Arama sonuçları

Pandemi eğitim yılı: Çözüm sınıf tekrarı mı?

Pandemi eğitim yılı: Çözüm sınıf tekrarı mı?

Pandemi eğitim yılı: Çözüm sınıf tekrarı mı? Bir yanda internet erişimi olmayan öğrenciler diğer yanda özel öğretmenler, özel okullardaki öğrenciler. Pandemi ile birlikte başlayan uzaktan eğitim dezavantajlı yoksul ailelerin çocukları için eşitsizlikleri giderek derinleştiriyor. Peki çözüm ne olacak? ODTÜ Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri öğretim üyesi  Prof. Dr. Soner Yıldırım’ın önerdiği gibi sınıf tekrarı mı yapılmalı?

Yıldırım, ne EBA’dan ne de müfredattan vazgeçilmediğini, buna karşın EBA ve televizyon kanalı dışında da bölgesel çözümler bile üretilemediğini söyleyerek, şöyle diyor:

PANDEMİ EĞİTİM YILI: ÇÖZÜM SINIF TEKRARI MI?

“Ben bunu ciddi şekilde öneriyorum. Eğer EBA yüzünden bu çocukların erişimi sağlanamazsa, devlet okuluna giden yüzde 10 ile makasın 90 derece açısı 180 derece olacaksa, bence herkes sınıf tekrarlasın, bence bu çok adil ve eşitlikçi olur” diyor.

Önümüzdeki haziran ayında hiç internete erişemeyen çocuklar ile özel okullarda her gün 8-9 saat ders alan, etütlere giren öğrencilerin aynı sınavlara sokulacağını hatırlatan Yıldırım, “Bu bir doğal afet, ama bunun bedelini gücü yetmeyen ödemesin. Bu insanların geliri düşük diye, bu Kovid’in bedelini bu kesim ödemesin. Bu vicdanları çok yaralamaya başladı” diyor.

MEB SINIFTA MI KALDI?

Uzaktan eğitimde MEB sınıfta mı kaldı? 18 milyon öğrenci için ‘altyapı hazır’ deniliyordu.  Peki EBA’ya öğretmen, öğrenci neden bağlanamıyor. Bunun nedeni siber saldırılar mı yoksa internet altyapısının yetersizliği mi? Uzaktan eğitimde eşitsizlikler daha da görünür olurken, derinleşiyor da. Geliri olan ile olmayan ailelerin çocukları arasındaki eşitsizlik artarken, bu öğrenciler aynı sınavlara girecek. Bu ne kadar adaletli? Sorun nasıl çözülür? Ve daha fazla sorunun yanıtını pervinkaplancom instagram yayınına konuk olan ODTÜ Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri öğretim üyesi  Prof. Dr. Soner Yıldırım ile konuştuk.

İşte Yıldırım’ın sorularımıza verdiği yanıtlar:

ÇÖKEN EBA, ERİŞİM SORUNLARI: UZAKTAN EĞİTİMDE HANGİ TABLO ÇIKIYOR?

Sanıyorum bu konuda kamuoyu çok da iyi bilgilendirilmiyor. Siber saldırılar biliyorsunuz çok yaygın, ilk defa olan bir şey değil. Gün boyu zaten pek çok site siber saldırı altında oluyor. Bankalar, hele bir de Facebook, Instagram gibi milyarlarca insanın kullandığı, sosyal medya kullanıcıları ki sayıları 4-4.5 milyarı buldu. Ama speed test sitesinin verilerine bakarsanız Türkiye’nin internet hızı 24 mbps olarak gözüküyor.

 

İNTERNET ALTYAPISINDA SORUN MU VAR?

Bulgaristan 58, Romanya 152, Finlandiya 137, bu rakamlara baktığımızda ‘internet altyapımızda sıkıntı mı var diye düşünüyor ama bunun sorumlusu biz değiliz, MEB değiliz. Bizim altyapımız şudur, 18 milyon öğrenciyi kaldırır diye. İlk gün olmasaydı keşke, ama sonuçta 18 milyon insan girmeye kalkmadı. Çünkü her gün de herkes girmiyor, dün sonuçta 1-1.5 milyon öğrenci girmeye çalıştı, bu kadar çocukla çökecek mi sistem? Bunun alternatifleri olması lazım. Bakın EBA durdu ve televizyonda yayın devam etti. Ama bu MEB’in hesap vermesi gereken bir durum değil diye düşünüyorum. Bu altyapıdan sorumlu bir bakanlık var, sonuçta Telekom’un yatırımları ve bütçesi MEB’in elinde değil.

Bence Milli Eğitim Bakanı altyapıya değil üstyapıyı kastediyor, o üstyapıdan bahsediyor bence, EBA dediğimiz bilişim ağından bahsediyor. Sahada pek çok öğretmen de aynı problemi yaşadı. “Siber saldırıya uğradık ve hepsini düzelttik” açıklamasını da okudum, bu beni şöyle çelişkiye düşürüyor. Sahadaki insanların art niyetli olmadığını, en az Milli Eğitim Bakanı kadar bu işi başarmak istediklerini düşünüyorum. Ama onlardan gelen veriler tutmuyor. Sorunun sürdüğünü anlıyoruz.

ÇOCUKLARIN İNTERNETE ERİŞİMİ YOKSA NE OLACAK?

Çocukların ciddi bir kısmının internete erişimi yok, çünkü aleti yok. Bu pandemiyle birlikte de laptop fiyatları da yüzde 9 arttı. Bunlar herkesin ulaşabileceği fiyatlar değil. Herkesin erişimi olmayabilir ama “Bunu şöyle telafi edeceğiz” şeklinde bir açıklama bekleniyor. 1 milyon öğretmenin hepsinin de  laptop’ı yok ki. Olduğunu düşenelim. Evinde onu kullanacak başka birey yok mu?

OKUL BİLGİSAYARLARI KULLANILABİLİR Mİ?

Okullardaki bilişim laboratuvarları da kapatıldı, çalışanlar da zaten çok eski bilgisayarlar. Bunlarda kamera filan da yok.. Tüm bunlar her devleti çok zorladı ama bizde problemin tanımında bir hata var. Sanki biz sorunları çözmüşüz gibi davranılıyor. Oysa bunlar çok ciddi. Öğretmenin ve öğrencinin erişimi nedir, özel eğitime muhtaç çocuklar ne durumda, sanat okullarımız ne halde, yükseköğretimde durum ne? Bu soruların yanıtlarını bilmiyoruz.

ÜNİVERSİTELERDE HANGİ PLANLAMALAR VAR?

Üniversiteler de güz dönemini online yapacaklarını söylüyor. Bir lisans öğrencisine 8-9 dersi online mı aldıracaksınız? Bunun nesini planladınız online demenin dışında? Bir yaz okulu gibi 2-3 döneme bile bölemediniz. Yaz okulu mantığı gibi 3’er ders alır tamamlarlar, seçmelileri yaz okulunda alırlar. Herkes ya Pollyanna ya da Şirinler Köyü’nde yaşıyor. Bir tek Gargamel biziz herhalde. 2 gün sonra üniversiteler açılınca siz şenliği görün. Çoğunun altyapısı bile yoktu pandemiye kadar. O zaman bütçeyi nereye harcadınız?

 

OKULLARIN AÇILMASI GEREKİYOR MU?

Okulların açılmasıyla ilgili bir cümle kurduğunuzda herkes ayağa kalkıyor. Öğretmenleri mi öldüreceksiniz diye. Peki doktorların suçu ne? Bir hekimler mi ölecek bu ülkede? Sağlıkçılar için hiç mi kural uygulanmayacak? “Öğretmeni mi öldürmek istiyorsunuz?” diyorlar herkes katil kesildi anlamadım, o zaman her alanda gösterin bu tepkinizi, madem çok hassassınız, sadece okulda mı bulaşıyor bu virüs? Dolmuşa maskesiz binene de gösterin, bana göre çok basitleştiriliyor bu iş. Ama bu basit bir problem olarak sunulduğu için de çözümlerde de çok sığ kalıyoruz.

YÜZ YÜZE EĞİTİMDE EBA DEVAM ETMELİ Mİ?

MEB de diyor ki  “Yüz yüze eğitime geçsek de EBA devam edecek.” Neden? Bu kadar boş bir laf olamaz bence. Hani şunu diyebilirsiniz, “EBA’daki içeriklerle bunu destekleyeceğiz.”. Biraz gerçekçi olmamız gerekmiyor mu?

 

UZAKTAN EĞİTİM VE ÇALIŞAN ANNELER?

Çocuklar evde olduğu için anneler ücretsiz izin almaya başladı, erkekler almıyor. Anne evde kalıyor ve çocuğunun EBA’ya girip girmediğine bakıyor. Devlet burada bir esneklik sağlayabilir miydi? Yine kadının üstüne kalıyor, bu toplum gerçekten çok enteresan ve tabii bunu da çok doğal karşılıyor. O zaman baba da izin alsın, kadınların kariyeri bitiyor bu yüzden. O zaman Anayasal haklar nerede? 12 yıl zorunlu değil mi bu eğitim, bunu devletin karşılaması gerekmiyor mu? Okutamıyorum, yaşatamıyorum, olmaz. Özel okula çocuk yollayanların çok ağzını açacak hali yok, 7 saat-10 saat gibi dersler yapıyorlar. Tamamen ticari kaygılarla, hem okul hem de veli tarafında para düşünen bir kesim var. Pedagojik açıdan çocuklar berbat durumda. Yüz yüzeyken sorunlar yok muydu? Vardı. 1’le 100 arasında bir cetvel vardı bazı çocuklar 80’in bazı çocuklar 30’un üzerinde oturuyordu. Şu an bazı çocukların altında o cetvel yok, alındı. Bazı çocukların erişimi yok.

HAZİRAN’DA NASIL BİR YARIŞ OLACAK?

Bir yanda EBA’ya bile giremeyen, erişemi ollayan öğrenciler diğer yanda özel okullarda her gün işlenen dersler ve özel öğretmenler. Eşitsizlik zaten vardı ama bu durumda bu çocuklar haziran ayında LGS ve YKS’de yarışacaklar. Çünkü tüm konulardan sorumlu olacakları açıklandı. Bu nasıl bir yarış olacak?

Bu vicdanları çok yaralamaya başladı. Eskiden devlet okulları için ‘Makas bu kadar açık olmamalı, kalitede okulları birbirine yaklaştırmamız gerekiyor’ diyorduk. Şu an hiç erişilemeyen çocuklarla her gün özel okullarda 8-9 saat etüt alan, evlerde özel öğretmenlerle ders çalışan çocuklar aynı sınava sokulacak. Yukarıda bir çeyrek var ki, koptu gitti, alttakinin canı çıktı. Bu bir doğal afet, ama bunun bedelini gücü yetmeyen ödemesin. Bu insanların geliri düşük diye, bu Kovid’in bedelini bu kesim ödemesin. İşte devlet de burada ortaya çıkıyor. Devlet herkesten akıllıdır, neden? Devlet herkesin aklıdır. Bir kere bu akıl kullanmama alışkanlığından vazgeçilecek. Bütün dünya bizi örnek alıyor dersek kendimizi kandırırız. Realiteyi sahadakiler, okullardaki öğretmenler biliyor, özel okullardakiler bile yakınıyor. Olay tamamen koptu.

 

HEDİYE TABLET KAMPANYALARI ÇÖZÜM MÜ?

Bu şirketler samimiyse isimlerini kullanmadan yapsınlar ve isimlerini hiçbirimiz bilmeyelim, bu olmuyor bu şekilde. Eğitim anayasal temel bir hak. Bunun şova dökülmemesi lazım. Tabii ki yapın, ne kadar çocuk erişebilirse o kadar iyi, ama sürdürülebilir bir şey yapın. Çocuğun eline tablet verip internetini de baban alsın demeyin. Önce öğretmenin de erişimini de kontrol edin. Akıllı tahtalar çok iyi bir fikirdi. Bütün sınıfları kaliteli içeriğe bağlayabilirdik o yöntemle. Sanırım buradaki sıkıntı tablete geçtikten sonra. Şimdi o tablete ihtiyaç var, şimdi tam zamanı. O zaman böyle bir karar alınsaydı, devlet çocuğa erişim sağlıyor, ne var ki denilirdi. İnternetin öğrenci olan her eve bedava verilmesi gerekir, üç tane cep telefonu firmasıyla olmuyor. Siz o zaman 3 GB’lık öğrenecekseniz, olur mu böyle bir şey? Bütün öğretmenler de diyecek ki internetten şunu araştırın, hangi GB’la araştıracak? Bir de bazı öğretmen arkadaşlar diyor ki, GB’ları bitirdiği için çocuklar babasından dayak yiyormuş.

EĞİTİM FAKÜLTELERİ SINAVI GEÇTİ Mİ?

Bu çok acı bir şey, ben bu pandemide eğitim fakültelerinin hiç de iyi sınav vermediğini düşünüyorum. İyi ki tıp fakülteleri eğitim fakülteleri gibi davranmadı işte. Bize ne devletin hastaneleri var demediler. Çok ciddi bir eğitim krizi yaşanıyor, ki bu öğrenciler de dördüncü sınıfta yapmaları gereken stajı da yapamıyor. Bunun için bir şey tasarladık mı, hayır. Okul öncesi öğretmenliğinden tutun yabancı dile kadar tüm bölümlerde öğretmen yetiştiriliyor. Eğitim fakültesi dekanları bir araya gelip bir şey mi yaptı, gönüllü bir proje mi yapıldı? Hayır. Her şeyi de devletten mi bekleyeceğiz? Burada davet beklenir mi? En azından şunu tasarlayabilirdik. Kriz durumunda okullar kapanırken öğretmen nasıl yetiştirilir? Bununla ilgili bir plan var mı? Öğretmenlik deneyimi olmadan diploma vereceğiz, bunun alternatifini düşündük mü? Pek çok aile EBA’ya girerken teknik problemlere bile müdahil olamıyor, çünkü bilgileri yok. Mesela çocukların fen bilgisi, matematik gibi derslerde problemleri oluyor, bunlar için kanallar, eğlenceli içerikler yaptık mı? Biz bu ülkede hiç böyle bir şey üretemeyecek miyiz? Doktorlar ölsün, biz öğretmenler bize bir şey olmasın diye kenara mı çekileceğiz?

 

MÜFREDATIN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR MU?

Mesela çocuklar sadece birkaç dersten sorumlu olsun şu dönem demiyoruz. Ya da mesela sosyal bilgilerde 5 ünite mi var, 2’sinden sorumlu da demiyoruz. Bir, EBA üzerinden yapılacak, iki, bütün konulardan yapılacak. Bunu dediğiniz zaman eski müfredatı uyguluyorsunuz zaten.

ÇÖZÜM SINIF TEKRARI MI OLMALI?

Ben bunu ciddi şekilde öneriyorum. Eğer EBA yüzünden bu çocukların erişimi sağlanamazsa, devlet okuluna giden %10 ile bu makasın 90 derece açısı 180 derece olacaksa, bence herkes sınıfı tekrarlasın, bence bu çok adil ve eşitlikçi olur. Ne müfredattan, ne EBA’dan vazgeçmiyorsunuz. STK’lar bir çözüm üretemiyor, bölgesel çözümler üretilemiyor. Hele bir de bu pandemi önümüzdeki bahar dönemine sarkarsa çok ciddi bir problem. Bazıları da okulların içerisinde eğitim destek noktalarının, o zaman niye bu? Bu ikilem ne ben bunu anlamıyorum. 1 Haziran’dan beri anaokulları niye açık? Orada çocuklar sürekli sarılıyor birbirine, oradaki öğretmenler öğretmen değil mi? 1 ve 2. sınıflar okula gelmeleri gereken sınıflar, 1’lere haftada bir gün müsaade ettik, belki de bu doğru karardı.

Velilere taahhütname imzalatılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

TATİLE GİDENLERE İMZALATILDI MI?

Ailelere rıza formu imzalatıldı, bütün sorumluluğu sen alacaksın denildi. Aileye, devletin sorumluluğunu veriyorsunuz. Aile böyle bir durumda nasıl panikliyor biliyor musunuz, “Ben çocuğumu ölüme mi gönderiyorum” diyor. Neden tatile gidenlere imzalatmadınız? Şimdi okula gidince kağıt imzala.

PANDEMİ ÖĞRENCİLERİ KAYIP KUŞAK MI OLACAK?

Belçika’da okullardaki öğrenme kaybı için yeni araştırma yapıldı. Matematik ve anadil üzerinden yapıldı. Ciddi öğrenme kayıpları var, bedel çok ağır diyorlar. Belçika’nın nüfusu bizim kadar değil ve okullar arasında o kadar fark yok. Asıl araştırmada dikkat çektikleri sosyal sınıflar arasındaki öğrenme kaybı. Geliri düşük ailelerde bunun daha yüksek olduğunu, önlem alınması gerektiğini söylüyorlar. Biz bununla yüzleşiyor muyuz? Bedeli çok ağır. Çok fazla kız çocuk eğitimden koptu, farkında mısınız? Bu kadar problemin olduğu yerde biz tek bir şeyi konuşuyoruz, EBA dünyada ikinci. Bence şöyle bir mantık hatası var, eğitimi pandemi yüzünden dijitalleştiriyoruz ve çağ atlıyoruz. Sakın o çağ atlayanlar dijital eğitimden faydalanıyor olmasınlar?

BÖLGESEL KARARLAR NEDEN ALINMIYOR?

Bakan Selçuk valiler okulların açılmasıyla ilgili karar alabilirler dedi ama şu ana kadar karar alan çıkmadı. Neden acaba?

 Devletin kurumları topu birbirine atıyor. O diyor Sağlık Bakanlığı, o diyor Milli Eğitim karar versin, o diyor vali, o diyor kaymakam ama hiçbirinde yetki yok. 18 milyona tek bir çözüm sunmak çok zor, burada kayıplar mutlaka olacak ama zararları minimuma indirmekle hepimiz mükellefiz. “Bizimkiler özel okula gidiyor, çocuğumuz erişiyor, geride kalanın canı çıksın” diyerek, arkamızı dönüp gidecek miyiz? Toplum paniklemeli. Panikleyin bu eğitim işi çok ciddi bir şey. Eğitim alıp sınıf atlamanın dışında yoksul kesimdeki çocuğun ne şansı var? Bu sayede ODTÜ’yü Boğaziçi’ni kazanıyor bu çocuk. Okulda bir öğretmen bir dokunuyor çocuğa, çocuğun hayatı değişiyor. O da yüz yüze eğitimde oluyor kusura bakmayın.

26-09-2020


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş