Arama sonuçları

Eğitimde etik nasıl sağlanır? Etik nedir?

Eğitimde etik nasıl sağlanır? Etik nedir?

Eğitimde etik nasıl sağlanır? Etik nedir? Bu kez pervinkaplancom instagram yayının konuğu Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İnayet Aydın. Aydın’ın öğretmenlik ve yöneticilik etiği, akademide eğitim ile ilgili çok sayıda konferansı ve konuyla ilgili kitapları da bulunuyor. Aydın, kamu kurumları için de ‘kamuda etik’ konusunda konferanslar verdi.

Aydın ile etik nedir, eğitimde etik nasıl sağlanır bunları konuştuk. Örneğin öğretmenin hediye alması ya da özel ders vermesi ne kadar etik? İşte sorular ve Aydın’ın yanıtları:

EĞİTİMDE ETİK NASIL SAĞLANIR? ETİK NEDİR?

 

İsterseniz önce etik nedir onun tanımı ile başlayalım ve bazen şu soru yöneltiliyor, neden ahlak değil de etik diyorsunuz?  Hem bu etik tanımını hemde neden ahlak demediğimizi anlatabilir misiniz lütfen?

Bu iki kavramı eşanlamlı kullananlar da var ama iki kavram aynı şey değil. Şu bir gerçek ki ahlak olduğu için etik konuşuyoruz ama pek ok ahlak, ahlaki kabul, yaklaşım var. Ama bunu evrensel anlamda herkesin kabul edeceği bir forma sokmak mümkün değil. Kişiden kişiye, toplumdan topluma değişen farklı kabuller var. Etik dediğimiz zaman biz bu kuralları daha evrensel bir şekle tabii tutmaktan söz ediyoruz. Mesela Tayland kraliçesi 1800’lü yıllarda suya düşüyor ve boğuluyor ama kurallar gereği çünkü kraliçe kutsal ve kimse ona elini süremez, bu yüzden de kraliçe boğuluyor ve hayatını kaybediyor. İnsan hayatı en üstteyken, bazen bu ahlaki değerler hangi değerin en üstte tutulması gerektiğine dair kafamızı karıştırabiliyor.

 

ÖĞRETMENİN HEDİYE ALMASI ‘MASUM’ MU?

 

Örneğin bizim toplulumuzda hediye çok önemlidir. Ama öğretmenlere hediye almak o kadar da masum bir şey değil, bu bizim kararlarımızı ve tarafsızlığımızı etkiler. Bir süre sonra da insanlar ne kadar hediye verilirse o kadar değerli hisseder kendini. Bizim küresel değil evrensel olan etik değerlerini baz almamız gerekir. Ahlak toplumdan topluma değişir ama etik daha evrensel ilkeler üzerinden sorgulama yapar. Ben uygulamalı etik çalışıyorsam, günlük yaşam pratiklerimize bunu nasıl uygulayacağımızla ilgileniyorum. Çocuklarımıza nasıl daha iyi bir dünya bırakabilelim ve onları da bu dünyayı daha da iyi bir hale getirecek etik değerlerle donatabilelim. Adalet, eşiştlik, saygı, sorumluluk gibi evrensel,  her yerde geçerli olabilecek birtakım değer ve hatta kurala kadar indirgenmiş – çünkü böyle şeylere ihtiyacımız oluyor – yol gösteriyor ve yardımcı oluyor. İnsan hayatıyla çalışıyorsunuz. Hangisi en doğrusu kararını vermede temelde etikler burada oluşmuştur ve aslında tıp da bu alanda diğer alanlara da örnek olmuştur.

ÖZEL DERS VERMESİ ETİK Mİ?

Ben işimi aksatmıyorum ki, ne sakıncası olabilir bunun? Ayışığı sendromu diye bir şey var, öğretmenlerin ders saatleri dışında özel ders vermesinin yol açtığı durum. Dolayısıyla ertesi gün esas sadakat göstermesi ve hizmet vermesi gereken öğrencilerine gittiği zaman onlara verecek ne performansı, ne sadakati kalıyor. Bunu kamu görevlileri için ikinci iş olarak da nitelendirebiliriz. Maalesef bunu yapan pek çok öğretmen olduğunu da biliyoruz. Dolayısıyla asıl görevli olduğu öğrencilerine sorumluluğunu ihmal etmiş oluyor, konumunu kötüye kullanmış oluyor, bu etik olarak kabul edilebilir bir konu değil.

ETİK EĞİTİMİ NEREDE BAŞLIYOR?

 

Etik eğitimi sadece aile tarafından mı verilmeli? ‘Okulun, öğretmenin işi mi etik öğretmek değil’ diyenler oluyor. Okulda bu eğitim verilmez mi?

Etik eğitimi tabii ki aileyle başlıyor, çünkü ilk güven ilişkisi kurduğumuz, ilk defa rol modeli aldığımız kişiler ailelerimiz oluyor ama tabii ki aileyle bitmiyor etik eğitimi. Çocuk birey olduğu ilk yer olan okula başlıyor. Aile dışında tanımadığı kişilerle bir yaşam sürdürmeye başlıyor ve hem sosyal anlamda hem de açık müfredat ilişkileri içerisinde etik değerler öğreniyor.

EĞİTİMİN AMACI NEDİR?

Peki eğitim amacı nedir? Milyonlarca insanı biz okul denen ve Sümerlerden beri devam eden okula niye getiriyoruz? Burada öğretmen dediğimiz kişilere bu görevi neden vermişiz? Okul yaratıcılık geliştirmeli, zihin kafa, beceri el, tutum ve değerler olan üç alanı öğretmeli. Dolayısıyla bu üç alandan birisi eksik kaldığı zaman eğitim de eksik kalmış demektir. Öğretmenin tek görevi öğretmek değil, etiği de yaşatarak öğretmektir.

“Oğlum koşma” diye bağırıyoruz mesela, neden koşmamalı onu anlamamlı. Her kuralın arkasında bir ilke, her ilkenin ardında bir değer olduğunu anlamalı. Değerleri ve ilkeleri anlaşılmazsa kurallar sorgulanabilir. Çünkü bir, başkalarına zarar verebilirim. Çünkü etiğin ilk ilkesi de başkalarına zarar vermemek.

NEDEN PARMAK KALDIRMADAN KONUŞMA DİYORUZ?

Parmak kaldırmadan konuşmamak neden? Çünkü sınıfta 20 kişi varsa hepsinin konuşma hakkı var, işte demokrasi burada öğretilir. Okul hapishane gibi derler, kural sadece sınırlayıcı bir şey değildir, bizi özgürleştiren de bir şeydir. Eğer birisi bana etik dışı bir taleple gelirse ve bu kural belirliyse yapamam diyebilirim ama kural belirli değilse biraz zorlanabilirim hayır demekte. Öfkesini de yönetemeyen bir toplumuz, bu da bir karakter eğitimidir. Stres eğitimi de bunun bir parçasıdır. Saygılı olmak. Üniversitede de bir alan girdiğiniz zaman etiğinizi öğrenmeniz, onun etik değer, ilke ve kurallarını da kazanmalısınız. Onun dışında biz izlediğimiz bir filmden, okuduğumuz bir kitaptan etik öğrenebilirsiniz ve doğumdan ölüme kadar da etik eğitimimiz devam eder.

YASA-ETİK ÇATIŞMASI NEDİR?

 

Peki yasalar ile etik çatışır mı?

Hem de nasıl çatışır. Dört alan var: Bir şey hem etik hem yasal olabilir, problem yok, hırsızlık ikisi açısından da suçtur, sorun yok. İki etik olabilir ama yasal olmayabilir. Bir hekimin hekimlik icraa etmesi o ülkede yasal olmayabilir. Bir doktor yurtdışına geziye çıktığında birisi kalp krizi geçirdiğinde ‘Benim burada çalışmam yasak diyerek, müdahele etmeyecek mi?” Müdahele etik ama yasal değil. Yasal olabilir ama etik olmayabilir. Örneğin yunus parkları, sirkler ne kadar etik? Yasal bir sorun yok, ama etik mi hayvanların eziyet çektirilerek eğlence malzemesi yapılması? Bir de bir şey ne yasaldır, ne etiktir, kölelik mesela. Bir de yasayla etiğin ilişkisinin olmadığı bir alan var, mesela trafik çizgilerini nereye çekelim, belki yasal bir altyapısı vardır bunun. Mesela eğitimle, çevreyle ilgili bir kanun çıkmadan önce tartışılmalı. Önemli olan yasa ve etiğin buluşmasını sağlayacak bir ileyiş sağlamaktır. Bizim de toplum olarak etik farkındalığımızı geliştirmemiz çok önemli.

 

‘ETİK KARAR VERMEK İSTİYORUM’ DERSENİZ

‘Etik karar vermek istiyorum’ dediğinizde hangi kurallara uymamız, hangi soruları sormamız gerekiyor?

Etik karar vermek ne demek? Etik zaten karşılaştığımız durumda karar aşamasında en doğru, en iyi olan ne, burada kötü olan ne, taraflar kimler ve nasıl etkilenecekler, zarar ve faydaları nelerdir diye sormamız gerekiyor. Pek çok etik karar modeli var zaten, özellikle kamusal kararlarda da faydacılığa çok başvurulur. Bir şeyin iyi olması için der, bir şey yapılacaksa, bir yol vs. toplumda maksimum kişiye fayda sağlayacak mı diye. Ama bireyi yok sayar.

Her zaman toplum değil bireyin kararları da önemlidir. Bu konuda Kant’ın ödev kavramı da çok önemlidir. Bir veli ya da öğretmen diyelim ki veliye şirin görünmek için çocukla ilgilenmemeli. O zaman ödeve uygun davranmamış olur, ödev kaynaklı davranmamış olur. Kant kabul etmez bunu, çocuğun iyiliği için ona iyi davranmalısın der.

Bir de erdem etiği vardır, ‘İnsan erdemli olmalıdır, doğruyu seçmelidir ve herkes kendine yakışanı yapmalıdır’ der.

HANGİ SORULARI SORMAK GEREKİYOR?

Ama hepimizin günlük hayatta kullanabileceği bazı sorular şunlardır:

Yapmayı düşündüğüm şey doğru mu? Bu şey adil mi? Bana yapılsaydı adil görür müydüm? Üç zarar testi, kim zarar görecek, bunu hak ediyor mu? Dört bu gazetede yayınlansaydı, kamuoyuna mal olsaydı bu yaptığım şey memnun olur muydum, gurur duyar mıydım? Bir de müfettiş testi. Teftiş edilsem nasıl kendimi savunurdum? Aile testi, aileme karşı yüzüm kızarmadan bunu söyleyebilir miydim?

SEZGİLER NE DİYOR?

Bir de sezgiler çok önemlidir etikte. “Burada yanlış bir şey var, beni rahatsız ediyor” dersiniz. Bu sorulara cevap verebilirsek daha sağlıklı etik kararlar verebiliriz. O anlamda hemen harekete geçmemek ve önce bu sorgulamalardan, testlerden kararımızı ya da eylemimizi geçirmek çok önemli.

NİYET-EYLEM SONUÇ SORGULAMASI NE DEMEK?

Niyet eylem sonuç sorgulaması da kullanılabilir, “Niyetim etik mi?” Bazen kafamızın arkasında başka niyetler olabilir. “Peki eylemim etik mi? Niyetim iyi olabilir ama eylemim iyi mi?” Peki bu eylemin doğuracağı sonuç etik mi? Hepimiz her karar ya da davranıştan önce bunları sorgularsak çok daha etik davranabilme kabiliyetimizi de arttırmış oluruz. O açıdan en azından bu temel soruları sormak bu anlamda bu anlamda çok faydalı.

ÖĞRETMENLİK ETİĞİ NEDİR?

Öğretmenlik etiği nedir? Öğretmen hangi davranışının etik olup olmadığını anlamak için hangi soruları kendisine sormalı? Bu farkındalığı nasıl kazanmalı?

Öğretmenlik meslek etiği tabii çok geniş bir alan. Öğretmenin öğrenciye, veliye ve meslektaşlarına karşı etkik yükümlülükleri var .Mesleğin kendisine, topluma, yönetim ve diğer personele karşı etik yükümlülükleri var. Bununla da ilgili dünyada 60 kadar ülkeyi inceledim. Hepsinde de üzerinde durulan hususlar aynı hususlar. Çok uluslararası bir özellik taşıyor. Bizim ülkemizde de iki temel yasa var. 2004 kamu görevlileri etik kurulu kuruldu ve 2015’te de bir yönetmelikle kamu görevlilerinin uyması gereken etik ilkeler açıklandı, 18 etkik ilkesi var burada. Yine 2015 yılında Başbakanlık Etik Kurulu’nda benim de katkı verdiğim geniş bir grupla Türkiye’deki eğitimciler için genel bir etik belirlendi.

ÖĞRETMEN FARKINDA OLMADAN ZARAR VEREBİLİR Mİ?

Öğretmenin öğrenciye eşit, tarafsız ve zarar vermeden bir hizmet vermesi gerekmektedir. Farkında olmadan zarar verebiliriz, mesela “Tombişim” diye isim takıyor, kimseyi  bu şekilde sevemeyiz. Üstelik diğer çocuklar da ona o şekilde hitap ediyor ve bu sonuçta çocuklara zarar veriyor. Niyetiniz iyi olsa da eyleminiz iyi sonuçlar doğurmayabilir, farkındalık onun için bu yüzden önemli.

Mesela ayrımcı olduğumuzu düşünmeyebiliriz, ama mesela bir öğretmen geliyor, “Güzellerinizi folklöre seçeceğim, sen gel, sen gel” diyor, ayrımcılık değil mi bu?

Akademik zararda verebilir, eğer alanında iyi değilse. Milli eğitim sisteminde bir problem olduğunu biliyoruz. Çok kolay alan değiştirildiğini biliyoruz. Özel eğitim çok önemli bir alandır, dört senelik eğitimi vardır ama bununla ilgisi olmayanlar özel eğitimde öğretmen, rehberlik öğretmeni, yönetici olabiliyorlar. Bunların hepsi eğitim görülmesi gereken alanlardır. Ondan sonra binlerce insan da sıfır çekiyor sonra sınavda.

LİYAKAT İLE ETİK ARASINDA İLİŞKİ VAR MI?

Liyakat yoksa etik olmuyor. Layık olmaktan geliyor liyakat, onun için gerekli bilgi, beceri, tutumları kazanmış olmaktan geliyor. İnsanları pozisyonlara oturtmak kamu görevinde çok önemlidir, kamu görevi emanettir hepimize. Geçici olarak bırakılmış ve iyileştirilerek teslim edilmesi gereken bir alandır, emanettir ve bunları rastgele insanlara teslim edemeyiz. Bir de liyakatte açık ilan olması lazım, adrese teslim olmaması lazım. Bakıyorsunuz bir tek tez yazılmış adını yazmış. Diyelim ki eğitim yönetimi alanında ihtiyacım var, bu alanda çalışmış birisini diyebilirsiniz, ama tez ismini yazıp neredeyse ayakkabı numarasında kadar yazamazsınız. Daha iyisi gelecek belki. En çok hak eden, yeteneği, bilgisi, yeterliliği -bilgi, beceri tutumu- olan kişileri seçmeliyiz. Liyakat yoksa hangi etikten bahsedebiliriz?

ETİK CESARET NE DEMEK?

Bir tek öğretmenin etik davranması yetmiyor elbette, yönetici etik değerlerin hiçbirini umursamıyorsa öğretmen ne yapacak?

Etik cesaret dediğimiz bir kavram var, görevimizin gereklerini yerine getirecek cesaretimiz yoksa o konumlara talip olmayalım. Yöneticinin her istediğini yapmak zorunda değiliz, etikte objektif olmak zorundayız. Objektif değilseniz yapana zarar verirsiniz, herkese aynı notu verirsek, onu gerçekten alnının teriyle kazanana haksızlık etmiş olmaz mıyız? O yüzden yöneticilerin de etik liderlik göstermeleri beklenir. Onun rol model olması, yanlışlar varsa kendi davranışlarıyla örnek olarak göstermesini bekleriz. Teknik bilgi ya da insan ilişkileri yetmez, etik bilgi de çok önemli.

ETİK EĞİTİMİ OKUL ÖNCESİNDEN BAŞLAMALI

Etik eğitimi okul öncesinden itibaren başlamalı mı? Öğretmenin en kolay yolu ne olabilir?

Anasınıfı hatta yuvadan başlayan bir süreç bu, burada da farklı yaklaşımlar kullanılır. Ama en güzeli karakter eğitimi yaklaşımıdır.

Öncelikle çocuğun iyinin ve kötünün farkında olmasını sağlamak. İyi yaptığımızı sanıyoruz ama farkına varıyoruz iyi değil.

İki, isim takmak örneğin, iyi olmadığını fark edip bir daha yapmayacağına söz vermek. Üçüncüsü bu an geldiğinde doğruyu yapacak gücü kendinde bulmak ve bu test noktalarını doğru şekilde geçmek.

Dördüncü nokta da bunu bir karakter özelliği haline getirmek. Bu bana yakışmaz yapmam demek. Mesela güvenilir, saygılı, sorumluluk sahibi bir insan olmak. Velinin sorumlulukları da öğretmenin hakkıdır, hak ve sorumluluk dengesi çok önemli.

Çocuklara okulda sorumluluklar verilmeli, iyi ve kötü görevler de oluyor, çöp toplayıcı olmak da var sınıf lideri olmak da var. Velilere de çok görev düşüyor. Her şey çocuğumuz için her şey iyi olsun istiyoruz ama sınıfta pek çok öğrenci var, tek bir öğrenci yok ki. Çocukları parka götürüyorsun diyelim. Geçen gün denk geldik. 45 dakika çocuğu salıncakta salladı annesi, bir tek onun çocuğu var gibi davranıyor. Oysa orada bir sürü çocuk var, hanımı uyardım, lütfen başkalarına da müsaade edin diye. Ne kadar önemli her yerde bu etik eğitimini yapmak ama okulların resmi planları dahilinde bunlar yürütülmeli. Anaokulundan lise sona kadar hatta üniversitede bu çalışmaları nasıl yapabiliriz diye üzerinde çalışıyorum.

 

AKADEMİDE ETİK NASIL SAĞLANIR?

Akademide etik konusuna da değinelim istiyorum. İntihal olarak da tanımladığımız ama bilimsel hırsızlık ne kadar yaygın? Biliyorsunuz atıf çetesiyle web of science’dan atılan dergiler var, parayla yazdırılan, bastırılan makaleler, tezler var. Bu şekilde akademik kariyerlerinde yükselen, profesörler var. Her fakültede ders veriyorlar. Akademide etik nasıl sağlanacak?

Amaç ve araç olarak yapmak bir şeyi, olay buradan başlıyor. Eğer akademik çalışma ekmek parası, ben de yükseleyim diye bir araç olarak yapılıyorsa bu olur. Ama akademik dünya çok değerli bir dünyadır.

AKADEMİSYENİN CÜPPESİ NE ANLAM İFADE EDİYOR?

Akademide mesela cüppe vardır, düğmesi yoktur, akademisyen başka kimseye itaat etmez, eğer ederseniz siz zaten topluma ihanet edersiniz. Yakası diktir, dik duracaksınız. Kolları çok geniştir, akademik özgürlüğü simgeler. Cebi yoktur, tüccar olacaksanız başka iş yapın çünkü bu bir kamu işidir, ürettiğiniz bir kamu malıdır. Cüppenin cinsiyeti, çizgilisi yoktur sadece o akademinin verdiği görevler vardır, vicdanımız ve aklımızla karar vermemizi hatırlatır, bizi dış dünyanın etkilerinden soyutlar. Bunu ihlal edenlerin sistemde yaşatılmaması için bir akademik kültür yaratılması gerekiyor. Danışmanlık çok önemlidir, bir öğrencinin kapasitesini bilirsiniz. Kullandığı cümlelerden bile siz onun yapıp yapmadığını anlarsınız, danışmanlık hem bir denetim görevidir. Mesela sözlü sınav kaldırıldı, bence çok yanlış. Bugün çok yanlış, bir satır akademi ile ilgisi olmayan insanlar doçent oluyor. Eskiden biz bunu sorduğumuz sorularla görebiliyorduk. O yüzden sözlü sınav önemliydi. Kendini akademik dünyada ispat etmek için her türlü hesap verme sürecini geçmek ve bunu çok iyi gerçekleştirmek gerekir. Kınamak, ayıplamak, dışlamak da çok önemlidir. Eğer bunu yapmıyorsak o kuruma yakışan insanlar değilizdir. Artık intihal yapan meslekten çıkarılıyor. Eskiden bir yaptırım olmuyordu, yasal olarak karşılığı yoktu. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu da çok sert, birisinin eserini isim göstermeden aldıysak, altı aydan iki seneye dek hapis cezası vardır. Ya da özensiz alıntılama vardır, soyadım yanlış yazıldıysa ben mahkemeye versem eksik kaynak göstermeden altı aya kadar hapis yatabilir insanlar. Ama gönül istiyor ki yasayla olmasın bu işler, yasayla değil isteyerek olsun. Akademisyenlik de araç değil amaç olarak yapılsın.

BİLİM ETİĞİ NE DEMEK?

Bilim etiği çok önemli, her şeyi yapabilir miyiz, klonlomalardan tutun, insanlığa zarar verecekse neden yapalım, robot etiği, uzay etiği. Naziler döneminde pek çok deney yapıldı, bilim ilerledi mi ilerdi, ama lanet olsun öyle etiğe, Nürnberg Mahkemelerinde yargılandı bunu yapanlar ve etik düzenleme yapıldı.

 

ARAŞTIRMA ETİĞİ NEDİR?

Araştırma etiği var. Dürüst hata, araştırmadan gelen hatalar. Bir de bilimsel yalancılık var, uydurma, laboratuvarda hiçbir şey yok, masa başında veri üretiyorsunuz. İkinicisi saptırma, fon almışsınız ama fon aldığınız yere sonuçlar uygun çıkmamış, verileri değiştiriyorsunuz. Üçüncüsü de intihal, sana ait olmayan şeyi kendisinin gibi göstermek.

Alıntılamak çok önemli, ama Türkiye’de doğru bir şekilde öğretilmiyor bu da. Alıntılamanın kuralları var, alıntıladığın çalışma yayınlanmış olacak, istisnası tezlerdir. İki, alıntıların miktarı senin yorumlarının miktarı çok olamaz. Üçüncüsü, sana ait olan ve olmayan görüşleri okuyucu direk görebilmeli. Bunları formalite görüyor pek çok insan. Biz kaynakları eser üretmek için değil tartışma yorum yapma için kullanabilmeliyiz. Artık yayınevleri de bunun için kelime sınırı koyuyor.

Bunları yakalamak için kurulan sistemler de her şeyi taramıyor, burada yine öğretmen, akademisyen, jüri dikkati çok önemli. Alana hakim olmayan insanları koyarsanız zaten bunu bilemezler. Çocuklar okuma yazma öğrendiğinden beri çocuklara akademik yazma konusunda eğitim vermeliyiz.

 

YAĞMUR DAMLALARI SORUMLU MU?

Sizin de sık tekrarladığınız John Ruskin’in sözü var. Hiçbir yağmur damlası kendini selden sorumlu tutmaz? Öyle mi gerçekten? Sorumlu değil miyiz?

Olmaz olur muyuz. Sorumlu tutmayınca sellerle ortalığı birbirine katıp zarar veriyoruz. Ama bir sel varsa her bir yağmur damlasının bunda bir sorumluluğu var. Bu sorumlu insanları yetiştirmemiz çok önemli. Benim payım ne burada diye düşünmek, demin saydığımız, karar vermeden önce çıkarlarımızı değil değerlerimizi düşünmemiz çok önemli. Tabii çıkarlar, herkes çıkarıyla davranırsa çok büyük zarar görürürüz, o yüzden değerlerle yaşamak çok önemli. Eğer bir sel olmasını istemiyorsak hepimiz sorumluluklarımızasahip çıkmak ve onun gereğini test noktalarında yerine getirmek zorundayız.

Petek SAMATYALI

pervinkaplan.com editörü

 

 

 

 

 

 

12-07-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş