YGS olgunluk sınavı olsaydı, kaç kişi liseyi bitiremezdi?

Birçok ülkede olgunluk sınavı var. Yani liseyi bitirecek öğrenciler bu sınava giriyor ve sınav sonuçlarına göre lise diploması alıyor. Bir dönem Türkiye'de de uygulanan olgunluk sınavları artık yok. Zaman zaman geri gelmesi de tartışılıyor. Peki üniversite sınavlarının ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) bir olgunluk liseyi bitirme sınavı olarak kabul edilse ne olurdu? 

Habertürk Gazetesi Eğitim Yazarı Pervin Kaplan YGS analizinde bunu inceliyor. İşte Kaplan'ın değerlendirmeleri:

Geçtiğimiz 12 Mart'ta yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın (YGS) istatistikleri bize "YGS'de başarı var mı?" sorusunu sorduruyor. 37 bin 26 adayın bu sınavda puanları hesaplanmadı yani "sıfır" almış kabul edildi.

YGS'DEN ÇIKACAK TABLO 

Ancak daha vahim olan tablo YGS'nin barajlarını aşamayanlar. Eğer YGS'nin barajları lise bitirme sınavları olarak kabul edilse ortaya çıkacak tablo şöyle olacaktı. 

Hatırlayalım YGS'de iki baraj ve 4 testen toplam 160 soru var. Bu barajlardan birisi 150 puan barajı. Bu baraja ulaşmak için adayların toplam 20 soruyu doğru yanıtlamaları gerek. İşte bu barajı aşamadıkları için elenen aday sayısı 277 bin 567. Bu adaylar üniversite sınavlarının daha ilk aşamasında elendiler. Bunların puanları bile hesaplanmadı. Bu adaylar Lisans Yerleştirme Sınavları'na (LYS) giremeyecekleri gibi tercih yapma hakları da yok. 

Gelelim ikinci baraja bu da 180 puan barajı. Bu barajı aşabilenler haziran ayında yapılacak LYS'lere katılma hakkına sahipler. 180 puan barajına ise toplam 160 sorudan 32 net çıkarabilenler ulaşabiliyor. 32 net çıkaramadıkları için elenen aday sayısı ise 671 bin 933 kişi. 

Eğer YGS'nin ilk barajı lise bitirme yani olgunluk sınavı olarak kabul edilse 277 bin, ikinci barajı kabul edilse bu kez 617 bin aday liseden mezun olamazdı. Ama bu adayların tümü liseyi bitirdi ya da bu yıl mezun oluyor ve ellerinde lise diploması olacak. 

321 BİN LİSE ÖĞRENCİSİ MEZUN OLAMAYACAKTI

YGS istatistiklerinde bir başka eğitimdeki "başarıyı" gösteren veri ise lise son sınıf öğrencilerinin durumu. Sınava katılan ve puanı hesaplananların yüzde 43.99'u  lise son sınıf öğrencisi ve bu öğrencilerden yüzde 33.75'i LYS'lere girmek için gereken 180 puan barajını aşamadı.  ÖSYM verileri açıklamadı ancak istatistiklerden bu hesaplamayı yaptığımızda sınava giren ve puanı hesaplanan adaylar arasında lise son sınıf öğrencilerinin sayısı 950 bin 817. İşte bu öğrencilerin yaklaşık 321 bini barajı aşamadı. Bu öğrenciler bu yıl liseden mezun olacaklar. Liseden mezun olanlar arasında da bir fark yok. Onların da yüzde 34.84'ü 180 puan barajını geçemedi. Sınava giren yaklaşık 168 bin üniversite mezununun bile 24 binden fazlası barajı aşamamış durumda.

TEST ORTALAMALARINI NASIL OKUMAK GEREKİYOR?

Dün de gazetemizde YGS testlerinin son 8 yıllık verilerini paylaştık. Bu veriler bize 2010 yılından itibaren giderek yükselen bir başarısızlık ortalamasını veriyor. YGS'de soruların yapılma ortalamalarına baktığımızda Fen Bilimleri ile Matematik testlerinin ortalamalarının çok düşük olduğunu görüyoruz. 40 soruluk matematik testinde ortalama 5.12, geçen yıl bu ortalama 7.89'u ama bu yanıltıcı. Çünkü geçen yıl matematikten bir soru iptal edildi ve tüm adaylar bu soruyu doğru yapmış kabul edildi. Ancak 2010 yılında bu testin ortalamasına baktığımızda 11.4 olduğunu görüyoruz. 8 yıl içinde bu "başarının" yarısı da kaybedilmiş durumda. Türkçe'de ortalama ise 8 yıl önce 21.5 iken bu yıl 17.27, bu oran Sosyal Bilimler'de aynı kalıyor. Yine YGS'nin en başarısız testi olan Fen Bilimleri'nde 8 yılda bir değişiklik yok. Tıpkı 2010 yılında olduğu gibi 40 testin yapılma ortalaması 4.6 oldu. 

BU BAŞARISIZLIĞIN SORUMLUSU KİM?

Uluslararası sınavlardaki durum ortada. Ulusal sınavlarda da başarı ortalamalarında değişiklik olmuyor. Üstelik son 2 yıldır YGS soruları özellikle kolay seçiliyor olsa da başarı grafiğinde bir yükselme olmuyor. Bu başarısızlığın faturasını ise kimse öğrencilere çıkaramaz. Bu eğitim sisteminin bir sonucu. Bu sonucun da nedenlerinin sorgulanması gerekiyor. Her yıl bu sonuçları gündeme getirdiğimizde Milli Eğitim Bakanlığı'ndan "nedenlerini araştırıyoruz" sonucu gelir. Ancak bugüne kadar böyle bir rapor hiç yazılmadı.