Arama sonuçları

Kız çocuklarını erken dönemde bilimle tanıştıralım

Kız çocuklarını erken dönemde bilimle tanıştıralım

Türkiye’nin bilim alanındaki gururu Doç. Dr. Gözde Durmuş, Üsküdar SEV Ortaokulu’nun “Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Günü” kapsamında gerçekleştirdiği online söyleşinin konuğu oldu. 2015 yılında, MIT Technology Review dergisi tarafından tıpta ve biyolojide çığır açan liderlerden biri olarak seçilen Doç. Dr. Durmuş, Üsküdar SEV öğrencilerine, Stanford Üniversitesi’nde bir doların altında maliyeti olan buluşu ile kanser teşhisi alanında devrim yapan cihazının serüvenini anlattı.

KENDİ ADINI TAŞIYAN LABORATUVARDA

Söyleşiye, kendi adına kurulan laboratuvarında araştırmalarını sürdürdüğü Stanford Üniversitesi’nden katılan Doç. Dr. Durmuş, gençlere ilham veren tavsiyelerde bulundu:

‘GENETİK OKUMA İŞSİZ KALIRSIN’ DEDİLER

İzmir’de Buca Anadolu Lisesi’nde okudum. 2000 senesinde genetik kodu değiştirilmiş koyun Dolly keşfedilmişti. Buna çok ilgi duymuştum: Genetik ne demek, DNA ne demek, DNA nasıl değiştirilir…  Hayalim ODTÜ’de moleküler biyoloji ve genetik okumaktı. Lise dönemimde çevremden “Genetik okursan tüm emeklerine yazık edersin, işsiz kalırsın, mutsuz olursun” diye çok yorum aldım. Herkes doktor olmamı çok istemişti. Belki iyi de bir doktor olurdum ama hastalara laboratuvar ortamında bulacağım cevaplarla daha iyi yarar sağlayabileceğimi düşündüm.

SAĞLIK TEKNOLOJİSİ 60-70’LERDEN KALMA

Sağlık sistemlerine baktığımızda çoğu 1960'lardan, 1970'li senelerden beri kullanılan teknolojiler. Benim amacım bir biyomühendis olarak tıp alanında hastalara direkt yarayabilecek, hem hasta hem doktorlara ulaşabileceğimiz, erişimi de kolay, kullanımı da kolay aletler yapmak.

BUZDOLABI MIKNATISIYLA YAPTIK

“10 tesladan büyük bir manyetik alanı nasıl laboratuvar ortamında kurabiliriz?” diye baktığımızdan tek yer MR cihazları. Bu cihazlar, bir milyon dolarlardan fazla maliyetli. Ama biz buzdolabına taktığımız mıknatıslardan kadar küçük mıknatısları lego bir araya getirdiğimizde MR cihazından daha büyük bir manyetik alanı hücreler üzerinde kullanabildiğimizi keşfettik.

ÇİN’DEKİ HIZLI TREN GİBİ

Bu cihaz sayesinde hücreleri teker teker havada uçurabildiğimizi, her hücrenin havada nasıl uçtuğuna ve bu manyetik alanda yer çekimine karşı nasıl düştüğüne bağlı olarak biyolojik özelliklerinin değiştiğini gözlemledik. Çok hızlı trenlerde, özellikle Çin’de kullanılan bir konsept ama biyolojiye kimse uygulamamıştı. Cebinize bile sokup, istediğiniz yerde ölçüm alabileceğiniz, istediğiniz her hücre ile kanla ya da herhangi bir örnekle çalışabileceğiniz teknoloji haline getirdik.

HÜCRELERİ HAVADA UÇURDUK

Göğüs, gırtlak, akciğer, kolon kanseri hücreleri normal, sağlıklı kan hücrelerine göre, beyaz ve kırmızı kan hücrelerine göre çok daha yükseğe uçabiliyor. Eğer biz bir kan örneğini alıp manyetik bir alanda uçurup bakarsak, hastanın kanında olmaması gereken kanser hücreleri varsa bunları tespit edebiliriz, buradan yola çıktık.

HİÇBİR ZAMAN PES ETMEYİN

 Ben bu projeye ilk başladığımda Stanford Üniversitesi’ndeki, şu anda beraber çalıştığım hiçbir doktor bunun çalışacağına inanmamıştı. O yüzden size en büyük mesajım, hiçbir zaman pes etmemeniz. Bilimde statükoyu değiştirmek, size inanmak istemeyen, “Bu da çalışır mı, çalışmaz” diyecek çok fazla insan oluyor. Benim de bu projeyi yapmam beş senemi aldı. Çok da pes edeceğim zamanlar oldu ama pes etmemem gerektiğini anladım.

AMELİYATA GEREK KALMAYACAK

Hastanın kanından çektiğimiz hücrelerin hangi ilaçla tedavi edilip edilemeyeceğini anlayabileceğimizi bulduk. Hiçbir ameliyata gerek kalmadan kanınızdan hastalık tespit etmeye dair teknolojiler, kanser araştırmalarını bir sonraki seviyeye taşıyacaktır diye umut ediyoruz.

ŞİRKET KURMANIZ GEREKİYOR

 Hem hastalara hem doktorlara yardım etmek istiyorsanız, bunu bir şirket haline getirmeniz lazım ki bu teknolojiler sizin kullandığınız bir teknoloji olmaktan çıksın ve diğer araştırmalara ve belki hastalara ulaşabilsin. Bu amaçla 2017 senesinde bir start-up şirketi kurduk. Diğer insanlar bizim teknolojimizi denemeye başladılar. Bu beni daha çok motive ediyor; çünkü yaptığımız teknolojinin bir şekilde hastalara ve diğer araştırmacılara yarayabileceğini düşünüyorum.

SAĞLIKTA DEVRİM COVID İLE HIZLANDI

“İleride, belki de 10-20 sene sonra nasıl bir sağlık sistemi olacak?” diye kendimize sorarsak, kan örnekleri ile evlerde kendimizi çok rahat bir şekilde test edebileceğimiz teknolojilerin çok fazla artacağını düşünüyoruz. Zaten Covid pandemisinden sonra evde yapılan antijen testlerini görmeye başladık. Sağlıktaki devrimi Covid’le beraber biraz daha hızlandırmış olduk sanırım.

AKILLI TEKNOLOJİLER YAYGINLAŞACAK

 Bu testleri akıllı telefonlarla beraber çalışabilecek hale getirmek istiyoruz. Nerede olduğunuz fark etmeksizin doktorunuza bir şekilde ulaşıp, bir hücre ya da sağlık sorunu olduğunda direkt hastanenin size ulaşması ya da sizin hastaneye ulaşmanızı kolaylaştıracak akıllı teknolojilerin daha çok yaygınlaşacağını düşünüyoruz.

KENDİMİ SORGULADIĞIM ZAMANLAR OLDU

 Benim de ailemde kanserden etkilenenler son dönemde oldu. “Benim yaptığım, üzerinde çalıştığım şeyler yakınlarıma da yarayabilecek mi?” diye kendimi sorguladığım zamanlar oldu. Bu teknolojileri kullanarak belki 10-20 sene sonra yardım edebileceğimi düşünüyorum. Bu motivasyonla da kanser alanında çalışmaya devam edeceğim.

BU YOLDA ÇOK FAZLA ENGEL ÇIKIYOR

2007 yılında üniversiteden mezun oldum. Sonrasında master, doktora çalışmaları yaptım. Bu, uzun bir yolculuk. Bu yolculuğu yaparken önünüze çok fazla engel çıkabilir; size “Bunu yapamazsın, bu okula kabul alamazsın, bu laboratuvarda çalışamazsın” diyen çok fazla insan olacaktır. Benim en büyük tavsiyem, hiçbir zaman pes etmemeniz ve çok çalışmanız.

OKUDUKLARINIZIN MANTIĞINI ANLAYIN

Bilimle uğraşmak istiyorsanız; çok okumak, ezberlemek yerine öğrendiğimiz şeylerin mantığını anlamak, mantığı anladıktan sonra bir probleme uygulamak gerekiyor.

KIZ ÇOCUKLARI BİLİMLE ERKEN TANIŞMALI

Kız çocuklarının erken dönemde bilime yönlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sizin şu anda okuduğunuz okulda da sizin için öğretmenlerinizin çok fazla emek verdiğini görüyorum. Ben, genetik bilimiyle ortaokul yıllarından beri ilgiydim. Ailem de beni biyolojiye yönlendirdi.

KIZ ÇOCUKLARINA “YAPAMAZSIN” DEMEYİN

Özellikle kız çocuklarına kendi güvenlerini, özgüvenlerini artırmak için “yapamazsın” lafının söylenmemesi gerek. Ben öğrencilerime hiçbir zaman “Yapamazsın, bu çalışmaz” demem. “Dene, olmazsa tekrardan tartışırız” diyorum. Çünkü “yapamazsın” lafının özgüveni kıracağını düşünüyorum. O yüzden kız çocuklarının bilime kazandırılması için, özgüvenlerinin yükseltilmesi gerektiğini düşünüyorum.

HER ZAMAN İYİ BİR YOL GÖSTERİCİNİZ OLMALI

Her zaman iyi bir mentorun, iyi bir yol göstericinin olması gerektiğini düşünüyorum. Kız öğrencilerin de öğretmenleriyle iyi iletişim kurup, onları yol gösterici, mentor olarak görmeleri gerek. Çekinmeden soru sorduğum, özellikle ODTÜ’deki hocalarımdan çok yardım gördüm. Yurtdışına gitmek istediğim zaman onlar bana çok yol gösterdiler.

HAYALLERİNİZİ ÖĞRETMENİNİZLE PAYLAŞIN

Neler yapmak istiyorsanız, hayalleriniz neyse öğretmenlerinizle bunları paylaşmanızı tavsiye ederim. Her zaman yol gösterecek birisi çıkar, herkesin karşısına.

 

01-03-2022


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş