Arama sonuçları

Türkiye'de din eğitimi: 2002'den sonra değişti

Türkiye'de din eğitimi: 2002'den sonra değişti

Milli Eğitim Bakanlığı, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği ve Uluslararası Medeniyet Araştırmaları Derneği iş birliğiyle düzenlenen "Yeniden Açılışının 70. Yılında İmam Hatip Okulları ve Türkiye'de Din Eğitimi Uluslararası Sempozyumu"nun sonuç bildirgesi yayınlandı.

Türkiye'de 13 Ekim 1951'de eğitim hayatına başlayan imam hatip okullarının kuruluşunun 70. yılı dolayısıyla Cevahir Kongre Merkezi'nde düzenlenen sempozyumun son günü, değerlendirme oturumları, ödül töreni ve sonuç bildirgesiyle tamamlandı.

SONUÇ BİLDİRGESİ AÇIKLANDI

Sempozyumun sonuç bildirgesi, Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Din Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Bahçekapılı tarafından okundu.

Bahçekapılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımı ve 50'ye yakın akademisyenin katkısıyla İmam Hatip Okulları, Yüksek Din Öğretimi ve Örgün Din Eğitimi ana başlıkları altında önemli konuların irdelendiğini söyledi.

TÜRKİYE'NİN ORTAYA KOYDUĞU ÖZGÜN BİR EĞİTİM MODELİ

Prof. Dr. Mehmet Bahçekapılı, yüksek din öğretimi tecrübesinin Türkiye ve İslam dünyasındaki serüveninin tarihsel, metodik, program tasarımları, farklı coğrafyalardaki uygulama örnekleri kapsamında ele alındığını belirterek, şöyle dedi: "İmam Hatip Okullarının, Türkiye’de yalnızca dini düşünce ve hayata şekil ve ruh vermekle kalmadığı, genel olarak ülkemizin ve bütünüyle İslam dünyasının geleceğini şekillendirecek köklü adımların atılmasına da temel ve zemin hazırlayan Türkiye'nin ortaya koyduğu özgün bir eğitim modeli olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu okullarda uygulanan programların, asırlardır İslam dünyasının beklediği ve ihtiyaç duyduğu objektif, rasyonel ve gerçekçi zihniyet yapısının oluşmasına imkan sağlayacak nitelikte olduğuna vurgu yapılmıştır."

DİN EĞİTİMİNİN ÇOK ÖNEMLİ BİR MİSYON İFA ETTİĞİNE DİKKAT ÇEKİLDİ

Sempozyumda, İmam Hatip Okullarının misyonu ve hedeflerinin de tekrar irdelendiğini aktaran Prof. Dr. Bahçekapılı, şu değerlendirmede bulundu:

"Sempozyumda ülkemizde dinin, her türlü bidat ve hurafelerden arındırılıp aslına uygun ve rasyonel biçimde algılanmasında; dini hayatın bütünüyle aşırılıklardan, bağnazlıklardan, akıl dışı tutum ve çağ dışı anlayışlardan kurtarılıp samimi bir duygu ile yaşanmasında İmam Hatip Liseleri, İlahiyat Fakülteleri gibi devlet kurumları aracılığıyla sunulan din eğitiminin çok önemli bir misyon ifa ettiğine dikkat çekilmiştir.

Türkiye'de cumhuriyet tarihi boyunca okullardaki din eğitimi öğretimi konusunda oldukça zengin bir tecrübenin olduğu, halihazırda herkese yönelik zorunlu Din kültürü ve Ahlak bilgisi dersleri ile birlikte seçmeli din eğitimi derslerinin yer almasının birey ve toplumun talep ve beklentilerinin dikkate alınması noktasında önemli olduğu değerlendirilmiştir. "

Bahçekapılı, sempozyumda Türkiye’de her tür din eğitimi ve hizmetleri alanlarına nitelikli personel yetiştirme fonksiyonunu üstlenen yüksek din öğretimi kurumlarının program yapısının ve müfredatının içinde yaşadığımız zamanın gerekleri, talep ve beklentileri ile istihdam alanları dikkate alınarak sistemli bir yapıya kavuşturulması gerekliliğinin vurgulandığını belirtti.

MODERN ZAMANIN İSTİYAÇLARININ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI VURGULANDI

Mehmet Bahçekapılı'nın okuduğu sonuç bildirgesinde şunlar yer aldı:

"Türkiye'de her kademedeki din eğitimi ve öğretimi politika ve uygulamalarına ilişkin bütünlükçü bir yaklaşımla hareket edilmesi, kendi medeniyetimizin ortaya koyduğu insan, toplum ve gelecek tasavvurundan hareket edilmesi, aynı zamanda içinde yaşadığımız modern zamanın ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması vurgulanmıştır.

Türkiye'nin kendi kültür havzasıyla artan dış politikasına paralel olarak gelişen özellikle İmam Hatip okulları ve yüksek din öğretimi alanlarında ortaya koyduğu tecrübeden yararlanmak isteyenlerin talep ve beklentilerine uygun karşılık verilebilmesi için gerekli uluslararası çalışmaların yürütülmesi vurgulanmıştır.

Nihai olarak Türkiye'de din eğitiminin geçirdiği inişli çıkışlı değişim ve dönüşümler dikkate alındığında 2002 ve sonrasında din eğitimi alanının din ve vicdan hürriyeti bağlamında ilerici, kapsayıcı, özgürlükçü bir yapıya doğru bir ivme yakaladığı, yeni dönemin birey ve toplumun din eğitimi talep ve beklentilerinin karşılanması noktasında bir dönüm noktası olduğu ifade edilmiştir."

 

17-10-2021


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş