Arama sonuçları

Birinci dönem nasıl geçti?

Birinci dönem nasıl geçti?

2023-2024 eğitim-öğretim yılının ilk yarısı 17.5 milyon öğrenci ve yaklaşık 1 milyon öğrenci için tamamlandı. Öğrenciler 2 hafta sürecek sömest tatiline çıkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 

örgün eğitim istatistiklerine göre Türkiye’de örgün eğitimde (resmi + özel) 17,5 milyon öğrenci buluniyor. Toplam 75 bin 19 eğitim kurumu/okulu içinde devlete ait kurum/okul sayısı 60 bin 734 (yüzde 81) iken, özel okulların sayısı 14 bin 281 (yüzde 19).

Devlet okullarında okuyan öğrenci sayısı 15 milyon 887 bin 296 (yüzde 80), özel okullarda okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 578 bin 233 (yüzde 8). Açık öğretimde okuyan öğrenci sayısı ise 2 milyon 346 bin 654 (yüzde 12). 

1 MİLYONU AŞKIN ÖĞRETMEN

Türkiye çapında devlet ve özel okullarda toplam 1 milyon 139 bin 673 öğretmen görev yapıyor. 2022/23 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin sayısı 974 bin; özel okullarda çalışan öğretmenlerin sayısı yaklaşık 132 binb 

14 Mayıs 2023 seçimleri öncesinde atamaları yapılan ve 1 Eylül’de göreve başlatılan 45 bin öğretmen de eklendiğinde, devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin sayısı 1 milyon 19 bine ulaşıyor. 

50 BİN SÖZLEŞMELİ, 90 BİN ÜCRETLİ ÖĞRETMEN

2023/2024 eğitim öğretim yılının ilk yarısında sözleşmeli istihdam edilen öğretmen sayısı 50 bin 182. Devlet okullarında ek ders karşılığı çalıştırılan ve tamamı asgari ücretin altında ücret alan ücretli öğretmenlerin sayısı 90 bine yakın. 

ATAMA YOK, GEÇİCİ PERSONEL VAR

Eğitim emekçilerinin yaşam koşulları giderek ağırlaşırken, boş kadro olmasına rağmen, uzunca bir süredir eğitim kurumlarına genel idari hizmetler, teknik personel ve yardımcı hizmetler sınıfında memur alımı yapılmamakta. Bu durum okullarda ‘dışarıdan hizmet satın alma’ yöntemi ile taşeron çalıştırma uygulamalarının artmasına neden oluyor. Devlet okullarının üçte ikisinde kadrolu yardımcı yardımcı hizmetli bulunmamakta, okullarda yardımcı hizmetlerin büyük bölümü İŞKUR’un 9 aylık sürelerle istihdam edilen Toplum Yararına Çalışma Programı (TYP) personeli ya da geçici personel istihdamı üzerinden yapılmakta.

Eğitim Sen yaptığı açıklamada ilk yarıyılı değerlendirdi. Sendikanın açıklamasında eğitimde yaşanan sorunların her geçen yıl katlanarak artmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bu sorunlara kalıcı çözümler üretmek yerine bütün enerjisini eğitimi dinselleştirmeye ve piyasalaştırmaya harcamakta olduğu ifade edildi. 

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: 

ÇOCUKLAR OKULA AÇ GİDİYOR

Türkiye’de çocuklar okula aç gitmekte, yeterli beslenememekten kaynaklı fiziksel ve zihinsel gelişimleri sağlıklı olmamaktadır. Yine çocuk ve gençlerimizi eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamaktadır. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere, kız çocukları ve kırsal kesimde yaşayan çocuklar açısından eğitime erişim konusunda yaşanan sorunlar sürmektedir. 

2023/24 eğitim öğretim yılının ilk yarısı bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizliklerin derinleştiği, çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamaması, eğitime erişimde yaşanan sorunlar ve anadilinde eğitim gibi en temel sorunların varlığını sürdürdüğü bir dönem olmuştur. 

6 Şubat depremleri deprem bölgesinde eğitim öğretimde yaşanan sorunların daha da ağırlaşmasını beraberinde getirmiştir. Deprem nedeniyle birçok okul yıkılmış ve hasar görmüştür. Yıkılmayan, az hasarlı olan ve nisan ayında açılan okullara, eylülde başlanan tadilat nedeniyle eğitim öğretim aksamış çok sayıda öğrenci bu durumdan olumsuz etkilenmiştir. Orta hasarlı bazı okulların durumu hala belirsizliğini korumaktadır. 

ÇEDES GİBİ PROJELER 

Okul öncesi eğitimden başlayarak eğitimin bütün kademelerinde Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ÇEDES benzeri proje ve protokoller, başta öğrencilerimiz olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemeyi sürdürmektedir. 

