Deprem bölgesindeki öğrenciler 'zorunlu telafi eğitimi'ne katılacak
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, deprem bölgesinde yürütülen güçlendirme ve onarım çalışmalarıyla toplam 48 bin dersliğin eğitim öğretime hazır hale getirildiğini, ayrıca 11 bin konteynerin de bölgedeki öğretmenlerin konaklaması için tahsis edildiğini bildirdi.
Bakan Tekin, AAtölye'deki Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olarak, yeni eğitimöğretim yılına ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmede bulundu.
DEPREM BÖLGESİNDE EĞİTİM
Deprem bölgesindeki eğitim öğretim yılı hazırlıkları ile ilgili soru üzerine Tekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın deprem bölgesindeki çalışmalarla ilgili talimatlarını anımsattı.
Tekin, bu çerçevede deprem bölgesindeki bütün illere gittiklerini, Bakanlık merkez teşkilatında "acil müdahale ekibi" oluşturulduğunu ve deprem bölgesindeki her ilin bu ekibin içindeki görevlilere zimmetlendiğini anlattı. Tekin, şöyle dedi: "Ekiplerimiz valilerimiz ve il milli eğitim müdürlerimizle koordineli bir biçimde süreci yürüttüler. Deprem bölgesindeki illerimiz için geçerli olmak üzere bu kadar kısa süre içerisinde 2 bin 571 derslik 11 Eylül itibarıyla ilk defa hizmete açılmış olacak. Bunların bir kısmı prefabrik bir kısmı çelik konstrüksiyon yapılar."
GÜÇLENDİRME VE ONARIM
Tekin, başka tür tedbirlerle hızlıca çözülemeyecek noktalarda bu tip derslik yapılarının faaliyete alındığını vurgulayarak, şöyle dedi: "Bunun dışında güçlendirme ve onarım çalışmaları yaptığımız okullar oldu. Bu kapsamda 48 bin dersliği elden geçirip eğitim öğretime hazır hale getirdik. Dersliklerimizin, okullarımızın büyük çoğunluğu 2002 sonrası deprem mevzuatına uygun hazırlandığı için okullarımızda oransal olarak ciddi bir problem yoktu. Bu nedenle kendi tedbirlerimizi aldık."
"ÖĞRENCİLERİMİZİ KAYIT ETTİĞİMİZ OKULLARA TAŞIYACAĞIZ"
Yeni derslik yapılamayan alanlarda farklı tedbirlerin devreye alındığını aktaran Tekin, ikilieğitimin bunlardan biri olduğuna işaret etti.
Tekin, ikili eğitim uygulanacak öğrencilere bakanlıkça okula taşıma desteğinin verileceğini, mevzuatın buna göre düzenlendiğini belirterek, şöyle devam etti: "Eski mevzuata göre, belediye sınırları içerisinde taşıma yapılmıyordu ama şimdi nerede olursa olsun öğrencilerimizi kayıt ettiğimiz okullara taşımayı taahhüt etmiş oluyoruz. İl müdürlüklerimiz bununla ilgili taşıma süreçlerini başlattılar" dedi.
Tekin, depremden etkilenen 11 ilde yaklaşık 210 bin öğretmenin bulunduğuna, bu öğretmenlerin bir kısmının yeni atananlar bir kısmının ise depremden önce de bu bölgelerde görev yapanlardan oluştuğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İl milli eğitim müdürlerini topladık ve kendilerinden yeni atanan ya da eski öğretmen tamamıyla telefonla irtibat kurarak, konaklama ihtiyacı olup olmadığının belirlenmesini rica ettim. Bu çerçevede il milli eğitim müdürlüklerimiz 210 bin öğretmenimizle tek tek irtibata geçti, ailesinde kaç kişi oldukları gibi durumları belirlendi. İçişleri Bakanlığımız ve AFAD'ın koordinesinde 11 bin konteyner tahsis edildi. Biz bu konteynerleri okullarımız, taşıma bölgeleri gibi uygun alanlarda oluşturduk. Toplam 11 bin 76 konteyner sadece öğretmenlerimizin konaklaması için tahsis edildi. Öğretmen arkadaşlarımızın bu anlamda bir sıkıntısı yok."
"OKULLAR AÇILDIKTAN SONRA ZORUNLU TELAFİ PROGRAMLARI UYGULANACAK"
Deprem bölgesinde yaz aylarında hayat boyu öğrenme kapsamında 53 bin 920 kurs açıldığını ve bu kurslardan zor süreçler geçiren yetişkinlerin yararlandığını anlatan Tekin, toplam 745 bin 866 kursiyerin bu kurslara katıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan öncülüğünde bu kurslarda kursiyerlerin ürettiği ürünlerin hayırseverlere satışı ve buradan elde edilen gelirin de deprem bölgesinde kullanılmasına ilişkin bir proje de başlatıldığını anımsatan Tekin, şöyle devam etti:
SEVİYERİNE GÖRE DESTEK
"Öğrencilere yönelik olarak da yaz aylarında telafi programları açmıştık, bunlar isteğe bağlıydı. Şimdi okullar açıldıktan sonra 11 Eylül'den 4 Ekim'e kadar bu kez zorunlu telafi programları uygulanacak. Her öğrencimize seviyesine göre destek sağlamış oluyoruz.
Ayrıca Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı kapsamında deprem bölgesindeki iller için toplam 30 bin ilave kontenjan sağlandı. Bu da çok önemli. Bir de özellikle ortaokuldan liseye geçen çocuklarımız haklı olarak 'Haziran ayındaki sınava o psikolojik ortamda nasıl hazırlanacağız' serzenişinde bulundu. Yaş itibarıyla 8'inci sınıftaki bir öğrenciden bahsediyoruz... O psikolojik ortamda hazırlanamayacaklarını düşündüğümüz için bu çocuklarımıza şöyle bir ayrıcalık tanıdık, Türkiye genelinde, nerede olursa olsun, sınavla öğrenci alan her okulda en az ikişer kontenjan oluşturduk. Dolayısıyla yaklaşık 13 bin ilave kontenjan oluşturulmuş oldu. Yani sadece 5 il, 2 ilçedeki öğrencilerin müracaat ettiği, sadece kendi aralarında yarıştığı bir süreç oldu. Bu sadece bir yıla mahsustu, bunu yaparken de o okulu doğal olarak tercih edecek bir öğrencinin hakkını da gasbetmeden sadece şubeye ilave 2 kontenjan tanımlamış olduk."
"DEPREM BÖLGESİNDEKİ EĞİTİM ÖĞRETİM SÜRECİ SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE BAŞLAYACAK"
Tekin, deprem bölgesindeki çocukların gittikleri okulların bulunduğu illerdeki pansiyon, barınma hizmetlerini de üstlendiklerini, öğretmen ve öğrenciler için psikososyal destek programları açtıklarını, 3 bine yakın öğretmenin bu programlarda görev aldığını ifade etti.
Tekin, şunları söyledi: "Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, 11 Eylül günü itibarıyla deprem felaketini yaşamış bölgedeki eğitim öğretim süreci inşallah sağlıklı bir şekilde başlayacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla orada hızlı bir şekilde derslik ihtiyacımızı gidereceğiz. Yani zorunluluklar gereği ikili veya benzeri yöntemlerle çözdüğümüz ihtiyacı gidereceğiz. Kendimize şöyle bir takvim oluşturduk, bir kısım derslikleri 11 Eylül itibarıyla bitirmiş olacağız, bir kısım derslikleri şubat yarıyılı başladığında hizmete açacağız, bir kısım derslikleri de önümüzdeki eylül ayına yetiştirecek şekilde bir hazırlık içerisindeyiz."
"HEP BERABER TOPLUMSAL BİR EĞİTİM SEFERBERLİĞİ ARZU EDİYOURM"
Tekin, Türkiye milli eğitim sisteminin en büyük probleminin ne olduğu ve sistemde "reform" ihtiyacına gerek görüp görmediğine ilişkin soru üzerine, Türkiye'de çok fazla dejenere olduğunu düşündüğü reform kavramını çok fazla kullanmamaya özen gösterdiğini anlattı.
Reform yerine eğitim sistemindeki rutin problemlerin çözümünün ve yeni gelişmelere göre adımlar atılmasının daha doğru bir çözüm olduğuna inandığını dile getiren Tekin, bunlar hayata geçirildiğinde "reform" ile tarif edilen hedeflere ulaşılacağını ifade etti.
Tekin, Milli Eğitim Bakanlığı'nın çağın gereksinimlerine uygun şekilde hızlı hareket etme kapasitesini geliştirmesi gerektiğine işaret ederek, "Bakanlığı daha dinamik hale getirirsek ve sahayla entegrasyonunu sağlarsak çok büyük mesafe katetmiş olacağız" dedi.
Göreve gelmesinin hemen akabinde birim amiri genel müdürlere 6 soru yönelttiğini, bu soruların özünü bakanlıktaki birimlerin birbirinden haberdar olup olmadığının oluşturduğunu anlatan Tekin, bu durum hayata geçirildiğinde başarının geleceğini vurguladı.
Tekin, "Hayalim, idealim; kısa süre içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatını sahadan, öğretmenden beslenen, öğretmeni önemseyen ve ona göre kendini revize eden dinamik bir bürokratik yapıya kavuşturmak. Şu ana kadar yaptığımız şeyler de bu yönde" değerlendirmesinde bulundu.
Sahadan gelen verilerin bir havuza aktarılması ve hızlı hareket edilmesi yönünde çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Tekin, çok büyük kitleyi ilgilendiren kararların hayata geçirilmesinde gecikmenin büyük bir faturaya mal olabileceğini vurguladı ve bu tıkanmalar çözüldüğünde sorunların da hızlı şekilde çözüme kavuşacağını söyledi.
"TOPLUMSAL BİR EĞİTİM SEFERBERLİĞİ ARZU EDİYORUM"
Öğretmen ve öğrencilere yeni eğitim öğretim yılının başlayacağı 11 Eylül'e ilişkin mesajının sorulması üzerine Tekin, öğretmen meslektaşlarının bakanlık ekibinin bir parçası olduğunu vurgulayarak, "Ne yapacaksak hep beraber yapacağız" dedi.
Tekin, velilerin kimi zaman öğretmenden anne baba, ağabey ya da abla olma yönünde toplumsal taleplerde bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bu yükün kaldırılabilir hale gelmesi noktasında ebeveyn olarak bizler de kendi çocuğumuza ve etrafımızdaki çocuklarımıza destek olalım. Hep beraber toplumsal bir eğitim seferberliği arzu ediyorum. Hepimiz kendi üstümüze düşeni yapalım. Çocuklarımıza zaman ayıralım,eğitimleriyle ilgilenelim, her şeyi öğretmenden bekleyecek bir yapımız yok. Veli, anne, baba öğretmen, kamu ve sivil toplum kuruluşları ile hep beraber eğitim seferberliği ilan edelim. Sadece kendi üzerimize düşeni yaparsak süreç çok iyi ilerleyecektir."
05-09-2023