Arama sonuçları

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gelin çözümü yasa değil Anayasa düzeyinde sağlayalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gelin çözümü yasa değil Anayasa düzeyinde sağlayalım

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na dürüst ve samimiyse bu konunun çözümünü yasa değil Anayasa düzeyinde sağlama çağrısında bulundu.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 2008'de MHP ile Meclis'te CHP zihniyetinin emrivakiye dayalı zulümlerinin önünü kesmek adına, başörtüsü tartışmalarını kökten çözecek bir Anayasa değişikliği yaptıklarını söyledi. Bu değişikliği, işin özü ve mantığı itibarıyla böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olmamasına rağmen, sırf CHP faşizmini dizginlemek için yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, "Meclisimizin tarihinde ender görülen bir uzlaşmayla hayata geçirdiğimiz Anayasa değişikliği birilerini öyle rahatsız etmişti ki, bunu '411 el kaosa kalktı' manşetiyle duyurmuşlardı" diye konuştu.

Erdoğan, bu düzenlemenin Anayasa Mahkemesince Anayasa'nın bu konuda kendisine tanıdığı sınırın ötesine geçerek verdiği kararla iptal ettiğini belirterek şunları söyledi:

"İptal edilmeseydi, Türkiye başörtüsü tartışmalarını ta o zaman gündeminden tamamen çıkarmış olacaktı. Bu değişikliği, iptali için büyük bir keyifle Anayasa Mahkemesine götüren kişi kimdi biliyor musunuz? Bizzat Kılıçdaroğlu'nun kendisiydi. İşte ismi, işte imzası. Kılıçdaroğlu, dürüst ol dürüst. Yalanların yetti. 

Kılıçdaroğlu'nun iptal başvurusunda yer verdiği 'başörtüsünün çağdaş demokrasiye tehdit oluşturduğu, kamu düzenini, toplum huzurunu ve beraberliği zedeleyeceği' ifadeleri, hem bu şahsın alnına hem de demokrasi tarihimize kara bir leke olarak kazınmıştır. Aynı dönemde partimize açılan kapatma davasının gerekçelerinden biri de başörtüsü konusundaki özgürlükçü yaklaşımımızdı. Partimiz bu kapatma davasından kıl payı kurtulmuştu. O dönem aynı partinin başındaki zat 'Ankara'da hakimler var, savcılar var' diye de memnuniyetini ifade etmişti. Dönemin YÖK Başkanı hakkında 'Başörtüsü yasağını kaldırın.' dediği için görevini kötüye kullanma iddiasıyla dava açanların başında da kim geliyordu? Bu Kılıçdaroğlu. İşte ismi ve imzası. Kılıçdaroğlu, belgeyle konuşuyorum belgeyle. Senin imzalarınla konuşuyorum. Şimdi yanına birkaç tane başörtülü kardeşimizi öyle veya böyle aldatarak alıyorsun, onlarla beraber resim çektiriyorsun ve onlarla birlikte bu milleti aldatmaya gayret ediyorsun."

"BENİM KIZLARIM MAĞDURİYETİNİ ÇEKTİ"

Kemal Kılıçdaroğlu'nun okullardan kamu kuruluşlarına kadar her yerde başörtüsü hakkını kadınlara vermek için yaptıkları tüm düzenlemelere karşı çıktığını ifade eden Erdoğan, "Kılıçdaroğlu, benim kızlarım bu işin mağduriyetini çekti. Ben, kızlarımın bir tanesini, üstelik de imam hatipte İstanbul'da okutamadım çünkü oradaki yönetim sıkıntılıydı. Türkiye'nin bir başka iline göndermek suretiyle oradaki okulda kızım imam hatip okulunu tamamladı. Bunun çilesini ben çektim. Kızlarımla, yeğenlerimle çektim. Ve imam hatip okulu, onun kapısında anneleri günlerce, aylarca nöbet tuttular. Çünkü polis verilen emre uyarak çocuklara maalesef istenmeyen müdahaleler yapıyordu. Bunları biz yaşadık. Şimdi 'Kanunlarla bu işi düzenleyelim, halledelim.' diyorsun. Sabırlı ol.

Bu zatın, her konu gibi, başörtüsü meselesinde de birbiriyle taban tabana zıt o kadar çok demeci var ki biz söylediklerine değil gerisindeki zihniyete bakmayı tercih ediyoruz. Kendisi bir proje olarak kaset kumpasıyla bulunduğu yere gelenlerin, elbette ülkenin ve milletin hayrına proje üretemezler. Ülkemizin pek çok kazanımdan haberdar olmadıkları veya gördükleri halde anlayamadıkları gibi, bu meseleyi de geriden takip ediyorlar."

Erdoğan, AK Parti'nin gerçekleştirdiği pek çok icraatı sanki yokmuş gibi vadetme veya kendileri yapmış gibi anlatma huylarının burada da kendini gösterdiğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti:

"Dün söylediğini bugün inkar eden bu zatın, bugün söylediklerini yarın inkar etme potansiyelini, masadaki ortakları başta olmak üzere kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Bizim ise her zerresini yaşayarak bildiğimiz gerçek şudur: Hükümetlerimiz dönemlerinde, inanç, köken, meşrep alanlarındaki tüm özgürlükleri CHP'ye rağmen hayata geçirdik. Başörtüsü meselesi başta olmak üzere inanç ve ibadet özgürlüğü alanındaki tüm engelleri onlara rağmen aştık. Kürt meselesi diye ülkemize giydirilmeye çalışılan deli gömleğinden onlara rağmen kurtulduk. Bizim 'Kürt meselesi' diye bir sorunumuz yok ki. Şu anda benim kabinemde iki tane Kürt arkadaşım var. Bizim böyle bir derdimiz yok ama sende bu noktada dert çok çünkü dürüst değilsin. Her numara var. Akşam yalan, sabah yalan. Türkiye düşmanlığının kanlı ve sinsi araçları... Terör örgütlerinin tepelerini onlara rağmen ezdik. Bu da terör örgütlerinin temsilcileriyle Ankara'dan İstanbul'a dirsek dirseğe yürüdü. Hadi buna da yalan de."

 

05-10-2022


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş