Okul öncesi eğitime ‘katkı payı’ savunması: Başka ülkelerde de var

Ôkul öncesi eğitimin ücretsiz olmasıyla ilgili düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) geçtiğimiz 14 Ekim’de yaptığı yönetmelik değişikliğiyle kaldırıldı. Yapılan değişiklikle “katkı payı” yönetmeliğe eklenerek, resmileştirilmiş oldu. Üstelik Mayıs 2023’te  okul öncesi eğitim hizmeti resmi okul öncesi eğitim kurumlarında ücretsiz olacak ve  okul öncesinde daha önce çocukların beslenme, temizlik hizmetleri ve eğitim programının uygulanmasına yönelik materyeller için alınan ücret alınmayacağına ilişkin yönetmelik değişikliği yapılmıştı. Bu değişiklik ücretsiz yemek gibi kaldırılmış oldu. Oysa tüm eğitimciler fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için okul öncesi eğitimin ücretsiz olması gerektiğini söylüyordu.

NEDEN ÜCRETLİ OLDU?

MEB ise okul öncesi eğitimden “katkı payı” adı altında ücret alınmasını savunuyor. Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın haberine ğöre CHP’li Kara, konuyu TBMM’ye taşıdı. Ekonomik krize işaret eden Kara, “aileleri zora sokacağını” vurguladığı uygulamanın neden getirildiğini sordu. 

BAŞKA ÜLKELERDE DE VAR SAVUNMASI

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, uygulamayı “başka ülkelerde de var” diyerek savundu. Okulöncesi eğitimin isteğe bağlı olduğunu vurgulayan Tekin, “Gerekmesi halinde dünyadaki birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de aileler ekonomik durumlarını zorlamayacak düzeyde eğitim finansmanı sürecine katkıda bulunmaktadır” dedi.

Kara bu yanıta karşı şu ifadeleri kullandı: “Cevapta okul öncesi eğitimin isteğe bağlı bir eğitim olduğunu ve alınan katkı payının aileleri ekonomik olarak zora sokmadığını belirtiyor. Yani aslında daha ilk cümlesinde okullara bir şirket gibi yaklaşıldığını, ‘paran varsa bu eğitimi alabilirsin’ dediğini görüyoruz. Halbuki okulöncesi eğitim, sonraki eğitim basamakları için önemli bir hazırlık yeri. Eğer biz bir sosyal devletsek tüm yurttaşların buradan faydalanabiliyor olması gerekir.” 

2019’da bin 198 lira olan okulöncesi eğitime başlama maliyetinin 2023’te 9 bin 37 liraya çıktığını vurgulayan Kara, şöyle devam etti: “Bu rakamlara toplanan bağışlar ve çocuklara verilen harçlıklar dahil değil. Bugün açlık sınırı 15 bin TL’ye yoksulluk sınırı ise 47 bin TL civarlarına yükselmiş durumda, ekonomik parametreler yakın zamanda tersine bir durumun olmayacağını işaret ediyor. Katkı payı eziyetini resmileştirmek, yurttaşların bir bölümüne ‘Sizin çocuğunuz okul öncesi eğitim alamaz’ demektir. Anayasa’nın 42. maddesi ile de bu durum açıkça çelişir. Kimse eğitim ve öğretimden yoksun bırakılamaz.”