasında kadın rektör sayısı sadece 1 olacaktır. Görev süresi dolan ve kadın olan Nevşehir Üniversitesi rektörünün yerine debüyük olasılıkla erkek rektör atanmış olacaktır. Bu 19 üniversiteye yapılacak tercihlerde atanacak kadın sayısı YÖK Başkanı Sayın Saraç’ın aşağıda yer alan iyi niyetli ancak yetersiz bulduğumuz beyanatlarının gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bize göstermiş olacak.
Kamu Üniversitelerdeki Kadın Ve Erkek Akademisyen Sayıları
Akademik Unvan |
Erkek |
Kadın |
Toplam |
Kadın Oranı % |
Profesör |
12925 |
5754 |
18699 |
30.80 |
Doçent |
8124 |
4559 |
12683 |
35.95 |
Yardımcı Doçent |
16740 |
11089 |
27829 |
39.86 |
Öğretim Görevlisi |
9675 |
6334 |
16120 |
39.98 |
Okutman |
3017 |
4244 |
7261 |
68.45 |
Uzman |
1843 |
1793 |
3636 |
49.31 |
Araştırma Görevlisi |
21825 |
21216 |
43021 |
53.23 |
Diğer |
45 |
51 |
96 |
53.13 |
Toplam |
74194 |
55151 |
129345 |
42.64 |
Özel Meslek Yüksekokullar İle Üniversitelerdeki Kadın ve Erkek Akademisyen Sayıları
Akademik Unvan |
Erkek |
Kadın |
Toplam |
Kadın Oranı % |
Profesör |
2267 |
911 |
3178 |
28.58 |
Doçent |
946 |
680 |
1426 |
41.82 |
Yardımcı Doçent |
3027 |
2839 |
5856 |
48.48 |
Öğretim Görevlisi |
1473 |
2256 |
3629 |
62.12 |
Okutman |
630 |
1831 |
2361 |
73.50 |
Araştırma Görevlisi |
1033 |
1663 |
2701 |
61.76 |
Uzman |
90 |
79 |
149 |
53.02 |
Diğer |
386 |
383 |
759 |
54.40 |
Toplam |
9827 |
10670 |
20497 |
52.06 |
|
|
|
|
|
Not, Her iki tabloda kullanılan sayılar YÖK’ün 2015-16 yılı sonuna ait olup, kamuda işten çıkarılan 3850öğretim üyesi ile kapatılan vakıf üniversitelerinden 2808 olmak üzere toplamda 6658 akademisyen bu rakamların içindedir. KHK’ya eklenen bir madde ile işine son verilen ÖYP mağdurları da bu sayıya dahildir.
AKADEMİSYENLER 3 BÜYÜK KENTTE
Üniversitelerin değişik yönetsel organlarında görev yapan kadın yöneticilerin ağırlıklı bir bölümü üç büyük kentte yer alan üniversitelerde çalışmaktadır. Tüm üniversitelerdeki 1.604 dekanın 232’si kadın. Kamu üniversitelerindeki rektör oranı an itibarı ile yüzde 1.8, vakıf üniversitelerinde yüzde 11.1/rektör yardımcısı yüzde 11.2/dekan yüzde 14.5/dekan yardımcısı yüzde 27.6/enstitü müdürü 16.9/bölüm başkanı yüzde 22.7
KADINLAR KARAR ORGANLARINDA YER ALMIYOR
Yukarıda saptanan oranlar ile tablolarda yer alan rakamlar kadınların üniversitenin karar alma organlarında yeterince yer almadığını ortaya koymaktadır. Kadın akademisyenlerin yönetsel mekanizmalarda eşit temsil edilmemesi üniversitelerdeki erkek egemen kültürü ve eril yapıyı güçlendirmektedir. Üniversitelerdeki bu yapının değişimi ülke yönetimine egemen olan erkek aklının da dönüşümüne etki edecek, toplumda kadınlara yüklenen yanlış geleneksel rol algılarının doğru yöne evirilmesine katkı sağlayacaktır.
YÖK BAŞKANI NE DİYOR?
YÖK Başkanı Saraç ‘Yeni YÖK olarak birçok yenilik yaptıklarını, bunlardan birinin de bir yıl önce düzenlenen ‘Kadın Çalıştayı’ olduğunu’ açıkladı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, çalıştayda ‘birtakım kararlar aldıklarını, kız öğrenciler için tutum belgesi yayınladıklarını (tecavüz, şiddet ve yurt konularını içeren) ve üniversitelerdeki kadın olgusuna yönelik farkındalık oluşturulması için bir dizi çalışmanın da sürdüğünü’ belirtti.
Sayın Saraç açıklamalarına devamla şöyle diyerek konunun önemine dikkat çekti:
“Özelikle örgün eğitimde öğrenci sayımızın yarısına yakını kız öğrencilerden oluşuyor. Yükseköğretim sistemindeki kadın öğretim üyesi sayısı bakımından pek çok AB ülkesinin ilerisindeyiz. Sadece üst yönetici açısından bazı ülkelerin gerisindeyiz. Fakat o hususta da makas çok açık değil. Bu konuda önümüzdeki bir-iki yıl içinde olumlu gelişmeler kat etmeyi planlıyoruz. Geçen hafta içinde gerçekleştirilen Üniversitelerarası Kurul’da (ÜAK) bu sorunun çözümüne dair YÖK başkanı olarak bir teklif dile getirdim. Üniversitelerimizde en az bir rektör yardımcısının ve en az bir dekanın kadın öğretim üyelerinden seçilmesini istedik. Bütün ÜAK üyeleri istisnasız bu teklifimizi kabul etti. Artık rektörlerimiz bu mutabakatın gereğini yerine getirecekler ve bizler de bundan sonra üniversitelerden gelen teklifleri değerlendirirken buna dikkat edeceğiz. Yeni YÖK olarak bu konuda pozitif ayırımcılık yapmaya kararlıyız. Tecrübelerimizden hareket ederek bunun yükseköğretim sisteminin ve üniversitelerimizin yararına olacağına inanıyoruz.’
DEĞİŞİM ÖNCE YÖK'TE BAŞLAMALI
YÖK Başkanının yukarda yer alan üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine söylediklerine katılmamak ne mümkün. Ancak YÖK Yönetim Kurulunda on dokuz üyeden ikisinin kadın olmasına bakmak gerektiğini unutmamalıyız. Ayrıca tutum belgesinde uyulacak kurallar başlığında ‘kız değil kadın tanımlaması kullanılacaktır’ denmesine rağmen Başkanın ‘kız’ tanımını kullanması da oldukça manidar. O zaman söylem ve eylem değişimine YÖK’ten başlamak gerekiyor. Sorunu salt temsil üzerinden tartışmak eksik ve yetersiz kalacaktır.
Sonuç olarak, Akademi'deki kadın sorunu toplumdaki kadın sorununun bir parçasıdır. Dolayısı ile bu sorunu çerçeveleyen sorunlar çözülene kadar eşitlik mücadelesi sürdürülmeye devam edecektir. Akademide kadınlar ‘kadın olmaktan’ kaynaklı sorunlar yaşamaktadırlar. Kadın akademisyenlerin yönetsel organlarda temsiline ilişkin sorun; ev, çocuk, amfi, ekonomik ve sosyal sorunlardan bağımsız düşünülemez. Üniversitelerin özerkbilimin özgür olması, düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğüne getirilen engeller, yasaklar ve yaptırımların kaldırılması için verilen mücadele ile kadınların üniversitelerin yönetsel karar organlarında eşit temsiline yönelik verilen mücadele birlikte yürütüldüğünde engelleri aşarak sonuç almak mümkün olacaktır.
07-12-2016