MEB’in önceliği özel kurumlar

MEB’in önceliği özel kurumlar. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mustafa Safran’ın, “Yüz yüze eğitim” başlığıyla illere gönderdiği yazıda, özel öğretim kurslarının 15 Şubat’ta yüz yüze eğitime geçmesinin planlandığı belirtildi. Yazıda, yüz yüze eğitime başlayacak özel öğretim kurumlarında eğitim sonunda sınav yapılacağı, sertifika veren kurslarda ise hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamalarına dikkat edileceği kaydedildi.

Yazıya göre, burs vermek isteyen özel öğretim kurumlarının, burs verilecek öğrenci ve kursiyerlerin tespitine yönelik düzenleyeceği sınavların uygulanma tarihi, Mayıs sonuna kadar uzatıldı. Safran’ın yazısı ile duyurulan karar, “Yüz yüze eğitime kademeli geçişin sinyali” olarak değerlendirilirken çok sayıda eğitimci ise kararın öğrenciler arasındaki eşitsizliğin derinleşmesine yol açacağını savundu.

UYGUN KOŞULLAR OLUŞTURULMALI

Kararı BirGün’den Mustafa M. Bildircin’e değerlendiren Eğitim Sen Ankara 1 No'lu Şubesi Başkanı Sacit Ünalmış, uygun koşullar oluşmadan kursların açılmasının büyük hata olacağını söyledi. Virüsün yayılma hızının halen yüksek olduğuna dikkati çeken Ünalmış, “Bu durumda kursları açmak büyük tehlikelere neden olur” dedi. Kurslara gidecek öğrencilerin büyük bölümünün toplu taşıma kullanacağına dikkati çeken Ünalmış, kararın, “Eşitsizlik boyutu” olduğunu da ifade etti.

Ünalmış, yüz yüze eğitime geçiş için devlet okullarına ilişkin herhangi bir planlama yapılmadığının altını çizerek şunları söyledi:

“Devlet okulları yüz yüze eğitime ara vermişken kursların açılması öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da artıracaktır. MEB, Dünya Bankası’ndan kredi almak için ‘Özel ve devlet okulları arasındaki fark dezavantajlı öğrenciler lehine iki kata ulaştı’ dedi ve kredinin bu farkın kapatılması için kullanılacağını belirtti. Oysa şimdi, özel kursların açılmasına olanak sağlayarak bu eşitsizliğin daha da derinleşmesine hizmet ediyor. Sağlıkçıların ardından tüm eğitim emekçileri aşılanmalı, yüz yüze uygun koşullar oluşturularak herkes için başlatılmalıdır.”