Okullar çocuklar için ‘cazip’ hale getirilmeli
Okullar çocuklar için ‘cazip’ hale getirilmeli. Türkiye Özel Okullar Derneği’nin geleneksel eğitim sempozyumu sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgede okulların çocuklar için daha cazip hale getirilmesi gerektiği vurgulandı. Aynı zamanda farklılaştırılmış eğitimin önemine dikkat çekildi.
Türkiye Özel Okullar Derneği’nin Antalya Kaya Palazzo Otel’de “Eğitimde Yeni Akımlar” teması ile düzenlediği 19’ncu eğitim sempozyumu son buldu.
OKULLAR ÇOCUKLAR İÇİN ‘CAZİP’ HALE GETİRİLMELİ
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’un da katıldığı sempozyuma yurtdışı ve yurtiçinden yaklaşık 1400 kişi katıldı. Sempozyumun ardından dernek sonuç bildirgesini de yayımladı.
İşte bu bildirgeden notlar:
FARKLILAŞTIRILMIŞ EĞİTİM NEDEN ÖNEMLİ?
Farklılaştırılmış eğitim, her çocuğu olduğu gibi kabul etmeyi, onların kendi bireysel farklılıklarını zenginlik olarak görmeyi, böylelikle her öğrenciye başarılı olma imkânını en adil biçimde tanımayı gerektirir. Hayat, yatayda ve dikeyde önümüze belki de en verimli şekilde farklılaştırılmış eğitim ile anlamlandırılabilecek çok boyutlu sorunlar koyar. Öğrencilerin özelliklerinin dikkate alındığı ve öğretimin buna göre düzenlenmesi prensibi üzerine inşa edilen farklılaştırılmış eğitim ile ilgili çalışmaların öğrencilerin ilgi duydukları alanları keşfetme yolculuğuna katkı yapması için çalışılmalıdır.
Farklılaştırılmış eğitim, mesleki bir uygulama olup kademeli olarak etkin eğitim, eğitimde tarafsızlık ve bu olguyu birlikte yaşama temellerine oturtulmuş bir kapsamda hayata geçer; sonuç itibariyle çağdaş eğitim anlayışına katkı sağlar ve bu bağlamda yer alır.
ÖĞRENCİNİN BİREYSEL ÖZELLİKLERİ ÖNEMLİ
Bazı eğitimciler eğitimin amacını tüm öğrencilerin aynı kavram ve becerileri aynı zaman içerisinde aynı yollardan geçerek öğrenmesini sağlamak olarak nitelendirirler. Bazılarına göreyse eğitimin amacı, tüm öğrencilerin kendi kişisel sınırlarını zorlayarak, bir üst düzeye çıkmalarını ve potansiyellerini en üst derecede ortaya koymalarını sağlamaktır ki ideal olan da ikinci yaklaşımdır. Farklılaştırılmış öğretim söz konusu yaklaşımı benimser. Bu yaklaşım, öğrencilerin önbilgi, ilgi, öğrenme stilleri gibi farklı bireysel özelliklerini kabul eden, bu özelliklere uygun tasarımlar geliştirerek her bireye başarılı olma fırsatı tanıyan ve öğrenme sürecinde öğrencilerin öz düzenleme, problem çözme, iletişim kurma, biliş üstü becerilerini geliştirmeyi amaçlayan bir öğretim yöntemidir.
YENİ NESİL EĞİTİM LİDERLİĞİ NASIL OLMALI?
Yeni nesil eğitim liderliği ve okul yönetimi tarzlarına bakıldığında öğretmen performansı tehdit içerikli, katı bir değerlendirme formatından uzaklaşmalı. Daha çok süpervizyon, yol gösterme ve gelişim hedefleri belirleme unsurları üzerine kurulmuş sistemlerle desteklenmelidir. Öğretmenlerin günümüzde birbirinden farklı özellikteki öğrenenlerin var olduğu sınıflarda, nitelikli eğitim ve öğrenim yaşantıları oluşturabilmeleri için farklılaştırılmış öğretimianlama, planlama ve uygulama becerilerikazanmaları büyük önem taşımaktadır.
ÇOCUK BİLGİYE ‘AÇ’ HALE GETİRİLMELİ
Fark yaratmak için farklı bir şeyler yapmak gerekir. Bugünün bireylerini dünün yöntemleri ile eğitmek onların yarınlarından çalmak olur. Herhangi bir konuya yönelik kalıcı ve içselleştirilmiş öğrenme gerçekleşsin isteniyorsa, ana gaye, çocukta o konuyla ilgili duygu ve merak uyandırmak olmalı, başka bir deyişle çocuk verilmek istenilen bilgiye “aç” hale getirilmelidir.
OKUL DIŞI KAYNAKLAR GÜÇLENDİRİLMELİ
Çocuklar için yanıtlanmayı bekleyen çok soru vardır, özellikle küçük çocukların merak ettikleri bildiklerinden çok daha fazladır, çocukların sorularının yanıtını okulda ve bir öğretmen eşliğinde bulmalarını beklemeden onları, başka kaynaklarla da buluşturmak gerekir. Şu bir gerçek ki çocukların dikkatini çeken, meraklarını ateşleyen birçok şey okul dışındadır. Bu bağlamda hem okulu daha ilginç bir konuma taşımak gerekir hem de okul dışının cazibesi nedeniyle çocukların okuldaki öğrenmelerini okul dışı kaynaklarla güçlendirmek gerekir. Doğa gibi, müze gibi, kütüphaneler ve kültürel, tarihi yerler gibi. Örneğin, keşfedici zihinleri ile doğal bir araştırmacı gibi çalışan çocuklar için doğa en eski, en verimli, en zengin, en ekonomik, 4 mevsim ve 7-24 açık, herkese yer bulunabilecek, bilinmezliklerle dolu bir serüven mekândır ve insanı içine çeker.Doğadaki tüm fırsatlar okula sokulamayabilir ama okul doğaya taşınabilir.
Teknolojinin, veri biliminin, büyük veri ve veri madenciliği çalışmalarının, sensörlerin, nesnelerin internetinin, doğal dil işleme, görüntü ve ses tanıma sistemlerinin geldiği nokta itibariyle insanın tüm fonksiyonlarını modelleyerek, yapay sinir ağları aracılığıyla bizim gibi öğrenen, gören, duyan, konuşan, araba süren yazılımlar çoğaldıkça buna cevabımız ne olacak? Ne olmalı? Bazılarına göre 4. Endüstri Devrimi, bazılarına göre Yapay Zekâ çağı olarak adlandırılan bu sürece nasıl hazırlanmalıyız?
HİBRİT DÜNYAYA NASIL HAZIRLANACAKLAR?
Hibrit bir dünyada yaşıyoruz. Dijital dünya öyle hızla gelişti ki, fiziksel dünyayı da yeni baştan yapılandırdı ve yapılandırıyor. Sadece yapay zekâ değil, pek çok etkenle yeniden şekillenen bu hibrit dünya, sosyolojik olarak da çok köklü bir dönüşüm anlamına geliyor ve bunu kavrayamazsak, bireyler, gruplar, şirketler, kurumlar ve ülke olarak varlık yokluk mücadelesiyle karşı karşıya kalabiliriz.
Yüzyılda bir gelen türde ve özellikle devamında gelen elli yılı yoğun etkileyen bir büyük kırılma dönemi ile karşı karşıyayız. Bu dönemde mevcut endüstriyel ve dijital paradigmaların hızla gelişen temel bilimler ile sarmalanması yeni dönemin verimlilik ve katma değerlerini belirleyecektir. Ülke odağı mutlaka bilim açığının giderilmesi olmalıdır.
03-02-2020