Arama sonuçları

Bilal Erdoğan: Batı paradigmasında yetişen çocuğun ne ülkesine ne insanlığına bir faydası olmuyor

Bilal Erdoğan: Batı paradigmasında yetişen çocuğun ne ülkesine ne insanlığına bir faydası olmuyor

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ), Eğitime Destek Platformu ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen, "Kişilik ve Karakter İnşasında Öğretmenin Rolü" konulu çalıştayda konuştu.  

Bilal Erdoğan, çok önemli ve kritik bir noktada görev yaptığını vurguladığı öğretmenlerin gençlerin geleceğini kendine dert edinmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, şöyle dedi:

 

"Öğretmenimizin, 'Acaba sınıfıma gelen çocuğu sınıf dışında da kuşatabilir miyim?', 'Daha çok yerde acaba çocuğa temas edebilir miyim?' diye düşünmesi kaçınılmaz hale geliyor. Ne tür öğrenci olursa olsun, öğretmeninin sınıfta kendisi için samimi olarak dertli olduğunu hissedince yaramaz çocuk bile o hocasına çok saygı duyar. Sınıfa giren hoca gerçekten dertli ise o çocukların geleceği için kaygı hissediyorsa ve bu kaygıyı hissettiriyorsa onlar da işte iz bırakan öğretmenlerimiz oldular."

HANGİ ÖĞRETMENLERE İHTİYAÇ VAR?

Gençlerin geleceği için kaygı duyan, bu kaygıyı öğrencilere yansıtan ve eğitim hayatına iz bırakan öğretmenlere ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"İz bırakmak hem zor hem kolay. İşin başında niyet ve gayret var. Bir niyetin bir gayretin olması gerekiyor ki o çocukların hayatında iz bırakabilelim. Şimdi bu çocukların bir gelecek kaygısı var. Çocuklarımızın, gençlerimizin üzerinde bir sürü ahkam kesiliyor ama bu çocukların bir gelecek kaygısı var. Çok zengin bir ülkede de yaşasan çok fakir bir ülkede de yaşasan o ülkenin gençleri gelecek kaygısını en çok yaşamak durumunda olanlardır. Hayata atılacaklar, aile kuracaklar, iş sahibi olacaklar. Bunları düşünmek zorunda olan bir insandan bahsediyoruz. Yadırganmaması gereken bir şey.  Çocuklarımıza çok yönlü bir perspektifi kazandırmak zorundayız. Bunu kazandırmanın başladığı yer de öğretmenin sınıfta çocuğa derdi olduğunu hissettirebilmesi ve öncelikle kendisinin dertli olması. Sivil toplum kuruluşlarıyız. Sivil toplum kuruluşlarında her zaman vurguladığım şey, öğretmenlerimizin ve okul idarecilerimizin destekçisi olmak. Öğretmenlerimiz canımız ciğerimiz. Biz onları nasıl dertli hale getirebiliriz, nasıl yaptıkları işin önemini kavratabiliriz, nasıl sınıfa girdikleri zaman bunu bir ibadet aşkıyla yapmaya başlamalarını sağlayabiliriz, bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Gençlerimizi Selçuk Bayraktar gibi 'Dönüp ülkeme hizmet edeceğim.' şuuruyla yetiştirebilirsek o zaman Türkiye'nin dünyada yapacağı çok iş var."

BATI PARADİGMASINDA YETİŞENLER

"Batı paradigmasında yetişen çocuk maalesef en düşük bilinç düzeyinde yetişiyor ve bütün motivasyonunu maişet kaygısı oluşturuyor. Ve ne ülkesine ne insanlığa ne ümmetine bir faydası olmuyor. Oturup sosyal medyada bir şeyin altına, bir krizin altına çevreci bir yorum yazdıkları zaman kendilerini iyi hissediyorlar o kadar. Bir yere 3-5 dolar verdikleri zaman kendilerini iyi hissediyorlar o kadar. Maalesef o kapitalist paradigmanın içinde insanın gerçek anlamda insanı sevmesi de çok zor. Gerçek anlamda topluma, dünyaya faydalı olmak istemesi ve hayatını buna adaması da çok zor. Birçoğu reklam için yapıyor. Ama bizim ümmet ve iman paradigmasında yetişen insanlar gerçekten insanları sevebiliyor. Gerçekten toplumu, ümmeti, milleti için dertli olabiliyor. Akademik başarısı olan çocuklarımızı ne kadar bu dertlerle dertlendirip yetiştirebilirsek Allah'ın izniyle bu toplum bu ülke kalkınır ama dünyaya bu milletin bu ümmetin çok faydası olur."

20-11-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş