400 bin çocuk günde 11 saat 49 TL’ye çalışıyor
400 bin çocuk günde 11 saat 49 TL’ye çalışıyor. Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri de eğitime devam edemeyen çocuklar. Bunların başında da tarım işçisi çocuklar geliyor. Mevsimlik tarım işçilerinin ailelerin bu çocukları iller arasında gezerek, tarlalarda çalışıyor. Üstelik de günde 11 saat 49 TL’ye.
ERG Eğitim Araştırmacısı Umay Aktaş Salman eğitimlerine devam edemeyen tarım işçisi çocukları dolaştı ve onların yaşadıklarını, sorunlarını yazdı.
İşte Salman’ın yazısından satır başları:
Mevsimlik gezici tarım işçilerinin çocukları eğitime devam etmekte zorlanıyorlar. Kimi gittikleri illerde okullara devam etmeye çalışıyor kimi erkenden eğitimden kopuyor. Oysa onları tarlalardan çıkaracak tek şey eğitim.
2018 yılını Çocuk İşçiliğiyle Mücadele yılı ilan eden Türkiye’de çocuk işçiliği kronik sorunlardan biri. 4857 sayılı İş Kanunu’na göre 15 yaşından küçük çocukların çalıştırılması yasak. 15-18 yaş arasındaki çocuklar ise eğitimlerine engel olmayacak, sağlık ve güvenliklerinin tam olarak güvence altına alındığı işlerde çalıştırılabilirler. Aynı kanunla 14 yaşını doldurmamış çocukların da gelişmelerine ve okula devamlarına engel olmayacak sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde çalıştırılabilecekleri belirtiliyor.
400 BİN ÇOCUK GÜNDE 11 SAAT 49 TL’YE ÇALIŞIYOR
Mevsimlik gezici tarım işçiliği “en kötü biçimdeki tarım işçiliği” olarak tanımlanıyor. Bu alanda asgari çalışma yaşı 18. Ancak pek çok sektörde, en yaygın olarak da tarımda çocuk işçiliği yakıcı bir şekilde varlığını sürdürüyor. Bunu ortaya koyacak veriler ise sınırlı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun en son 2012 yılında yaptığı Çocuk İşgücü Anketi’ne göre Türkiye’de 6-17 yaş grubunda 893 bin çocuk işçi var. Bu çocukların yüzde 44,7’si, yani yaklaşık 400 bini tarımda çalışıyor. 2012’den sonra ulusal düzeyde bir veri toplanmadığı için çocuk işçi sayısının ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Ancak Suriyeli çocuk işçileri de hesaba kattığımızda sayının daha da artmış olabileceğini söyleyebiliriz.
Mevsimlik gezici tarım işçilerinin çocuklarının kaçının eğitime devam edip kaçının etmediğine, çocukların eğitim hakkının korunmasına yönelik uygulamalara dair veriler sınırlı. 2017 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesine verdiği yanıta göre, Türkiye’de 2016-2017 eğitim yılında mevsimlik tarım işçisi ailelerin e-Okul’a kayıtlı çocuklarının sayısı 22 bin 414.
5 YAŞINDA ÇALIŞMAYA BAŞLIYORLAR
Ulusal düzeyde olmasa da en yakın tarihli verilerden biri Hayata Destek Derneği’nin 2014 yılında 1353 kişinin verisini içeren 9 ilde yaptığı Mevsimlik Gezici Tarım İşçiliği Raporu. Rapora göre verisi alınan çocuklardan 5-11 yaş grubundakilerin yüzde 35’i tarlada çalışırken, bu oran 12-15 yaş grubunda yüzde 78’e, 16-18 yaş grubunda ise yüzde 85’e çıkıyor. 18 yaş altında tarlada çalışan çocukların yüzde 50’si eğitimini terk etti. Bu oran mevsimlik tarım işçilerinin tarlada çalışmayan çocukları için bile yüzde 21. Hem tarlada çalışan hem de eğitimlerine devam eden çocukların yüzde 57’si okuluna düzenli devam edemiyor. Mevsimlik gezici tarım işçilerinin çalışmayan çocuklarının yüzde 43’ü de devamsızlık yapıyor.
YAŞAMLARI ÇADIRLARDA GEÇİYOR
Ulusal düzeyde veriler sınırlı ama çocukların eğitimi terk ettiği ya da okula kayıtlı olsa da sağlıklı bir şekilde devam edemediği sahaya çıkıldığında tüm çıplaklığıyla karşılaşılan bir gerçek. Adana’da farklı ilçelere bağlı mevsimlik gezici tarım işçilerinin yaşadıkları yedi çadır yerleşimi dolaştık, aileler ve çocuklarla görüştük.
Genellikle yol ve su kanallarının kenarlarına kurulmuş naylon, bez çadırlardan oluşan çadır yerleşimlerinin bulunduğu yerlerin adı değişiyor ama hikâyeler pek değişmiyor. Ortak nokta yoksulluk, eğitimsizlik, beslenme ve sağlık sorunları… Çadırlarda okula giden çocuklar da var, çoktan eğitimden kopmuş olanlar da.
Kalkınma Atölyesi Kooperatifi’nin 2018’de yayınladığı “Bir Yevmiye Bir Yevmiyedir” başlıklı raporuna göre çocukların yüzde 66’sının eğitime devam edememe nedeni ekonomik sebepler.
Tarlada çalışsın ya da çalışmasın kız çocuklarının üzerindeki iş yükü daha da ağır. Veriler de bunu gösteriyor. Hayata Destek Derneği’nin Mevsimlik Gezici Tarım İşçiliği Raporu’na göre kız çocuklarının yüzde 70’e yakını su taşıyor, odun topluyor, ateş yakıyor, çadır temizliği ve yemek yapıyor.
HAFTANIN 6 GÜNÜ 49 TL’YE ÇALIŞIYOR
O sırada çadır kentte dolaşan iki Suriyeli çocuğa rastlıyoruz. 12 yaşındalar okula gitmiyorlar. “Yaşımız büyük olduğu için okula almadılar” diye anlatıyorlar. Ali Muhammed’in 12 kardeşi var. İki senedir çalışıyor. Fıstıktan karpuza, susama kadar pek çok üründe çalıştığını anlatıyor. Küçük bedeninin kaldıramayacağı kadar ağır bir iş yapıyor. Haftanın altı günü, günde 10 saat çalışıyor. Günlük yevmiyesi 49 TL. En büyük isteği Suriye’ye dönüp okula gitmek.
Tabaklar’da Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarını İyileştirme Projesi (METİP) kapsamında yeni yapılmış bir konteynır okul var. Okul öncesi ve ilkokul eğitimi veriliyor. Yaklaşık 80 çocuk eğitim alıyor.
Nurani Haber 9 yaşında. O da birinci sınıfa Şanlıurfa’da başlamış. Sonrası devamsızlık… Avukat olmak istediğini, okuma yazmayı unutmadığını anlatıyor. Necmettin ve Nurani anneleriyle birlikte bazen tarlaya gittiklerini söylüyor.
LİSEYİ BİTİREBİLENLER ŞANSLILAR
Anne-babasıyla birlikte göç etmeyen, memleketinde kalacak yeri olanlar biraz daha şanslı. En azından liseyi bitirebiliyorlar. İçlerinden üniversiteye de gidenler çıkıyor. O örneklerden ikisi Şakar Ailesi’nin çocukları. Şakar ailesi tam 30 yıldır Yumurtalık ilçesine bağlı Kırmızıdam’daki çadır yerleşiminde kalıyor. Sekiz çocukları var 4’ü liseyi bitirmiş, diğer 4’ü liseyi bitirmeden eğitimden ayrılmış. Hatta büyük oğulları Şanlıurfa’da kalıp liseyi bitirmiş ve polis olmuş. Diğer oğulları 19 yaşındaki Erdal Şakar, şu an yaşadığı çadırda doğmuş. Lise mezunu. Bir Şanlıurfa bir Adana derken eğitimden verim alamadığını anlatıyor:
“Arkadaşların, öğretmenler değişiyor. Konulardan kopuyorsun. Çoğu çocuk bu sebeple okuyamıyor. Ben baktım ki olmayacak lise ikinci sınıfta polis olan ağabeyimin yaşadığı kente gidip onunla kaldım. Liseyi orada bitirdim ama üniversiteyi kazanamadım. Askere gidip uzman çavuş olarak kalmayı düşünüyorum. Burada kalmak istemiyorum artık.”
ORTAOKUL MEZUNU AMA OKUMA YAZMA BİLMİYOR
Yüreğir ilçesindeki Kadıköy Mahallesi’ndeki çadırlarda yaşayan Emine Güneş’in altı çocuğu var. 14 yaşındaki Talip 8. sınıfı bitirmiş ama okuma yazma bilmiyor. Talip’in hikâyesi, okula gitmenin yetmediğini, sosyal ve fiziksel gelişim açısından dezavantajlı olan bu çocukların desteklenmesi gerektiğini çok net gösteriyor.
Ailelerin ve çocukların anlattıkları eğitime erişimde yaşanan sorunları ve okula devamın güçlüğüne dair nedenleri ortaya koyuyor. Ailelerin geçiminde çocuk işçiliği önemli bir araç. Ne kadar çok aile üyesi çalışma sürecine dahil olursa haneye giren gelir de o kadar artıyor. Bu da ailelerin eğitime bakış açısını olumsuz etkiliyor. Öte yandan yaşam koşullarının güçlüğü okula devamı zorlaştırıyor. Barınma, beslenme, sağlık konusundaki yetersizlikler içinde ailenin gündemi eğitimden önce hayatta kalmak oluyor.
DİNAMİK ÇÖZÜMLERE İHTİYAÇ VAR
14 yıldır bu alanda çalışan Kalkınma Atölyesi Kooperatifi, mevsimlik tarım işçiliğiyle ilgili çok önemli tespitler, çözüm önerileri ve veri üretiyor. Kalkınma Atölyesi Uzmanı Ertan Karabıyık, çocuk işçiliği sorununun, eğitime erişim ve devam sorununun tek tip yöntemlerle çözülemeyeceğinin altını çiziyor:
“Türkiye bu dinamik, coğrafyaya ve ürüne özgü sorunu tek tip projelerle çözmeye çalışıyor. Daha yerel, katılımcı, bu alanda çalışanlara sorularak çözümler üretilmesi lazım. Çözümler yaratıcı ve bu hedef gruba özgü değil. Öğretmeni görevlendirdin aile 25 gün sonra başka bir yere gitti, öğretmen boşa çıktı. Hemen bir planlama yapman lazım. O kadar dinamik ki koşullar. Durum Adana’da ilçeler arasında bile farklılıklar gösteriyor. Farklı çözümler üretilmesi lazım. Mesela fındığa gidildiğinde 35 gün sürüyor fındık hasadı ve eğitim dönemi dışına denk geliyor. Eğitim dönemi dışı demek onlara eğitim verilmeyecek anlamına gelmiyor. Kaçırdıkları eğitimin telafisi yapılabilir. Ama fındığa gittiğinde de çadır yerleşim alanlarında kalan var, fındık bahçelerinde kalan aileler var. Daha çok çadır yerleşim alanlarında kalan çocuklara ulaşılıyor. Yani düzenli değil, planlı değil. Çocuğun okuduğu yerde, memleketinde kalarak eğitimine devam edebilmesi için ailesine ekonomik destek sağlanabilir. İlköğretim sonrasında çocukların tarım işleriyle ilgili mesleki eğitim alması sağlanabilir.”
ÇOCUKLAR GERİDE KALIYOR
Çocukları psiko-sosyal anlamda desteklemeye çalışan sivil toplum kuruluşlarından biri Hayata Destek Derneği. Derneğin Çocuk Koruma Uzmanı Berivan Çite de çocukların olması gerektiği gelişimin çok gerisinde olduğu için okula erişenler için sorunların ve zorlukların devam ettiğini vurguluyor. Çite şöyle konuşuyor: “Mesela 8 yaşında bir çocuk 6 yaşında bir çocuğun gelişimsel kapasitesine sahip olabiliyor. Çocuklar okula devam ederken onları destekleyici programlara ihtiyaç var. Çocuğun okulda ortaya çıkan ihtiyacına çözüm üretilmezse, çocuğa destek olunmazsa okula gitmeyi bırakıyor. Bu konuda yerelde okul yönetimleri ve ilçe milli eğitim müdürlükleriyle çalışmalar yapıyoruz biz de ama kamu yetersiz kalıyor.”
ÖĞRETMENLERİN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ
Çocuk işçilerin eğitime erişimleri ve devamlarını sağlama konusunda en önemli rollerden biri de öğretmenlere ait. Mevsimlik gezici tarım işçisi ailelerin çocuklarının okula devamını sağlamak için öğretmenlerle çalışmalar yapan Genç Hayat Vakfı’nın Çocuk İşçiliğini Önleme Program Yöneticisi Ozan Çetin öğretmenlerin de çoğu zamana çocukların yoksulluk döngüsünden çıkabileceğine inanmamalarının etkili izlemeyi önlediğini anlatıyor.
En fazla mevsimlik tarım işçisi göçü veren Şanlıurfa’da çalışan, adının yazılmasını istemeyen bir öğretmenin anlattıkları çocukları izleme sisteminin tıkandığı noktalara dair de ipuçları veriyor:
“Öğrenciler eylül-ekim ayları ve nisan –mayıs-haziran ayları okula gelmiyorlar. Yoklar. Mevsimlik tarıma gidenlerin akademik motivasyonu yok. Geleceğe yönelik bir beklentileri ve hedefleri yok. Bu çocukların milli eğitim müdürlükleri tarafından etkili takip edildikleri söylenemez. Mevsimlik tarıma giden öğrencilerin listeleri okul idare personelinde var ve yıl sonu değerlendirmelerinde bu çocuklar zaten sınıf geçiyorlar. Sınıf geçtikleri için de bu durum hem idare ve okul hem de aile ve çocuk açısından sorun gibi görünmüyor. Takip sistemindeki en büyük sorunlardan biri öğretmenlerin ve idarenin akademik, ekonomik ve mesleki motivasyonlarının olmayışı. Oysa öğretmenin takibi çok şeyi değiştirebiliyor. Okulumuzdaki bir öğretmen çocuklarının ailelerini düzenli arıyor ve nereye gittiklerini soruyordu. Öğrencileri gittikleri yerlerde mutlaka okula devam etti. Bu ilgi ve iletişimden dolayı mevsimlik tarımdan erken dönen aileler de olmuştu. Ancak öğretmenlerin bireysel duyarlılıklarına kalmamalı. Pek çok öğretmen çocukların neler yaşadığını bilmiyor.”
METİP NELERİ DEĞİŞTİRDİ?
Aslında Türkiye, özellikle son yıllarda çocuk işçiliğinin engellenmesi, çocukların eğitim hakkından yararlanabilmesi için mevzuatlarla, genelgelerle, eylem planlarıyla önemli adımlar attı.
2010 yılında Başbakanlık tarafından Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi ile ilgili genelge yayımlandı. Genelge kapsamında o dönemki adıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerininin Çalışma ve Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi Projesi (METİP) hayata geçirildi. Proje, İl Özel İdarelerine aktarılan ödenek ve diğer yerel katkılarla uygulandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının araştırılması için kurulan komisyonun raporuna göre, projenin uygulanmaya başladığı 2010 yılından raporun çıktığı 2015 yılına kadar 38 il valiliği tarafından 65 yerel proje desteklendi. Proje finansmanı için tahsis edilen 96 milyon 242 bin 21 TL ödeneğin; 72 milyon TL’si barınma, alt yapı ve kolaylık tesisi, 5 milyon TL’si eğitim, 3 milyon TL’si sağlık için harcandı. Proje kapsamında 328 bin 39 işçiye ulaşıldı.
Nisan 2017’de Başbakanlık tarafından mevsimlik tarım işçileriyle ilgili yeni bir genelge daha yayınlandı. METİP yeniden canlandı. Geçen haziran ayında Ankara Polatlı da tuvaleti, banyosu, mutfağı, okulu, parkı olan 200 çadırlık bir alan mevsimlik tarım işçilerin kullanımına sunuldu. Benzer bir yaşam alanının 6 ilde daha yapılması hedefleniyor.
EYLEM PLANI VAR AMA
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ayrıca 2017-2023 dönemini kapsayan Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Eylem Planı mevcut. Eylem planında çocuk işçiliğiyle ilgili mevzuattaki eksiklerden, mevzuatı uygularken karşılaşılan problemlere, eğitime erişimde yaşanan sıkıntılara kadar pek çok kurumu ilgilendiren hedefler var. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yazılı olarak bugüne kadar eylem planı ile ilgili neler yapıldığını, ayrıca METİP kapsamında yapılan çalışmalarla ilgili güncel bilgileri sorduk. Ancak bir dönüş alamadık.
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI NE YAPIYOR?
Millî Eğitim Bakanlığı’nın da, “Mevsimlik Tarım İşçisi Aileler ile Göçer ve Yarı Göçer Ailelerin Çocuklarının Eğitime Erişimi” genelgesi var. Genelgede METİP kapsamında eğitime erişimde atılacak adımlar ayrıntılı olarak tarif ediliyor. İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde çocukları takip ekipleri kurulması, ekiplerin saha çalışması yapması, çocukların işçi olarak gittikleri illere bildirilmesi isteniyor. Genelgede, çocukların eğitime erişimiyle ilgili bilinçlendirme çalışmalarından, telafi eğitimlerine, mobil, prefabrik sınıflar açılmasına kadar pek çok ayrıntı yer alıyor.
Bunların ne kadar hayata geçebildiğini, sahada karşılaştığımız eğitime erişim ve devam sorununu da Millî Eğitim Bakanlığı’na sorduk. Ayrıca bakanlığa Yatılı Bölge Okulu’nda okuyan, taşımalı eğitimden, şartlı eğitim yardımından yararlanan çocuk sayısını, mevsimlik tarım işçilerin çalıştığı yerlerdeki mobil ve prefabrik okul sayılarını da sorduk. Ancak verilere dair sorularımıza yanıt alamadık. Öte yandan Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü, çocukları takip çalışmaları ve öğretmenlerle yapılan çalışmalarla hakkında bilgi verdi.
TAKİP EKİPLERİ KURULDU
Millî Eğitim Bakanlığı’ndan gelen yanıtlara göre, 2016 yılında yayımlanan genelgenin ardından, e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’ne geçici nakil nedeni olarak “Mevsimlik Tarım İşçisi” butonu eklenildiği belirtilerek çalışmalar hakkında şu bilgiler verildi:
“Bu buton sayesinde öğrencilerimizin ailelerinin çalışmaya gittikleri illerde yerleştikleri en yakın eğitim kurumuna kayıtları alınıyor. Ayrıca Genelgeyle “İl/İlçe Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri ile Göçer veya Yarı Göçer Ailelerin Çocuklarını Takip Ekipleri” kuruldu. Her il ve ilçede kurulan takip ekipleri bölgesinde bulunan okul müdürleri ve öğretmenler ile toplantılar ve bilgilendirme faaliyetleri yürütüyor. Bu kapsamada okulundan ayrılan öğrenci öğretmeni ya da okul müdürü vasıtasıyla ivedilikle il/ilçe takip ekiplerine bildiriliyor. İl takip ekipleri ise öğrencilerin bilgilerini mevsimlik tarım nedeniyle gidilen ilde bulunan ekiplere iletiyor. Ekiplerin yapmış oldukları çalışmaları ise haziran ve aralık aylarında Genel Müdürlüğümüze raporluyor. Çocuk işçiliği ailelerin sosyo-ekonomik durumları ve çocukların ucuz işgücü olarak görülmeleri nedeniyle tarla sahipleri tarafından tercih ediliyor. Bakanlığımız yetki ve sorumlulukları çerçevesinde üzerine düşenleri yapıyor. Ancak bu konunun çok boyutlu olması nedeniyle diğer tüm paydaşların (Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve işverenler gibi) etkin katılımı önem arz ediyor.”
ÇOCUKLARLA İLGİLİ NE YAPILIYOR?
MEB, çocukların eğitime erişimi ve devamı konusunda öğretmenlerle, okul yöneticileriyle de çalışmalar yapıldığı bilgisini verdi:
“2018’de takip ekiplerine yönelik eğitimler verilmeye başlandı. Bu kapsama düzenlenen hizmet içi eğitime 81 ilden gelen takip ekipleri katıldı. Yapılan seminerde “Mevsimlik Tarım İşçisi Aile Çocuklarının İzlenmesi”, “Çocuk İşçiliği ve Eğitim”, “Mevsimlik Tarım İşçisi Çocuklarının Eğitiminde İyi Uygulama Örnekleri” konuları ile “2016/5 sayılı Genelge” anlatıldı. Ayrıca 81 il Milli Eğitim Müdürlüğünde temel eğitimden sorumlu şube müdürlerimize ‘Eğitim Yönetimi Semineri’ yapıldı. İl ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinde görevli 121 şube müdürü katıldı. Söz konusu faaliyette “Mevsimlik Tarım İşçisi Aile Çocuklarının İzlenmesi”, “Çocuk İşçiliği ve Eğitim”, “Mevsimlik Tarım İşçisi Çocuklarının Eğitiminde İyi Uygulama Örnekleri” dersleri toplam 16 saat verildi.”
Tüm bu çalışmaların yarattığı iyileşmenin yanı sıra çocuk işçiliğiyle mücadelede alınacak önlemlerin mevzuatta bulunması, uygulamada çocuk işçiliğinin engellenmesini sağlamıyor. Mevsimlik gezici tarım işçileriyle ilgili çalışma yapan uzmanlara göre ne METİP’te uygulama alanında sıkıntılar var.
ÇOCUKLARIN HAYALLERİ ÇADIRLARDA KALIYOR
ERG’nin on birinci Eğitim İzleme Raporu 2017-2018’de TÜİK tarafından 2012 yılından bu yana Çocuk İşgücü Anketi’nin tekrarlanmamasının kamu kurumları ve STK’ların yaptığı çalışmalarla ilgili etki değerlendirmesi yapılmasını zorlaştırdığı vurgulanıyor. Belirli aralıklarla anketlerin tekrarlanması ve sonuçlarına göre gerekiyorsa programda revizyona gidilmesi öneriliyor.
Özetle, bugüne kadar yapılan çalışmaların ne kadar etkili olduğunun, denetim ve izleme mekanizmalarının sorgulanması, veriye dayalı politikalar geliştirmek gerekiyor.
Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı ilan edilen 2018 biterken, çadırlarda çocuklar savcı, doktor, avukat ve öğretmen olmak istediklerini bir hayal olarak anlatıyor. Bunu gerçeğe dönüştürmelerinin yolu temel hakları olan eğitimden geçiyor.
Fotoğraf: ERG
08-12-2018