İstanbul Üniversitesi öğrencileri: Müze değil okul

İstanbul Üniversitesi öğrencileri, tüm yerleşkelerinin ziyarete açılmasına sosyal medya üzerinden tepki gösterdi.

Evrensel'de yer alan habere göre, İstanbul Üniversitesinin Anadolu Ajansına verdiği röportajda, 9 Şubat 2024 tarihinden itibaren okulun bütün yerleşkelerinin kapılarının hafta içi her gün 8.30-17.00 saatleri arasında halka açılacağı duyuruldu. Üniversitenin tek başına aldığı bu karar öğrenciler tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Görev süresinin başından bu yana aldığı tartışmalı kararlar ile öğrencilerin eleştirilerinin odak noktası haline gelen üniversite rektörü Osman Bülent Zülfikar, ‘duvarsız üniversite’ adı altında bu kararı aldıklarını açıkladı. Bugüne dek çeşitli sebeplerle fakülteler arası geçişleri engelleyen üniversite yönetimi, bugünden itibaren öğrenci olmaya bakmaksızın kampüslere girişin mümkün olacağı haberini verdi.

Halihazırda kendini okul etrafında güvende hissetmediğini belirten öğrenciler, aynı kaygıyı okul içerisinde de yaşayacaklarını ifade ettiler. Okulun tarihi yapılarının adeta bir ‘müze üniversite’ye dönüştürüleceğinin açıklanması üzerine öğrenciler, sosyal medya platformu X'ten (eski adıyla Twitter) başlattıkları #iümüzedeğilokul etiketiyle tepki gösterdi.

KULÜPLERDEN ORTAK AÇIKLAMA

Ortak açıklamada bulunan İstanbul Üniversitesi Öğrenci Kulüpleri Birliği açıklamasında “Üniversitelerin halk ve öğrenci arasında ‘bilim köprüsü’ olması ancak güvenli kampüslerin inşa edildiği, karar süreçlerine tüm bileşenlerin dahil olduğu ve akademide özgürce bilim yapabildiği bir yaklaşım da mümkündür. Bu sebeple demokratik üniversite talebimiz doğrultusunda bu kararın geri çekilmesi için tüm üniversite yönetimine çağrıda bulunuyoruz” dedi.

İstanbul Üniversitesi Emek Gençliği de yaptığı açıklamada alınan kararın kabul edilemeyeceğini ve özerk demokratik üniversite taleplerinden vazgeçmeyeceklerini belirtti.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Rektörlüğün 'Halka üniversiteleri açarak onları bilimle buluşturuyoruz' güzellemesinin arkasına sığınarak siyasi çıkarlar uğruna kampüslerimizin 'müze'ye dönüştürülmesi kabul edilemez! Demokratik bir ortamdan uzak olan üniversitelerin durumu, halkı bilimle buluşturma söyleminin gerçekliğinden uzaktır. Bu düzenleme üniversiteyi ticarethane öğrencileri ise müşteri olarak gören anlayışının ürünüdür. Girişlerde öğrencilerin çantalarının arandığı, kampüslerde sivil polislerin konuşlandığı bir ortamda kendi öğrencisini suçlu gören anlayışın, üniversiteyi halkla buluşturma girişimi siyasi propagandadan başka bir şey ifade etmemektedir.Bu anlayışın derdi üniversitelerin kapılarını halka açmak değildir. Kampüs yaşamına ve üniversite kültürüne müdahale etme arayışıdır."

NE OLMUŞTU?

Üniversite yönetimi tarafından alınan karar doğrultusunda, üniversitenin başta Beyazıt'taki ana kampüs ile çevresindeki yerleşkeleri olmak üzere, Laleli, Horhor, Avcılar, Çapa, Şişli, Kadıköy, Bahçeköy, Bakırköy ve Büyükçekmece'de bulunan kampüsler hafta içi 08.30-17.00 saatleri arasında ziyarete açıldı.

Üniversitenin kayyum rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bilim yuvası olan üniversitenin ilk görülecek yerlerden olduğunu belirterek, bu okulun kapısından girmek gerektiğini söylemişti.

Rektör yaptığı açıklamada üniversitenin dışarıya açılmasını savunurken 28 Şubat'tan 15 Temmuz'dan bahsetti, "Üniversitenin kapısı parmaklıklarla kapalı olamaz" dedi.

Bu arada Rektör Osman Bülent Zülfikar yakın zamanda, üniversitenin resmi sitesinden oteli eleştiren paylaşımıyla tepki çekmişti.