900 bin kız çocuğu eğitim dışında

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in karma eğitimi hedef alan sözlerine bir tepki de SODEV'den geldi. Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, geçen günlerde yaptığı bir açıklamayla karma eğitim sistemini hedef alarak, şunları söylemişti:

GEREKİRSE KIZ OKULLARI AÇABİLMELİYİZ

“Kız çocuklarını okula göndermeyen ailelerin en baştaki argümanı, ‘ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum’ oluyor. Veliyi ikna etmek için gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz. Veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli. Karma eğitime karşı olduğum söyleniyor ancak tam tersine özgürlükçüyüm.”

KIZ OKULLARI TEPKİSİ

Tekin’in bu sözlerine demokratik toplum örgütleri, siyasiler ve yurttaşlardan çok sayıda tepki geldi.

Bir tepki de Sosyal Demokrasi Vakfı’ndan (SODEV) geldi. SODEV Başkanı Rasim Şişman imzasıyla yayımlanan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

“Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in kısa bir süre önce karma eğitim karşıtı açıklamasını üzüntü ve endişeyle karşıladık. Söz konusu açıklama, bu bakanın cumhuriyet, demokrasi, eşitlik, özgürlük, insan hakları gibi kavramlara ilişkin olarak ne ölçüde gerilerde kaldığını belgeler niteliktedir. Resmi verilere göre Türkiye’de 900 bin kız çocuğu eğitim dışına itilirken, 600 bin kız çocuğu ise açık öğretim üzerinden eğitim alabiliyor. Milli Eğitim Bakanı, çocuklarımızın okula gitmeme veya gidememe nedenlerini ve eğitime erişme konusundaki engelleri tespit ederek çözüm bulmak yerine kız okullarını gündeme getirerek karma eğitimde gedik açmaya çalışıyor. Cumhuriyet yurttaşını, çocukluktan başlayarak yaşamının tüm alanlarında cinsiyetçi bir yaklaşıma mahkum etmek isteyen ve eğitim sürecinin her evresinde bir imamın müdahalesini talep eden bu anlayış, yüzyıllar öncesine mıhlanıp kalmış bir zihniyetin ürünüdür!

TARİKATLAR YABANCI DEĞİL

Öte yandan, Cumhuriyet tarihimiz boyunca merkez sağ içinde pamuklara sarılarak korunup kollanan tarikatların, tarihimizin en “dinci-sağcı” iktidar kanadı üzerindeki olası etkileri de bu hamlelere yabancı olmasa gerektir. Tüm kamuoyunu, Cumhuriyetin kurucu felsefesini ayaklar altına alan bu yaklaşımlara karşı dikkatli olmaya çağırıyoruz. 21 yıldır denenmiş olan ve bilinen bir gerçektir ki, siyasal İslam önce bir adım atıp kamuoyu tepkisini ölçer ve sonraki davranışını o tepkiye göre ayarlar. Cumhuriyetin ağır bedeller ödeyerek elde ettiği kazanımları, bu gerici zihniyetin kemirip durmasına artık izin vermeyelim.