AYT Matematik: Bu soruları kim çözebilir?

2021 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ikinci oturumu olan Alan Yeterlilik Testi’ndeki (AYT) matematik soruları, matematikçileri bile isyan ettirdi. Eğitimciler bu soruları öğrencilerin çözmesinin çok zor olduğunu dile getirerek, “ÖSYM ne yapmaya çalışıyor?” dedi. Birçok eğitimci Milli Eğitim müfredatına göre bu soruları çözecek öğrenci sayısının çok sınırlı olacağını dile getirerek, bu tür soruların ancak matematiğe özel ilgisi olan, özel olarak çalışan ve matematik olimpiyatlarına hazırlanan öğrencilerin çözebileceğini dile getiriyor. Üstelik eğitimcilerin dikkat çektiği bir başka nokta da soruların yapısının değiştiği yönünde.

Deneme sınavlarında boş soru bırakmayan öğrenciler bile matematik sorularının çoğunu boş bıraktı. Zamanları olmasına rağmen, öğrenciler tekrar tekrar baktıkları soruları çözmekte zorlanırken, “Bu sorular AYT’nin eski sorularına benzemiyor. Ne önceki yıllardaki sınavlarda ne de deneme sınavlarında bu tür sorularla karşılaşmadık” dedi.

Öğrencilerin “beyin yakan sorular” diye niteledikleri AYT matematik sorularını matematik öğretmenleri de eleştirdi. FMV Ayazağa Işık Lisesi Matematik Zümre Başkanı / Matematik Öğretmeni Savaş  Akyıldız da pervinkaplancom instagram yayınında TYT sorularının zor değil ama zaman alıcı olduğunu eğer daha fazla zaman olsaydı bu soruları öğrencilerin çözebileceğini hatırlattı. Akyıldız, AYT matematik sorularının “zamana” rağmen çözülemediğini dile getirdi. Akyıldız, “Zor bir sınavdı, öğrencilerin zamanı olsa bile öğrencilerin yapamayacakları sorular vardı” dedi.

Akyıldız, sorulara bakıldığında “AYT’de yeni bir döneme girilmiş gibi soru tiplerinin” yer aldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Daha önce öğrencilerin görmediği soru tipleri vardı. Daha önceki senelerden farklıydı. Bir soru içinde birkaç konu ve kazanımları ölçen sorular vardı. İşlem yoğunluğu fazlaydı. Bir soruya 10 dakika ayıran ama çözemeyen öğrenciler oldu."

HANGİ ÖĞRENCİLER ÇÖZEBİLİR?

“Bu soruların hangi öğrencilere hitap ettiğini ve hangi öğrencilerin çözebileceğini” sorduğumuzda ise Akyıldız’ın yanıtı şöyle:

“Özel yetenekli ve matematikte özel olarak uğraşan öğrencilerin çözebileceği sorular. Matematikte özel çalışma yapan öğrenci bile matematik testini 2.5 saatte tamamladığıın söylüyor, 150 dakika sürmüş, fen soruları için sadece 30 dakikası kalmış. Sınav zaten 180 dakika. Bu sınavın ölçütü bu olmamalı. Bu sınavı matematikte özel yetenekli ve özel matematikle uğraşan çocukları seçmek için yapıyorsanız tamam, ama sınav bunun için yapılmıyor.

Ya da ÖSYM şöyle desin: Biz öyle sınav yapacağız ki 35-40 arasında yapanlar mühendisliğe girecek, 30-35 yapanları tıp fakültelerine alacağız. Öğrenci de bilsin ki hepsini yapmak zorunda değil. Ama öğrenciler, hedefleri yüksek öğrenciler daha önceki sonuçlara bakarak, istedikleri bölüme bakıyorlar ve 38 net yapmam gerek diyor. Ama bu sorularla 38 net yapabilecek öğrenci sayısı çok düşüktür.

MATEMATİKTEN KORKUTUYORUZ

Belki ÖSYM, ‘Bbu sıralama, az yapınca sıralama değişmeyecek’ diyebilir ama ben bir matematikçi olarak rahatsızım. Çünkü biz öğrencilere herkesin matematiği belli ölçüde yapabileceğine inandırmaya çalışıyoruz, herkes bir değil. Bazıları az bazıları çok yapar. Biz matematikten korkmamaları gerektiğini söylüyoruz, böyle sınavlarla ağlayarak çıkan başarılı çocuklar var. 4 Ağustos’a kadar bu öğrenciler ne yaşayacaklar? Biz öğretmenler sınav hazırlarken şuna dikkat ederiz. Bir sınav hazırlarız, önce biz çözeriz soruları. Sonra bu sürenin 2 katı kadar süreyi öğrencilere veririz. ÖSYM’nin bu soruları, matematik için olimpiyatlara hazırlanan çocukların çözebileceği tarzda. Sorular bu çocuklara yönelik.”

YAZIK DEĞİL Mİ BU ÖĞRENCİLERE?

İşte matematik sorularıyla matematikçileri bile isyan ettiren ÖSYM, bu sorularla hangi öğrencileri hedefliyor? Bu sınav matematik olimpiyatları seçimleri için mi yapıldıYazık değil mi bu gençlere? Önce MEB, LGS’de şimdi de ÖSYM YKS’de sorularıyla öğrencilerin kendilerini değersiz hissetmesini sağlıyor. Üstelik bu öğrencilerin 1.5 yıldır ne kadar zor şartlarda “uzaktan” okuduklarını görmezden geliyor. Amaç; gençleri "başarısız" ve "değersiz" hissettirmelerini sağlamak mı yoksa tam tersini mi yapmamız gerekiyor?