ALACAKARANLIKTA EĞİTİM

2023/’24 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitimde ticarileşme ve eğitimi dinselleştirme uygulamalarının tüm hızıyla sürmüştür. Okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri giderilmemiş, kalabalık sınıflar, ikili öğretim ve taşımalı eğitimden kaynaklı sorunlara çözüm üretilmemiştir. 

Milyonlarca çocuk ve gencimiz kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle zifiri karanlıkta okula gitmek, akşam geç saatlerde okuldan eve dönmek zorunda bırakılmıştır. 

PATRONLARA UCUZ İŞGÜCÜ: MESEM

‘4 gün iş, bir gün okul’ sloganıyla patronlara ucuz iş gücü kaynağı olarak sunulan meslek lisesi öğrencileri Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) çocuklarımız can güvenliği olmadan çalıştırılmaktadır. 

YÜK VELİLERİN SIRTINA YIKILMIŞTIR 

Eğitim sistemi, her geçen yıl daha fazla paralı hale getirilirken milyonlarca öğrenci velisi çocuklarını okutabilmek için bütçelerine göre çok yüksek rakamlarla harcama yapmak zorunda kalmaktadır. Devletin eğitim harcamalarına yaptığı katkı yıllar içinde istikrarlı bir şekilde azalırken, halkın cebinden yaptığı eğitim harcamalarının payı istikrarlı artmaya devam etmektedir. 

ÖĞRENCİLERİN BESLENME SORUNU ÇÖZÜM BEKLEMEKTEDİR

2023/’24 eğitim öğretim yılının ilk yarısında öne çıkan sorunlardan birisi öğrencilerin beslenme sorununa ilişkin olmuştur. Türkiye’de çok sayıda öğrenci okula kahvaltı yapmadan gitmekte, yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğü görülmektedir. Çocuklar için beslenmenin önemli olduğu koşullarda süt, yumurta, peynir, zeytin vb. gibi temel gıda ürünlerinin fiyatı 3-4 kat artmıştır. Bu koşullarda çocuklarına her gün ayrı bir beslenme hazırlamak durumunda kalan aileler eti, sütü, meyveyi, kuruyemişi geçelim yumurtayı, peyniri ve zeytini bile alamaz hale gelmiştir. 

Sağlıklı beslenme alışkanlığının çocukların sadece büyüme ve gelişiminde değil, okul başarısı üzerinde de son derece etkili olduğu bilinmektedir. 

Türkiye, OECD ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda ilk sıradadır. Son dönemde çok hızlı artan yoksullaşma Türkiye’de önce en hassas durumdaki çocukları vurmuştur. Türkiye’de bugün her 5 çocuktan biri derin yoksulluk sorunları ile yüzleşmekte, yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamamaktadır. 

MEB, çocuklarımızın sağlıklı gelişimi ve eğitim sürecinin sağlıklı işlemesi için öğrencilerin beslenme sorununu çözmek için ayrı bir bütçe ayırmak durumundadır. Okullarda en az bir öğün ücretsiz yemek uygulamasının hayata geçirilmesi için gerekli adımların bir an önce atılmalı. 

MESEM’LER ÖĞRENCİLERİMİZİN CAN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR

2021 yılının aralık ayında 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişikliklerle mesleki eğitim merkezlerinin yaygınlaştırılması ve meslek lisesi öğrencilerinin işletmelerde ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasının önü açılmıştır. Çocukların ucuz iş gücü olarak kullanılarak kamu kaynaklarının sermayedarlara aktarılmasının bir yolu şeklinde tasarlanan MESEM’ler uygulamanın başladığı günden bu yana çocukları çarklarında öğüten bir sistem haline gelmiştir. 

MEB verilerine göre 1 milyon 324 bin 840 öğrenci bu program çerçevesinde kayıtlıdır. MESEM'in çarkları, çocukların bir gün okula gittiği diğer günler belirlenen sanayi işletmesinde staj adı altında çalıştırılması şeklinde işlemektedir. Uygulama kapsamında çocuklara asgari ücretin üçte biri oranında staj ücreti verilirken, bu ücretin üçte ikisi kamu kaynaklarından karşılandığı için çocukların emeği, patronlara peşkeş çekilmektedir.

7 ÇOCUK YAŞAMINI YİTİRDİ

MESEM’ler sermayeye iş güvenliksiz, kuralsız, güvencesiz eleman yetiştirme alanları yaratılması gibi pek çok sorun barındırmaktadır. Meslek lisesi öğrencilerinin staj uygulamalarının işverenin insafına bırakıldığı uygulamaların yarattığı en büyük sorunsa yukarıda örnekleri verilen can kayıpları, kazalar ve meslek hastalıklarıdır. MESEM projesi iş yerlerinin ağır ve tehlikeli işler kapsamında araştırılması, iş yerlerindeki makinelerin iş sağlığı ve güvenliği kanunu çerçevesinde denetlenmesi ve iş kazalarıyla ilgili sorumlular hakkındaki hukuki sürecin takip edilmesi 16 yaş altı çocukların staj adı altında denetimsiz, kontrolsüz, tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalıştırılması yasakken, çocuklar iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam etmektedir. Eylül ayından bugüne kadar 7 çocuk MESEM kapsamında çalışırken yaşamını yitirmiştir. Yaşanan can kayıpları, kazalar ve hastalıklar MESEM programını ve bu program kapsamındaki iş yerlerinin denetlenmesi gerektiğini göstermektedir. 

Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaokullar ve imam hatip okulları, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı il/ilçe spor müdürlükleri/gençlik merkezleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülmekte olan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES Projesi) laik eğitim anlayışına açıktan meydan okuma anlamına gelmektedir. 2021/’22 eğitim öğretim yılında 48 ilde uygulanan ÇEDES protokolü, 2022/’23-eğitim öğretim yılından itibaren 81 ilde ve tüm okullarda uygulanmaya başlamıştır. 2023/24 eğitim öğretim yılında ÇEDES faaliyetleri belirgin şekilde artmış durumdadır. Proje kapsamında 'manevi danışman' olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu hocaları, MEB’e bağlı okul öncesi, ilkokul ve ortaokullarda öğrencilere 'değerler eğitimi' vermeye başlamıştır. 

ÖĞRENCİLER CAMİLERE GÖTÜRÜLÜYOR

Türkiye’nin dört bir yanındaki okullarda öğrenciler ÇEDES kapsamında cami gezilerine ve namaza götürülmekte, öğrencilere mezarlık temizliği yaptırılmakta, din görevlileri okullara gelerek dini konularda seminerler vermektedir.  Yakın geçmişte hayata geçirilen ÇEDES uygulamalarından bazıları şunlardır:

  • Muğla’nın Menteşe ilçesinde, ÇEDES projesi kapsamında öğrenciler Menteşe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından mezarlık temizliğine götürülmüş ve ilçe milli eğitim müdürlüğü sosyal medya hesabından öğrencilerin mezarlıkları temizlerken çekilmiş fotoğraflarını paylaşmıştır. 
  • ÇEDES projesi kapsamında İzmir, Eskişehir, Aydın (Söke), Adıyaman (Tut), Batman (Gercüş), Bursa (Orhaneli), Tekirdağ (Şarköy), Muğla (Dalaman), Niğde, Mardin, Muş, Sakarya, Elâzığ ve pek çok farklı ilde öğrencilerle cami ziyaretleri gerçekleştirilmiş ve toplu namaz etkinlikleri yapılmıştır. 
  • Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde henüz örgün eğitim çağına dahi gelmemiş, soyutlama yeteneği gelişmemiş okul öncesi eğitimdeki çocuklara cami imamı “yardımseverlik ve merhamet” sunumu yapmıştır. Oyun çağındaki çocuklara cami imamının seslenmesi veliler tarafından büyük tepkiyle karşılanmıştır. 
  • Bursa’nın Gürsu ilçesindeki okullarda Gürsu İlçe Müftülüğü tarafından okullarla ortak yürütülen ÇEDES projesi kapsamında Hacı Huriye Tinç Ortaokulu öğrencilerine müftülük tarafından program düzenlenmiştir. 
  • Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde Nene Hatun Anaokulu öğrencileri, kandil dolayısıyla Dilovası Merkez Camisi’ni ziyaret etmiş, ÇEDES kapsamında ilçede bulunan ortaokuldan 35 öğrenci Gebze Çoban Mustafa Paşa Camisi’ni öğretmenleri eşliğinde ziyaret etmiştir. 

Okullarda pedagojik yeterliliği bulunmayan kişilerin ders saatinde veya teneffüslerde sınıfa, okulun toplantı, konferans, spor, sosyal etkinlikler düzenleyerek öğrencilere ‘manevi danışmanlık” yapması kabul edilemez. Müfredatta yazılı eğitim öğretim faaliyetleri dışında ve milli eğitim mevzuatında yer almayan sosyal etkinliklere (sosyal kulüp faaliyetleri, belirli gün ve hafta vb. faaliyetler dışındaki etkinliklere) velilerin onayı olmadan öğrencilerin katılımının teşvik edilmesinin yasal dayanağı yoktur. 

Mecliste 2024 MEB bütçesi görüşmeleri sırasında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz” sözleri yıllardır eğitim sisteminde yaşanan “dinselleşme” uygulamalarının bakanlık politikası olduğunun itirafı olmuştur. Söz konusu konuşmanın hemen ardından ülkenin dört bir yanından doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan haberler peş peşe gündeme gelmiştir. 

CEMAAT KİTAPLARI OKULLARDA 

Ordu'nun Altınordu ilçesindeki bir lisede Işık Cemaati'ne ait kitapların bir okul müdürü tarafından ücretsiz dağıtılmasına sendikamız tarafından itiraz edilmesi üzerine okul müdürü; “ÇEDES Projesi kapsamında biz zaman zaman dini değerlerin öğretilmesi için böyle kitaplar dağıtıyoruz. Bu Milli Eğitim'in bilgisi kapsamında yapılan bir uygulama” ifadelerini kullanmıştır.

ÖĞRETMENLERE ETEK YASAĞI

Mersin’de Hüseyin Polat Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda okul müdürü tarafından kadın eğitimcilere yırtmaçlı etek, kısa kollu tişört, yakası açık gömlek giymek gerekçesiyle “uyarı” cezası verilmiştir. Bakanlığın ‘beyaz önlük’ tavsiyesi üzerinden özellikle kadın eğitim emekçilerini hedef alarak “tek tip” kıyafet uygulamasını hayata geçirmek istediği bilinmektedir. Okullarda serbest kıyafet uygulaması sendikamızın uzun süredir savunduğu bir uygulamadır. 

Sendikamız, “beyaz önlük” uygulamasına tek tip kıyafet dayatması nedeniyle karşı çıkarken, uygulama ilk gündeme geldiğinde özellikle kadın öğretmenlere yönelik olarak okul yönetimlerinin ‘bu nasıl kıyafet’ deyip önlük giymeyi dayatabilecekleri uyarısı yapmıştır. Ne Millî Eğitim Bakanlığı’nın ne de liyakatsiz okul müdürlerinin öğretmelerin ne giyip ne giymeyeceğine karışma hakkı yoktur.

OKUL MÜDÜRLERİNE GÖREV: ÖĞRENCİLERİ NAMAZA GETİRİN

Son olarak Muğla Dalaman’da ÇEDES projesi kapsamında Dalaman İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün okul müdürlerine göndermiş olduğu sesli mesajla okul müdürlerine öğrencilerin ÇEDES projesi kapsamında cuma günü sabah namazına getirilmesi ve sabah namazının kalabalık olması için bütün mesailerini bu işe ayırmaları istenmiştir. Sesli mesajda ayrıca sabah namazına Dalaman Kaymakamı ve belediye başkanının da katılacağı, namaz sonrasında ikram yapılacağı belirtilmiştir. 

Eğitim sisteminde ve genel olarak toplumsal yaşamda iktidarın kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme yönündeki uygulamaları tüm topluma yönelik fiili bir baskı ve dayatmadır. Okullarda mesai saatlerinin ve okul ders planlarının cuma namazı saatlerine göre düzenlenmek istenmesi, öğretmenlere yönelik tek tip kıyafet dayatması, okullarda dini faaliyetlerin eğitimin önüne geçmesi ve karma eğitim ilkesinin ihlal edilmesi gibi girişimler, bazı illerde okul yönetimlerince velilere dilekçeler imzalatılarak tek cinsiyetli sınıflar oluşturulmak istenmesi ve imam hatip okullarında karma eğitim fiilen kaldırılmış olması eğitim sistemini dini kurallara göre biçimlendirme uygulamalarının sadece birkaçıdır. 

YAPISAL SORUNLARA DEVAM

2023/24 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitim alanında yaşanan gelişmeler, MEB’in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir derdinin olmadığını göstermiştir. Okullarda yaşanan yoğun dinselleşme ve eğitimi ticarileştirme uygulamaları, siyasal-ideolojik hedeflere uygun olarak alınan bilim ve laiklik karşıtı karar ve uygulamalar eşliğinde hayata geçirilmeye devam etmektedir.  

Eğitim alanında yaşanan sorunların çözümü için gerekli adımların atılmadığı, eğitime erişimde yaşanan sorunlar başta olmak üzere eğitimde dayatmacı politikaların sürmesi nedeniyle öğrencilerin ve öğretmenlerin mutsuz olduğu, öğretmenlerin kariyer basamakları üzerinden yapay olarak ayrıştırıldığı, siyasal kadrolaşmanın devam ettiği, eğitim sürecinde farklı dil, kimlik ve inançların dışlandığı, eğitimin zaten sorunlu olan niteliğinin daha da kötüleştiği bir eğitim sisteminin başarılı olması mümkün değildir. 

 

19-01-2024


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş